Ak Yargı

Ak Yargı Kürşat AYVATOĞLU'nun tutuklanmayarak ev hapsine karar verilmesi, yargının; AKP iktidarının vesayeti altında olduğunu göstermesi açısından ib

Ak Yargı
Kastamonu ilinde AKP'li belediye başkanı döneminde, AKP'nin yarattığı sistemden yararlanarak, hak etmediği makamlara gelen ve bu makamların nüfuz ve yetkilerinden yararlanarak kısa sürede zenginleşen ve daha sonra AKP'nin Ankara’daki Genel Merkezine sıçrama yaparak,  burada büro elemanı olarak çalışmaya devam eden, AKP en üst düzey yöneticileriyle yakın ilişiler kurarak, onlarla yan yana fotoğraflar çektirip, burada da sistemden yararlanmaya devam edip, parasına para katan ve lüks içinde yaşamaya başlayan, hak etmediği bu parasal zenginlikle başı dönerek şımaran ve yeni arayışlara girerek,  Kokain gibi uyuşturucu madde kullanmaya başlayan  Kürşat AYVATOĞLU vakası,  sosyal medya sayesinde,  Türk kamuoyunun gündemine düşmüş ve ikinci bir Susurluk Vakası olarak,  tartışmaya açılmıştır. 

Olayın kahramanı AKP'nin yarattığı sistemim mahsulü Kürşat isimli bu AKP çalışanı şahıs;  önce, uyuşturucu kullanıcısı olduğu gerekçesiyle serbest bırakılmışsa da; daha sonra,  arkadaşlarının,  kendilerine de uyuşturucu temin etmekle suçlamaları üzerine,  ikinci kez gözaltına alınmış ve bugün tutuklanması istemiyle çıkarıldığı hakimlik tarafından,  tutuklanmamış ve hakkında adli kontrol tedbiri uygulanarak,  ev hapsine karar verilmiştir. 

Bu karar; ülkemizdeki alışık olduğumuz yaygın  uygulamalara ve anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanan öğrencilerin dahi tutuklandıklarına bakıldığında, tam bir yargı skandalıdır. 

AKP'nin yarattığı ihale ve yolsuzluk bataklığında yetişen,  gelişip  serpilen,  Kokain kullanıcısı ve temincisi Kürşat AYVATOĞLU'nun tutuklanmayarak ev hapsine karar verilmesi, yargının;  AKP iktidarının vesayeti altında olduğunu göstermesi açısından ibret vericidir. 

AVATOĞLU'na yüklenen suç, sadece kokain kullanmaktan ibaret değildir,  arkadaşlarına da bu uyuşturucuyu temin ettiği yolunda çok ciddi iddia ve beyanlar  vardır. 

Bu itibarla, kendisi uyuşturucu madde satıcısı konumundadır. 

Hukukçu olmayanlar bilmezler, uyuşturucunun parayla satılması, ticaretinin yapılması ağır bir suç olduğu gibi, parasız olarak bir başkasına verilerek o kişiye temin edilmesi de,  satıcı pozisyonunda bir suçtur ve Türk Ceza Kanununun 188. maddesine göre, on yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektirmektedir. Olayımızda uyuşturucu madde olan kokain,  nitelikli uyuşturucular arasında sayıldığı için,  verilecek olan asgari on yıllık ceza,  yarı oranında da artırılacaktır. 

Bu duruma göre, tutuklanmayarak ev hapsi kararlaştırılan şüpheli Kürşat'a verilmesi muhtemel ceza,  on beş yıl olup, bu suç aynı zamanda Ceza Muhakemesi Kanunun 100. maddesinde sayılan ve katalog suçlar olarak anılan,  işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde,  tutuklama nedeni var sayılabilen suçlardandır. 

Ülkemizde; şüphelilerin birçoğu, üzerlerine atılan suçun katalog suçlardan olduğu gerekçesiyle,  kolayca tutuklanabilmektedirler. 

Şarkıcı Deniz SEKİ' de;  parayla satıcı, yani profesyonel satıcı olmadığı halde,  arkadaşlarına kullanmaları için parasız verdiği,  ikram ettiği uyuşturucular nedeniyle;  uyuşturucu temin eden,  başkanlarına veren sıfatıyla, satıcı pozisyonuna düşerek ağır cezaya çarpıtılmaktan kurtulamamıştır. 

İşte, bugün tutuklanmayarak ev hapsine gönderilen AKP'nin yarattığı bataklıktan zengin olan Kokain kullanıcısı ve başkalarına da vererek temin edici, başka anlatımla satıcı konumundaki kişi, on beş yıllık ceza tehdidine ve işlediği iddia edilen suçun, tutuklanmayı gerektiren katalog suçlardan olmasına rağmen AK Yargıya mensup bir yargıç tarafından tutuklanmamıştır. 

Ülkenin hali ve yargısının durumu,  işte budur. 

Yirmili yaşlarda kısa sürede zengin olarak lüks bir hayat süren ve yoldan çıkarak uyuşturucu batağına da saplanan AVATOĞLU; sistemin en alt düzey ve en küçük örneklerinden birisi olup; bu ülkede,  ihalelerde şeffaflığa ve rekabete son veren  ihale yöntemlerine ulaşmak için, ihale yasalarında yapılan yüzlerce değişikliğin yarattığı, sözleşmeleri ticari sır gerekçesiyle halktan gizlenen ve devlet garantileri verilen, yap işlet ve devret ve sair ihale yöntemlerinin kirli sonuçlarıdır. 

Güner Yiğitbaşı

30/03/2021

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget