İstanbul'un Ve Ayasofya'nın Günümüzdeki Yeni Ve Son Fatihi Atatürk Ve Silah Arkadaşlarıdır

İstanbul ve Ayasofya'nın günümüzdeki son fatihi ATATÜRK ve silah arkadaşlarıdır. ATATÜRK ve silah arkadaşları olmasaydı, bugün İstanbul'un fethiyle ve Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıyla övünebilecek miydiniz

İstanbul'un Ve Ayasofya'nın Günümüzdeki Yeni Ve Son Fatihi Atatürk Ve Silah Arkadaşlarıdır
AKP Genel Başkanı ERDOĞAN;  rüzgara kapılmış bir yaprak misali, adeta savrulmaktadır.
Kurgu bir yargı kararına sığınarak,  Ayasofya'yı müze statüsünden çıkararak yeniden cami olarak ibadete açma kararı üzerine yaptığı son konuşmasıyla,  yakın tarihlerde Ayasofya'nın müze statüsünden çıkarılarak yeniden ibadete açılmasının mahzurlarını ve sakıncalarını dile getirdiği yakın tarihleri içeren önceki konuşmaları arasındaki büyük çelişkiler, ERDOĞAN'ın; Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasındaki kararının samimiyetsizliğini ve yanlışlığını açıkça ortaya koymaktadır.
Daha geçen yıl mart ayında yapılan yerel seçimler öncesinde yaptığı Tekirdağ mitinginde,  Ayasofya’nın ibadete açılması tartışmalarıyla ilgili konuşan Erdoğan;
 "Bu işin bir siyasi boyutu var,  yanı var.  Yan tarafta Sultanahmet'i doldurmayacaksın,  'Ayasofya'yı dolduralım' diyeceksin.  Büyük Çamlıca Camii'ni yaptık,  4-5 tane Ayasofya eder" diyen Erdoğan,  şöyle devam etmişti: "Bu oyunlara gelmeyelim.  Bunların hepsi tezgah.  Biz ne zaman neyin nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz.  Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız. ” demiştir.
Aynı Erdoğan; gençlerle buluştuğu bir programda ise; "Ayasofya'yı açmanın bir götürüsü var.  Ayasofya'nın açılmasını isteyenler,  yurt dışındaki camilerimizin başına ne gelir hiç düşünüyor mu? Ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim. " şeklinde konuşmuştur.
Bu, Ayasofya'nın ibadete açılması karşıtı konuşmalarının mürekkebi henüz kurumadan,  tek adam olmadan ve yargının kendi emrine girmeden önceki dönemlerde hiç sevmediği ve kararlarını sürekli eleştirdiği bugünün bağımlı yargısının aldığı iptal kararına sığınarak çıkardığı kararname ile Ayasofya’yı yeniden ibadete açan ERDOĞAN'ı tanımak ve ne yapmak istediğini anlamak,  asla mümkün değildir.
Bize göre, Türkiye Cumhuriyetinin başında olan ve ülkeyi yönettiğini zanneden bu siyasetçinin,  Dünyada başka bir örneğini bulabilmek mümkün değildir.
ERDOĞAN'ın; önceki görüş ve kararlarından yüz seksen derece çark ederek,  Ayasofya'nın müze statüsüne son verip yeniden ibadete açma kararından sonra halkımıza hitaben  yaptığı son konuşmasında yer alan,  “Esasen,  tek parti döneminde alınan bu karar,  tarihe ihanet olmanın yanında,  hukuka da aykırıydı. ”şeklindeki beyanları; tek parti dönemi diyerek perdelemeye çalışmasına rağmen, doğrudan doğruya,  bu ülkeyi ve bu arada İstanbul ve Ayasofya'yı,  sömürgeci düşman devletlerin işgalinden kurtaran ve bize göre, günümüzdeki İstanbul ve Ayasofya'nın yeni ve son fatihi ATATÜRK'e yönelik, onu küçük düşürmeye,  itibarsızlaştırmaya, ATATÜRK'ü hukuka aykırı kararlar alan, tarihine ihanet eden bir lider konumuna düşürmeye matuf,  gerçek dışı, haksız, kadir bilmez ve talihsiz beyanlardır.
