Bugün Kurban Bayramı

Bugün kurban bayramının ilk günü. Sabah erkenden kalkarak, seccademizi koltuğumuzun altına sıkıştırarak, mahallemizdeki en yakın camiye koştuk

Bugün Kurban Bayramı
Bugün kurban bayramının ilk günü. 
Sabah erkenden kalkarak, seccademizi koltuğumuzun altına sıkıştırarak,  mahallemizdeki en yakın camiye koştuk,  bayram namazı için. 
İyi ki,  seccademizi yanımıza almışız. Zira, caminin içi hıncahınç dolmuş,  büyük bir ilgi var, biz de getirdiğimiz seccadeyi avluda bulduğumuz uygun bir yere sererek bayram namazımızı eda edeceğiz. 
Etrafımızda, yüzleri gülen birbirlerine selam veren, günaydın diyen ve yakınlık gösteren yüzlerce insan var. Hepsi mutlu ve geleceğinden umutlu, huzurlu oldukları her hallerinden belli oluyor. 
Ezan okunuyor, herkes huşu içinde ezanı dinliyor ve bir yandan da namaz için vaziyet alıyorlar. 
İmam efendi, tüm cemaate bayram namazını kıldırdı ve namaz sonrası bayram hutbesini okudu. 
Hutbede; kurban bayramının mahiyeti hakkında bilgiler verdikten sonra, insanların sahip olmaları gereken güzel ahlaktan bahsetti, insanların öncelikle ahlaklı, dürüst ve namuslu olmaları gerektiğini, hırsızlığın ve yolsuzluğun, kul hakkı yemenin, yalan söylemenin, insanların arkasından konuşarak dedikodu yapmanın,  dinimize göre büyük bir günah ve haram olduğunu izah etti,  enine boyuna. 
İslam’ın; manevi güzelliklerinden bahsetti, İslam’ın farz kıldığı namaz, oruç gibi eylemli ibadetleri kadar, insanların kalp temizliğine sahip olmalarını, dürüst ve namuslu olmalarını, kimsenin canında, namusunda ve malında gözlerinin olmaması gerektiğini anlattı. 
Sonunda; cemaatin ölmüş yakınlarına, en başta ülkemizin kurtarıcısı ve laik cumhuriyetin kurucusu ATATÜRK olmak üzere, ülkeye hakkı ve hizmeti geçen tüm devlet adamı ve asker  büyüklerimize ve ecdadımıza,  dualar etti imam efendi. Cemaatte bu dualara aynen iştirak etti. 
Sonunda,  tüm cemaat,  birbirlerine iyi bayram dileklerini ve kutlamalarını ileterek dağıldı. 
Biz de evimize geldik,  yanımızdaki aile yakınlarımızla birlikte. 
Hemen evin bahçesine geçtik, ailenin büyüklerinden amcam,  kurban kesmesini bildiği için, gerekli hazırlıklarını yaptı,  dualarını okudu ve hayvana eziyet çektirmeden bir çırpıda kesti ve hayvan bir süre sonra tamamen cansız kalınca,  kesimin düğer işlemlerini tamamladı. 
Çocuklar,  kesim sırasında bulundurulmadı. Daha sonra,  parçalanan etlerin, ciğer, böbrek gibi unsurların içine konulacağı küçük kapları ve tepsileri o minicik elleriyle çocuklar getirdiler ve onlar da kurban kesiminin sonunda bizlere katılmış ve katkı sunmuş oldular. 
Kurban bayramında, çay, peynir, zeytin ve yumurta gibi yiyecek ve içeceklerin yer aldığı  klasik kahvaltı yapılmaz biliyorsunuz. Kesilen kurbanın karaciğeri,  böbrekleri, pirzolası biraz bekletilerek pişirilir ve kahvaltı olarak bunlar yenir afiyetle, bu nedenle de kahvaltı biraz gecikir tabi. 
Biz de böyle, alışılmışın dışında,  bir kurban bayramı sabahına has kurban etli kahvaltı yaptık. 
Daha sonra herkes bayram kıyafetlerini giydiler ve evin en geniş yeri olan salonda toplandık ve başladık bayram kutlamasına. 
Küçükler, büyüklerinin ellerini öpüyorlar, büyükler küçükleri bağrına basarak onları yanaklarından öpüyorlar, biz büyükler de sarılıp öpüşüyoruz ve bayramlaşıyoruz,  sonrasında,  büyüklerin pamuk elleri ceplerine giriyor ve ceplerinden çıkardıkları paraları küçük çocuklara vererek,  onları sevindiriyorlar. Parayı alan çocukların yüzlerinde beliren sevinç ve gözlerindeki parlaklık,  gerçekten görülmeye değer. 
Paraları alan çocukları artık evde tutmak ne mümkün, bayramda kazandıkları paraları; günler öncesinden hayal ettikleri gibi, mahallede kurulan panayırımsı luna parktan bozma küçük dönme dolaplara ve salıncaklara binerek, mantar tabanca alıp patlatarak, tabanca alamaya gücü yetmeyenler de,  aldıkları mantarı tele takıp havaya atıp yere çarptırarak patlatarak keyif almak için harcamak üzere zamanla yarışan çocuklar, çoktan mahallede kurulan panayıra ulaştılar bile. 
Çocukları,  bu şekilde kendi çocuk dünyalarını yaşamaları ve eğlenmeleri için gönderen biz büyükler ise; bayramın ilk günü,  kurban kesme telaşı ve kendilerinden küçük olan akraba, dost ve komşularının bayram ziyereti için gelmelerini, kulağımız kapının zilinde beklemeye başlıyoruz. 
Bir zil sesi duyuyoruz, bayram konuğu geliyor zannederek,  kendimize bir son çeki düzen veriyoruz, kapıya koşuyoruz, bakıyoruz mahallenin küçük çocukları, içeri girmiyorlar ve hemen bayramınız kutlu olsun diyerek ellerimize sarılıyorlar ve öpmeye çalışıyorlar, sonra yüzünüze bakarak,  küçük de olsa,  nakit bir harçlık bekliyorlar, şekeri ikramdan saymıyorlar haklı olarak, ellerine geçen bu bayram fırsatını en iyi şekilde değerlendirmek istiyorlar, ben çocukların bu isteklerini çok iyi bildiğim için,  az da olsa bayram harçlığı vererek çocukları sevindirmeyi yeğliyorum. 
İşte,  bayram bu şekilde başlayarak devam edip giderken, dışarıdan,  sokaktan bir ses;  “gevrekçi, var taze gevrek, gevrekçi, gevreğim el yakıyor”
Hay aksi şeytan, uykum çok hafif olduğu için, gece geç yatmama rağmen, gördüğüm bir günlük bayram mutluluğunu yaşadığım rüyamdan ve uykumdan uyanıyorum. 
Keşke,  bu gördüklerim ve yaşadıklarım gerçek olsaydı diyorum,  hayıflanarak. 
Rüya görmüş olsam da, bu bayram mutluluğunu, bayram boyu yaşamak istiyorum. 
İçinde bulunduğumuz tüm olumsuzluklara rağmen; sizlere de, bu rüya tadında güzel ve mutlu bir bayram geçirmenizi diliyorum, hepinizin bayramı kutlu ve mutlu olsun.  

Güner Yiğitbaşı

31/07/2020
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget