Görüşmede Papa’nın ziyareti için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından bastırılan 6 farklı hatıra pulu da takdim edildi.
Bastırılan pullardan biri tepki topladı. Papa'nın figürüne yer verilen pulda, başının arkasındaki haritada Hatay, Sivas, Erzurum, Kars gibi bir çok kentimiz sözde Büyük Kürdistan haritasına dahil edildi. ” deniyor, haberde.
Bu haberi duyunca, Türk Milleti olarak, hepimiz tepki gösterdik ve kızdık.
Bir özeleştiri yaparak soruyorum; bu ülkenin siyasal iktidarı, yöneticileri ve idare edilenleri olarak, bu habere kızmaya hakkımız var mıdır?
Asla, kızmaya hakkımız yoktur.
Biz aklımızı kullanmaz, millet olarak kamplara bölünür ve ayrışırsak, bizi yönetenler bu ayrışma ve bölünmenin mimarı olur ve bu bölünmeyi, eylemleri ve söylemleriyle körüklerlerse, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan devletimiz; bölünür, parçalanır ve zayıflarsa, pusuda bekleyen emperyalist devletler, bizi yutarlar tabi.
Güneyimizde kurmayı planladıkları bir Kürt Devletinin sınırlarını, ülkemizin bir bölümünü yutacak şekilde çizerler ve Papa için bastırılan anı puluna da, bunu açık bir şekilde resmederler.
Düşünebiliyor musunuz? Bu ülkenin birlik ve beraberliğinden sorumlu, ülkenin ve milletin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı, bırakınız ülkenin ve milletin birliğini ve beraberliğini temsil edip sağlamayı, eylemleri ve söylemleriyle, milletin ve ülkenin birlik ve beraberliğinin temeline dinamit koyuyor, milleti kamplara bölüp ayrıştırıyor.
Bunu ne için yapıyor? Üç kuruşluk rey ve iktidar koltuğunda oturmaya devam etmek için. Ülkenin ve milletin menfaati, partili Cumhurbaşkanının umurunda değil, tek derdi; var sa da, yoksa da, koltuğunu korumak.
Bu ülkenin; anayasanın öngördüğü manada, yeminine sadık kalan, ülkesinin yararını düşünen bir cumhurbaşkanı var mıdır, yok mudur belli değil.
Ülkenin Cumhurbaşkanı; sadece, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamalarının şikayetçisi ve mağduru olarak var, cumhurbaşkanı olduğunu sadece o zaman hatırlıyor, onun dışında yok. Cumhurbaşkanı olduğunu, ancak kendisini eleştirenlerden hesap sormak, dava açmak isterken, her gittiği mekana ve konuşma yaptığı kürsülere cumhurbaşkanlığı forsunu astırırken hatırlıyor.
Emperyalist ülkeler; yok etmek, bölüp parçalamak ve yutmak istedikleri devletlerin; önce, ulusunu bölüp, ayrıştırırlar, milli birlik ve beraberliklerini zayıflatıp yok ederler ve bunun için de, o ülkenin içerideki siyasal iktidarını kullanırlar.
Böl, parçala, yut ve yönet, sözü; boşuna söylenmemiştir.
Yüce ATATÜRK; Gençliğe Hitabesinde, büyük bir öngörüyle, boşuna “Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. “ dememiştir.
Bu nedenle, ülkemizin doğu ve güneydoğusundan toprak kopararak, güney bölgemizde bir Kürdistan kurmak isteyenlerde aramayacağız suçu. Suçu, önce kendimizde, kendi yöneticilerimizde arayacağız.
Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunlar, yapılan planlar, gizli ve yeni değil ki; adamlar, yıllardan beri alenen haritalar yayınlıyorlar, pullar bastırıyorlar.
Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen bu bölücü oyun ve planları etkisiz kılmak için, bu ülkeyi yöneten siyasal iktidar ne yapıyor?
Milletin, her zaman olduğundan daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bugünlerde, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak milletin birliğini ve bütünlüğünü temsil etmekle görevli olan zat; eylem ve söylemleriyle, her gün yaptığı yerli yersiz konuşmalarıyla, kendisine muhalif olan milletin yarısından çoğunu karşısına alıyor, terörist ilan ediyor, muhalefet partilerini, muhalif gazetecileri eleştiriyor ve hakaret derecesinde sözler sarf ederek, milleti kamplara bölerek ayrıştırıyor.
En tehlikelisi de, yaklaşık altı milyon Kürt vatandaşımızın oylarıyla destekledikleri HDP'yi meşru siyaset sahnesinden kovarak, Kürt vatandaşlarımızın meşru siyasi temsilcilerini, siyasi arenadan dışlayarak, Kürt vatandaşlarımızı, ülkemizin siyasetine ve yönetimine katkı sunmaktan dışlayarak, bölge halkını; emperyalistlerin, Kürdistan projesinin potansiyel destekçileri haline getirme aymazlığını gösteriyor.
Bu ülkenin ana muhalefet partisi liderine yönelik linç girişimi yapılıyor, her gün bir muhalif gazeteci, temsil gücü olmayan iktidar ortağı marjinal bir partinin hedef göstermesi üzerine, saldırıya uğrayıp öldüresiye dövülüyor, ülke yönetilmiyor, sadece iktidarda kalmanın planları yapılıyor, siyasal iktidar ülkenin sorunlarını çözme kabiliyetini yitirmiş, iktidarın kendisi ülkenin en önemli sorunu haline gelmiştir. Bu şartlarda ve ortamda, ülkemiz üzerinde kötü emeller besleyen, ülkemizi bölüp parçalamak isteyen dış güçlerden, başka ne bekleyebilirsiniz? aklınızı başınıza toplayınız, ülke elden elden gidiyor.
Ülkenin; iş başındaki yönetimiyle ve milletiyle, bölünmüş ve zayıf düşmüş bu halini gören, emperyalist devletler ve onların bölgedeki maşaları, tabi boş durmayacaklar ve ülkemiz üzerinde kurdukları planları uygulamaya koymak için ellerinden geleni yapacaklardır.
Onu bunu eleştirmekten vazgeçerek, adam olun, milletimizi bölerek ve ayrıştırarak zayıflatmayın ve ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunu bozun beyler.
Güner Yiğitbaşı
11/03/2021
Hukukçu
Yorum Gönder