Dava dosyasını ve içeriği delilleri, KAFTANCIOĞLU'nun söylediği sözlerin içeriklerini bilmiyoruz.
Bildiğimiz bir şey varsa; suçlamaların konusu, çok önceki senelerde sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan kaynaklı sözleri.
Bu sözlerin paylaşıldığı günleri takip eden günlerde KAFTANCIOĞLU hakkında soruşturma açılsaydı mesele yoktu.
KAFTANCIOĞLU'nun İstanbul CHP İl Başkanı olmasından sonra, CHP içinde yıldızının parlamaya başlaması üzerine bu sözlerinin ısıtılarak birileri tarafından ortaya çıkarılması ve dava konusu yapılması, davayı siyasi bir intikam davası haline getirmiştir.
Balyoz, Ergenekon ve benzeri davalar, nasıl FETÖ'nün emniyete ve yargıya hakim olduğu dönemin kumpas davalarıysa, KAFTANCIOĞU'nun mahkumiyetiyle sonuçlanan bu dava da, FETÖ ile aynı menzile yürüdüklerini en yetkili ağızdan açıkladıkları AKP siyasal iktidarının icat ettiği FETÖ sonrası dönemin ve aynı zihniyetin bir kumpas davasıdır.
Amaç bellidir, CHP'nin başarılı, İstanbul seçimlerinin kazanılmasında etkin bir rol oynayan İl Başkanının siyaseten önünü kesmek ve onun şahsında CHP'yi itibarsızlaştırmak ve yıpratmak, siyasi rakiplerine yargı sopasını göstererek, göz dağı vermektir.
AKP ve FETÖ ortaklığı sürerken yaratılan kumpas davalarıyla, Canan KAFTANCIOĞLU hakkındaki kumpas davası arasında, özü itibariyle hiçbir fark yoktur. Tek fark, zamanlaması ve KAFTANCIOĞLU'na kumpası düzenleyenlerin, FETÖ'nün eski ve aynı menzile yürümeye devam eden yol arkadaşlarının olmasıdır.
KAFTANCIOĞLU kararını veren yargı ise; hizmet ettiği, emir aldığı gücün değişmesine rağmen, aynı bağımlı yargıdır.
Yargı, bağımsız hale gelmediği sürece, ne yazıktır ki, siyasal iktidarlar tarafından sopa olarak kullanılmaya devam edecektir. Vaziyet onu göstermektedir.
Güner Yiğitbaşı
07/09/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder