Şaşarım doğrusu.
Ben de dahil olmak üzere, biz egoları yüksek insanlar; yaşam süresi ortalamalarına göre, yaşamımızın sonlarına doğru geldiğimizde, bu yaşlılıktaki yaşam dönemimizi sonbahara benzetiriz. Arkasından ölümü yaşayacağımız anı da, kış olarak değerlendiririz.
Sonbaharın hazan ve hüzün mevsimi olduğu tanımlaması; işte biz insanların, kendi ortalama yaşam sürelerine ve fiziki görünümlerindeki olumsuz değişikliklere, bitki ve ağaçların bu mevsimde sararıp solarak yapraklarını dökmeye başladıklarına bakarak uydurdukları kocaman bir yalandır.
İnsanlar fanidir, uzun da yaşasalar kısa da, insanlar için sonunda ölüm vardır.
Doğa ve onun bir parçası olan mevsimler; yeryüzü var olduğu sürece kalıcıdır, yani ölümsüzdür.
Fani olan biz insanlar, yapılan benzetmeye göre, ömürlerinin son yıllarını sonbahar olarak kabul ettiklerinden, sonbahar denince ömürlerinin sonuna yaklaştıklarının hüznünü yaşarlar aslında. Bilirler ki, yaşadıkları ömürlerinin sonbaharının tekrarı yoktur. Kendi sonbaharlarında, kaç kez daha sonbahar mevsimine ulaşacak olsalar da, hayatlarında artık yeni bir sonbahar yaşam dilimi göremeyeceklerdir, insanların sonbahar dönemleri tektir, yaşanıp bitecektir. Geriye dönüş asla yoktur.
Doğanın, mevsimsel bir dönemini ifade eden gerçek sonbahar ise; ölümsüzdür, her yaz mevsiminden sonra sonbahar yeniden gelecek ve yaşanacaktır. Bu, mevsimler arasındaki bir nöbet değişikliğidir. Arkasından kışın gelmesi, yeni ilkbahar, yaz ve sonbaharların habercisidir, ayrılık olmadan kavuşmanın olamayacağı gibi.
Ben, arkasından uzunca bir kış mevsiminin geleceğini bilmeme rağmen, kışın da iyi yanlarını empati yaparak ve kışı yaşamadan yeni bir ilkbahar, yaz ve sonbaharın gelemeyeceğini bildiğim için, sonbaharı mevsim olarak çok severim.
Sonbahar;
İlkbahar ve yaz mevsimlerinin iyi yanlarını alan, ilkbahar ve yaz karışımı tadında, gökyüzünün masmavi parlak, güneşin yakıcı ve sıkıntı verici yaz sıcaklığının azalarak acımasızca yakmadığı, insanın tenini ve yüreğini ısıtan ve huzur veren tatlı bir ılıklığa dönüştüğü,
Denizlerin; yaz mevsimi boyunca sahillerde gün boyu misafir ettiği insanların, hırçın ve acımasız, zaman zaman da kirleterek kullanımının verdiği yorgunluğu giderip dinlenmek için, yatıp uyumaya dalmış gibi sakinleştiği, genellikle dümdüz ve dalgasız sakin olduğu,
Doğadaki, her cinsten bitki ve ağaçların; ilkbahar mevsiminden başlayarak, ilkbahar ve yaz mevsimleri boyunca, yine biz insanlara gece ve gündüz hizmet etmenin yorgunluğunu atmak için, artık uyku vaktinin geldiğini anlayarak, uykuya geçmeden önce, çiçek ve yapraklarını renk cümbüşü halinde renkten renge dönüştürerek insanlara son bir görsel şölen sunduğu, arkasından da yapraklarını tamamen döküp soyundukları ve uykuya daldıkları,
Sararttığı ve kızıllaştırdığı güzel ağaç yapraklarının; sevgi ve duygu dolu genç ortaokul ve liseli öğrencilerinin, özünde yine ağaç olan defter ve kitap yapraklarının arasını süslemeye ve özüne döndüğü, fotoğraf meraklısı duygusal insanların ve sevgililerin, fotoğraf makinaları ellerinde doğa ile iç içe oldukları, renk cümbüşüne dönen, üzerinde çeşitli renkleri barındıran ve dökülmeyi bekleyen, yapraklarını gönüllerimize dökme hazırlığındaki o güzelim ağaçların fotoğraflandığı,
Göçmen kuşların, kilometrelerce uçmayı göze alabildikleri ve kalıcı yuvalarına kavuşmak için kanat çırptıkları,
Çiftçilerimizin ekip biçip hasat ettikleri ürünlerini satarak, ceplerinin az da olsa para gördüğü,
Balıkçılarımızın denizlere açılarak ağlarını atıp insanlarımıza bolca beyaz et sunmaya ilk adımlarını attıkları,
Bazı yiyecek ürünlerinin yetişip olgunlaştıkları, bollaşıp nispeten ucuzladıkları, hanımların mutfaklarına ilişkin kış hazırlıklarını tamamladıkları,
Okul çağına gelen minik yavrularımızın, okulla tanışıp, okuma yazmayı, ortak yaşamı, arkadaş sevgisini ilk kez öğrenmeye adım attıkları,
Hastaların, ne sıcak ve ne soğuk, ilkbahar ve yaz karışımı ılık havasından yararlanarak, erteledikleri ameliyat masalarına yatıp, sıkıntı çekmeden şifa bulmayı planladıkları,
Yine, yaz boyunca tatil ve dinlenme amacıyla ülkenin dört bir yanına dağılan insanlarımızın, asıl ve kalıcı yuvalarına geri dönerek, sevdikleri dost ve arkadaşlarına kavuşarak, onlarla sarılıp kucaklaşıp tokalaştıkları, öpüşerek hasret giderdikleri, buna karşılık yaz arkadaşlarından ayrılmanın tatlı burukluğunu yaşadıkları,
Güzel bir mevsimdir sonbahar.
Bu nedenle, bize göre sonbahar asla hazan ve hüzün mevsimi olmayıp, kendi hayat dilimlerinin; kendi tanımlamalarıyla son baharını yaşayan insanların, ölümün ayak seslerini duymalarından kaynaklı, sonbahara istemeden yapılan bir iftiradan ibarettir.
Hepinize; sabahıyla, gündüzüyle, akşamıyla ve gecesiyle, sağlıklı ve mutlu güzel bir sonbahar diliyorum.
Güner Yiğitbaşı
14/09/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yazarın Notu:
Bir okurum, sen ERDOĞAN'ı eleştirmekten
başka Bir şey bilmez misin diye bizi eleştiren
bir yorum yapmış. Bu yazıyı yazmama vesile olduğu
için, buradan kendisine teşekkür ediyorum
Yorum Gönder