ATATÜRK'ü;  tarihine ihanet etmekle,  hukuk dışı ve hukuka aykırı kararlar almak ve hukuka saygısızlıkla suçlamaya, bu ülkede hakkı olmayan tek kişi,  AKP Genel Başkanı ERDOĞAN'dır.
Tarihine ihanet eden ve hukuka asla saygılı olmayan,  anayasayı yok sayan, her adımında hukuksuzluk bulunan bir kişinin; tarihine ihanet etmek şöyle dursun, yıkılan ve işgal edilen Osmanlının küllerinden yeni bir devlet kuran,  Türkiye Cumhuriyetini inşa eden, İstanbul'u ve Ayasofya'yı işgalci devletlerin elinden kurtarmak suretiyle;  bizzat kendisi,  yeni bir tarih yazan, Fatih Sultan Mehmet den sonra, İstanbul'u ve Ayasofya'yı düşmanın elinden alarak,  Türk Milletine yeniden hediye eden,  İstanbul'un son fatihi ATATÜRK'ü ve onun aldığı Ayasofya'yı müze yapma kararını eleştirmeye,  ERDOĞAN'ın; hakkı, yetkisi ve haddi asla yoktur.
Hukuk dışı, hukuka aykırı ve yok hükmünde olan; bir önceki makalemizde gerekçelerini açıkladığımız,  Danıştay’ın iptal kararıdır.
Evet bize göre; İstanbul ve Ayasofya'nın günümüzdeki son fatihi ATATÜRK ve silah arkadaşlarıdır. ATATÜRK ve silah arkadaşları olmasaydı,  bugün İstanbul'un fethiyle ve Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıyla övünebilecek miydiniz, o makamlarda ve saraylarda oturarak ahkam kesebilecek miydiniz, Dünya'ya gelecek miydiniz? Siz,  gerçekten Müslüman iseniz,  insaf edin ve oturup bir düşününüz.
ERDOĞAN diyor ki;  Ayasofya'yı müze olmaktan çıkararak yeniden cami olarak  ibadete açmakla, Fatih Sultan Mehmet'in vasiyetini yerine getirdik.
Öncelikle şunu söyleyelim ki; ATATÜRK'ün,  İş Bankası hisselerinin yönetimini CHP'ye bırakan vasiyetini ortadan kaldırarak, yok sayarak,  ATATÜRK'ün İş Bankasındaki hisselerine göz dikenlerin, vasiyetlere saygı göstermeyenlerin, hukuktan söz edenlerin; Fatih Sultan Mehmet'in vasiyetini yerine getirdik demeye, asla hakları yoktur.
ATATÜRK'ün; 1934 senesinde çıkardığı bir Bakanlar Kurulu kararıyla, Ayasofya'yı müze statüsüne sokarak ibadete kapatma kararı da,  ATATÜRK'ün Türk Milletine bir vasiyetidir.
Namaz kılacak cami mi kalmadı ülkede, Allah gözünüzü doyursun, kiliseden bozma Ayasofya'ya kutsallık tanımak;  bize göre, Allaha şirk koşmaktır. Yüce Allah’ın işi gücü yok da,  sizin Ayasofya da namaz kılmanızı mı istiyor ve bekliyor? Din simsarlığını bırakınız artık. Ülkenin çözülecek onca sorunu ile meşgul olunuz.
Unutmayınız, Dünya kültür mirası olan, duvarlarında dinen namaz kılınmasında sakıncalar içerdiği söylenen figür ve  resimleri barındıran Ayasofya'nın;  tüm Dünya milletlerine ve tüm insanlığa müze olarak hizmet vermesi de; bu devletin kurucusu,  ülkenin ve İstanbul'un (Ayasofya'nın) kurtarıcısı ATATÜRK'ün vasiyetidir.

Güner Yiğitbaşı

12/07/2020
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget