Hepimiz Bu Cinayetin Failleriyiz

Hepimiz Bu Cinayetin Failleriyiz Türk hukuk tatbikatında, gerçek dışı gizli tanık beyanlarıyla, kolay bir şekilde mahkumiyet hükümlerinin veriliyor

 

Hepimiz Bu Cinayetin Failleriyiz

Yasa dışı bir örgütün hapisteki üyeleri ile dışarıdaki üyeleri arasında haberleşme sağladığı ve kuryelik yaptığı iddiasıyla tutuklu olarak yargılanarak,  örgüt üyesi olmadığı halde örgüte yardımdan suçlu bulunup 13 yıl altı ay hapse mahkum edilen Avukat Ebru TİMTİK; suçsuz olduğunu ve adil yargılanmadığını kamuoyuna duyurabilmek ve kamuoyunun desteğini alabilmek için başlattığı açlık grevini,  sonradan ölüm orucuna dönüştürmüş ve 238 gün devam eden ölüm orucu hukuk direnişinden mağlup çıkarak,  hayatını kaybetmiştir. 

Biz, uygulamanın içinde bulunan ve şu veya bu nedenle yalan söyleyen, beyanlarına güvenilemeyen salt gizli tanık beyanlarıyla,  binlerce kişinin, hukuka aykırı olarak haksız bir şekilde mahkum edildiklerine tanık olan elli senelik bir hukuk adamı olarak, Ebru TİMTİK'in suçsuzluğuna ve gerçek dışı gizli tanık beyanlarıyla haksız olarak cezalandırıldığına yürekten inanıyoruz. 

Türk hukuk tatbikatında, gerçek dışı gizli tanık beyanlarıyla, kolay bir şekilde mahkumiyet hükümlerinin veriliyor olması, kanayan bir hukuki  yaradır. 

Nitekim, ülkemizin yargısı; maalesef, gizli tanık beyanlarıyla verilen ancak sonradan yalan ve kumpas oldukları açığa çıkarak, hiçbiri kesinleşerek uygulanamayan hukuk dışı  mahkumiyet kararlarının çöplüğüne dönüşmüştür. 

Buna rağmen, Türk yargısında;  hala,  salt gizli tanık beyanlarıyla mahkumiyet hükümleri kurulmaya devam edilmektedir. 

Aslında,  bırakınız gizli tanık beyanlarını, normal aleni olarak tanıklık yapan kişilerin beyanları dahi,  başka delillerle desteklenmediği sürece,  kesin delil olarak kabul edilerek mahkumiyet kararlarına esas alınmamalıdır.  

Evet, tanık delili;  ceza yargılamasında önemli bir delildir ama, çiğ süt emmiş insan unsuruna dayalı olduğu için,  bir parmak izi, DNA testi, balistik raporlar gibi,  kesin değil, taktiri bir delildir.  Hakim, hele bu gizli bir tanıksa,  salt tanık beyanına itibar ederek,  mahkumiyet kararı vermek zorunda değildir. 

Elde edilen tek delil,  gizli tanık beyanlarıysa, asla mahkûmiyet hükmü verilmemelidir. 

Avukat Ebru TİMTİK, basından edindiğimiz bilgilere göre, gerçek dışı ve taraflı gizli tanık beyanlarıyla suçlu bulunup mahkum edilmiş ve bu haksız mahkumiyet kararına isyan ederek, adil yargılanma talebini,  açlık  grevi ve ölüm orucuyla direnerek kamuoyuna duyurmak istemiş ve bu direnişi sonuçsuz kalarak, 238 gün sonra hayatını kaybetmiştir. 

Avukat Ebru TİMTİK'in suçsuzluğunun ve hayatıyla ödediği isyan ve hukuk direnişindeki haklılığının en önemli ve kesin kanıtı, uğradığı hukuki mağduriyetini ortaya koyabilmek için,  ölümü göze almış olmasıdır. 

Ölüm orucu, şakaya gelmez, adı üzerinde, bu direnişin ölümle sonuçlanacağı kesindir, bu nedenle bu direnişe başlayan bir kişinin, suçsuz olduğuna gerçekten inanmış ve uğradığı hukuksuzluk ve haksızlığı, onur ve gurur  meselesi yapmış olması gerekir. Hayatın olağan akışı budur. 

Av. Ebru TİMTİK; suçsuzluğunu,  hayatını feda ederek kanıtlamıştır. Meslek ve insanlık onurunu, yaşamının üzerinde tutmuştur. 

Bu nedenle;  bize göre, Av. Ebru TİMTİK, insanlık onurundan fedakarlık yapmayan,  gururlu ve üstün kişiliğiyle bir hukuk ve adalet şehidi olup, ülkemizin hukuksuzluk batağında, bir hukuk cinayetine kurban gitmiştir. 

Av. Ebru TİMTİK'e yönelik bu cinayetten;  en başta AKP iktidarı ve AKP yargısı olmak üzere, hukuksuzluğun kol gezdiği bu toplumun duyarsız ve sessiz bireyleri olarak hepimiz suçluyuz.  

Hepimiz bu cinayetin failleriyiz. 

Güner Yiğitbaşı

29/08/2020

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu


Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget