Bu doğrulara, aklı başında olan kim karşı çıkabilir?
Sonrasında; diğer taraftan diyerek başlayarak, ülkemizin laik ve demokratik anayasal düzenine musallat olan cemaat ve tarikat tehlikesine dikkat çekilmiş, basında ve sosyal medyada yer alan bazı görüntüler haber ve tartışmalar üzerinden, son yıllarda TSK ve Deniz Kuvvetlerinin çok bilinçli bir FETÖ saldırısına uğradığı, çok değerli kadroların bu hain kumpaslara kurban verildiği, bu kumpaslardan çıkarılacak önemli bir desin olduğu, bu dersinde, TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesinin zarureti dile getirilmiştir.
Daha sonra da; bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi, anayasanın bu değerlerinin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarının kınandığı ve bu çabalara karşı çıkıldığı açıklanmış, devamla, TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmezse, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yeniden yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabileceği, dile getirilmiştir.
Bu bildirinin neresinde darbe girişimi ve çağrısı vardır? Bir hukukçu olarak, bunu anlamak mümkün değildir.
Bu bildiride; uğranılan FETÖ kumpas davaları ve saldırısı ile TSK ve Deniz Kuvvetlerinin verdiği kayıplar ve 15. Temmuz FETÖ darbe girişimi dile getirilerek, sarıklı ve cüppeli muvazzaf amiral de ima edilerek, silahlı kuvvetlerde bundan sonra da FETÖ benzeri cemaat ve tarikatların yuvalanarak, silahlı kuvvetlere hakim olduktan sonra, FETÖ benzeri yeni darbe girişimleriyle yüz yüze gelme riskine dikkat çekilmiştir.
Darbe çağrısı yapıldığı iddia edilen bildiriye imza koyan amirallerin çoğu FETÖ kumpas davalarının sanığı olarak yargılanmışlar ve FETÖ silahlı terör örgütünün hedefi ve mağduru olmuşlardır, FETÖ saldırı ve kumpasını yaşayarak bu endişelerini dile getirmişlerdir. Hain FETÖ darbesini de, nihai olarak, sivil halkın desteği değil, Türk Silahlı Kuvvetlerinin; anayasanın değerlerine, laik demokrasiye saygılı gerçek mensupları önlemişlerdir.
İş başındaki siyasal iktidar; anti laik, demokrasi düşmanı cemaatler konusunda, FETÖ deneyimimiz nedeniyle, sabıkalıdır ve FETÖ'nün 15. Temmuz darbe girişiminden hala ders almadığı, cüppeli ve sarıklı cemaat mensubu amirale gösterilen toleranstan açıkça anlaşılmaktadır.
Bu bildiriyi imzalayarak yayınlayan emekli amirallerin uyarısından ders çıkaracak olanların, bu bildiriden darbe çağrısı çıkarmaları, TSK. ne sızan silahlı terör örgütü FETÖ'nün darbe girişiminden hala ders almadıklarını göstermektedir.
Anayasal düzeni değiştirme girişiminde bulundukları iddia edilen ve bu suçlama ile gözaltına alınan emekli amiraller ‘in bildirisinde, anayasanın demokratik ve laik temel ilkelerine bir saldırı ve eleştiri yoktur. Bilakis, anayasanın ve anayasal düzenin temel ilkeleri olan bu laik ve demokratik değerlerin korunmasının önemi, orduya sızan cemaatler tarafından bu değerlere yapılması olası saldırılar, tehlikeler ve riskler vurgulanmaktadır.
Bildirinin; amacına ve içeriğine bakmadan, yayınladığı saate bakarak, bu bildiri ile darbe amaçlandığını iddia etmek ve bu bildiride imzası bulunan; çeşitli platformlarda görüş ve düşünce açıklayarak halkımızı aydınlatan, aktif olan laik ve demokrat on beş civarındaki emekli amirali, 104 imzacı arasından cımbızlayarak gözaltına alıp ifadeye çağırmak, büyük bir haksızlıktır.
Güner Yiğitbaşı
06/04/2021
Hukukçu
Yorum Gönder