Bu Laik Cumhuriyet Ve Atatürk İle Açık Bir Hesaplaşmadır

Bu Laik Cumhuriyet Ve Atatürk İle Açık Bir Hesaplaşmadır AYASOFYA üzerinden yapılan son hamle, bize göre kesinlikle laik Cumhuriyete ve ATATATÜRK'e b

Bu Laik Cumhuriyet Ve Atatürk İle Açık Bir Hesaplaşmadır
AYASOFYA; nihayet, kasıtlı olarak Lozan anlaşmasının 97.  yıldönümüne denk getirilen günde,  görkemli bir törenle ibadete açıldı. 
Türk Milletinin gözü aydın olsun!
Milletçe,  hepimizin başı göğe erdi, ülke olarak tüm sorunlarımız birden çözülüverdi!
Uyanın baylar ve bayanlar, AYASOFYA bir simge, aşama ve bahane. 
Hiç kimse zannetmesin ki; ERDOĞAN,  bu hamlesiyle muhtemel bir erken veya zamanında yapılacak seçimlerde oy devşirmeyi amaçlamakta. 
Hayır,  amaç oy ve seçim kazanmak değil. 
Oylarının,  seçimi kazanamayacak derecede ciddi bir şekilde azaldığını bilmelerine rağmen, seçim kazanma diye bir dertleri yok. Bir bildikleri var sanırız. 
AYASOFYA üzerinden yapılan son hamle,  bize göre kesinlikle laik Cumhuriyete ve ATATATÜRK'e baş kaldırma, Laik Cumhuriyet ve ATATÜRK  ile hesaplaşmaktır,  Türk Milletinin sabrını test etmek ve nabzını ölçmek, muhtemel tepkileri görerek,  ona göre nihai amaçları için yeni bir stratejiyi yürürlüğe koymaktır. 
Bir hukukçu olarak, kanıtsız hiç kimseyi itham etmek istemeyiz ve bunu asla hoş da  görmeyiz. 
İşte size kanıtlar; 
AYASOFYA'nın ibadete açılmasının tarihi,  bilerek ve bilinçli olarak, ülkemizi emperyalistlerin paylaştıkları Sevr anlaşmasını yırtarak Laik Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedi ve temel taşı olan Lozan Barış Anlaşmasının imzalandığı günün 97.  yıldönümüne denk getirilmiş ve bugün AYASOFYA dışında, Lozan anlaşmasından tek kelime edilmediği gibi, Lozan anlaşmasının yıldönümünü kutlamak ve Anıtkabire çıkarak ATATÜRK'ü ziyaret etmek isteyenler,  engellenmiş ve ANITKABİR,  inandırıcı olmayan bahanelerle halkın ziyaretine kapatılmıştır. 
AYASOFYA' da kılınan Cuma namazında, Diyanet’in resmi sitesinde yayımlanan cuma hutbesinin dışına çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş;  arkasında duran ve kendisini destekleyen, koruyup kollayan AKP Genel Başkanına güvenerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de imzası bulunan,  Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesine ilişkin 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararına göndermede bulunarak,  "Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir.  Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar" diyerek,  bu ülkeyi ve Ayasofya'yı düşman işgalinden kurtaran ve bugünkü törenin önünü açan ATATÜRK'e adeta meydan okuyarak, onunla hesaplaşmayı göze alma cüretini ve hadsizliğini göstererek, Laik Cumhuriyet ve ATATÜRK ile hesaplaşmaya kalkışmış, Laik Cumhuriyete isyan bayrağını açmıştır. 
ATATÜRK'e lanet okuyan beyanları,  bu sözde din adamının ilk vukuatı da değildir. ATATÜRK'e ağır hakaret eden, keşke Yunan kazansaydı diyerek,  kurtuluş savaşına karşı çıkan vatan haini fesli deli Kadir'i,  resmi makam aracı ve kıyafetiyle evinde ziyaret ederek hediyeler sunmuştur. 
ATATÜRK'e lanet okumak kim,  sen kimsin sözde din adamı?
Fatih Sultan Mehmet, Allah mı da,  onun vakfiyesini çiğneyen kişi lanete uğrasın?
Şayet,  lanete uğraması gereken bir kişi varsa. bu ülkeyi ve AYASOFYA'yı düşman işgalinden kurtararak devletimizi kuran ATATÜRK'e,  onun kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğunda oturmasına rağmen, ona sevgi ve minnet duyacağına,  onun için kin kusan nankörlük yapan,  bu sözde din adamıdır.  
AKP Genel Başkanı da, Ayasofya’nın tekrar cami yapılması kararının ardından yaptığı konuşmada,  AYASOFYA'yı 1934 de ibadete kapatarak müze yapan kararnameyi çıkaran ATATÜRK için ne demişti? Bir hatırlayalım.  “Tek parti döneminde alınan bu karar,  tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı… Bugün alınan karar Fatih’in bedduasından kurtulmamızı sağlamıştır” dememiş miydi?
Asla bir tesadüf ve dil sürçmesi olmayan tüm bu olup bitenleri ve beyanları üst üste koyduğumuzda, AKP Genel Başkanı ERDOĞAN ve Diyanet İşleri Başkanının gerçek niyetleri, açıkça ortaya çıkmaktadır. 
Biz, şapkamızı çıkarıyoruz ve diyoruz ki; Laik Cumhuriyet ve ATATÜRK yanlısı geçinen sessiz çoğunluğun, sessiz kalmalarından güç alarak, büyük bir cesaretle Laik Cumhuriyete ve ATATÜRK'e meydan okuyarak hesaplaşmaya girişen AKP Genel Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanını, bu cesaretlerinden ve şeffaflıklarından dolayı yürekten kutluyoruz.  

Güner Yiğitbaşı

24/07/2020
Hukukçu
Etiketler:

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget