Şeker Fabrikaları - Güner Yiğitbaşı
Şeker fabrikaları satılarak özelleştirilecekmiş.
İyi güzel de, buna niçin gerek duydunuz beyler?
Bu girişiminizin amacı; özelleştirme adı altında, bu fabrikaları kapatmak ve işçilerini işsiz bırakmak mıdır?
Şeker fabrikalarını satacağınız alıcılara, bu fabrikaları en az on yıl süreyle daha çalıştırarak şeker üretmeye devam mecburiyeti ve koşulu getirecek misiniz?
Yoksa, böyle bir koşul getirmeden, eti senin kemiği benim, ye terki satın al ve bana parasını öde, sonra bu fabrikaya ne yaparsan yap, ister işletmeye devam et, istersen yık, arsasına da AVM ve rezidans yap mı diyeceksiniz?
Bu satışın arkasında yatan, haklı ve halkın yararına olması gereken sebepleri, halkımıza bütün çıplaklığı ile anlatmak ve açıklamak, halkımızı ikna etmek zorundasınız. Bu zorunluluk, sizin aklınız almasa da, şeffaf ve gerçek demokrasilerin olmazsa olmazıdır.
Demokrasi, sizin kıt aklınıza sığmayacak kadar basit ve kolay bir kavram ve yönetim biçimi değildir.
Demokrasi; sizin anladığınız gibi, seçim ve seçim sandığında çoğunluk oylarını alarak iş başına gelerek, keyfi bir şekilde ülkeyi yönetmek değildir.
Sürekli yazdık, seçim çoğulcu demokrasi için zorunlu ama, asla yeterli değildir.
Sandıktan çıktım, kimseye danışmadan, ülkenin ve halkın yararına olup olmadığını tartışma gereği duymadan, hiçbir haklı neden ortaya koymadan, kayıtsız ve şartsız artık istediğim kararı alırım ve uygularım, ülkeyi babamın çiftliğiymişçesine istediğim gibi yönetirim anlayışı, demokrasi değildir, sandıktan da çıksanız, size rey veren ve/veya vermeyen tüm halkın ve ülkenin menfaatine uygun olmayan kararları alarak, hiçbir haklı ve makul gerekçe açıklamadan uygulamaya koymak, kimse alınmasın ama, dikta rejimlerine has bir özelliktir.
Ülkemizin saygın tıp insanlarının açıklamalarına göre; şeker, özellikle yaşını başını almış belli yaş grubu insanlar için bir zehir olsa da, tıpkı hastaların kullandıkları bir zehir olan ilaçlar gibi, ölçülü ve yerinde kullanılması halinde, özellikle gençlerin gelişmelerinde bir enerji kaynağı olarak gerekli olan bir besin kaynağı olup, zehir de olsa, vaz geçilemez olan Şeker’in, hiç değilse insanlarımız için en az zararlı olanını üreterek veya üretimini sağlayarak halkının tüketimine sunmak, halkının sağlığına önem veren ve halkının sağlığını korumakla görevli olan demokratik ve sosyal bir hukuk devletin en önde gelen görevidir.
Satılmak istenen şeker fabrikaları; bize, cumhuriyetin kuruluş yıllarından ve Atatürk ‘den hatıra, şeker pancarından şeker üreten, bu nedenle, ürettiği şekerler halkın sağlığına en az zararlı olan fabrikalardır.
Günümüzde; küresel güçler tarafından, daha az maliyetle daha çok miktarlarda üretilerek, bizim gibi demokrasi kültürü zayıf seçmenlerin oylarıyla iş başına gelen geri kalmış ülkelere satılarak insanları zehirlenen, şişmanlatıcı ve kanser yapıcı özelliklere sahip nişasta bazlı şekerlerin önünü açmak ve bu küresel güçlere haksız ve bol kazanç sağlama amacıyla, şeker pancarından şeker üreten fabrikaların önlerinin kesilmek istendiğine tanık olmaktayız.
Hükümetin; almış olduğu, şeker fabrikalarının satılması kararının haklı ve makul gerekçelerini, bugüne kadar kamuoyuna açıklayamaması da, amacın halk sağlığına mutlak zararları kanıtlanmış olan nişasta bazlı ve genetiği değiştirilmiş şekerlerin kullanımının önünü açmak olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Şayet biz yanılıyorsak ve siyasal iktidara bir haksızlık yapıyorsak, siyasal iktidar; şeker tüketen halkının, şeker pancarı üreten köylülerinin ve pancar küspelerini hayvanlarına yem yapan hayvancılıkla uğraşan halkının zararına olarak almış olduğu, şeker pancarına dayalı şeker üretimi yapan şeker fabrikalarının satılarak özelleştirilmesi kararının haklı gerekçelerini, derhal kamuoyu ile paylaşmak ve halkımızı ikna etmek zorundadır.
27/02/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
İyi güzel de, buna niçin gerek duydunuz beyler?
Bu girişiminizin amacı; özelleştirme adı altında, bu fabrikaları kapatmak ve işçilerini işsiz bırakmak mıdır?
Şeker fabrikalarını satacağınız alıcılara, bu fabrikaları en az on yıl süreyle daha çalıştırarak şeker üretmeye devam mecburiyeti ve koşulu getirecek misiniz?
Yoksa, böyle bir koşul getirmeden, eti senin kemiği benim, ye terki satın al ve bana parasını öde, sonra bu fabrikaya ne yaparsan yap, ister işletmeye devam et, istersen yık, arsasına da AVM ve rezidans yap mı diyeceksiniz?
Bu satışın arkasında yatan, haklı ve halkın yararına olması gereken sebepleri, halkımıza bütün çıplaklığı ile anlatmak ve açıklamak, halkımızı ikna etmek zorundasınız. Bu zorunluluk, sizin aklınız almasa da, şeffaf ve gerçek demokrasilerin olmazsa olmazıdır.
Demokrasi, sizin kıt aklınıza sığmayacak kadar basit ve kolay bir kavram ve yönetim biçimi değildir.
Demokrasi; sizin anladığınız gibi, seçim ve seçim sandığında çoğunluk oylarını alarak iş başına gelerek, keyfi bir şekilde ülkeyi yönetmek değildir.
Sürekli yazdık, seçim çoğulcu demokrasi için zorunlu ama, asla yeterli değildir.
Sandıktan çıktım, kimseye danışmadan, ülkenin ve halkın yararına olup olmadığını tartışma gereği duymadan, hiçbir haklı neden ortaya koymadan, kayıtsız ve şartsız artık istediğim kararı alırım ve uygularım, ülkeyi babamın çiftliğiymişçesine istediğim gibi yönetirim anlayışı, demokrasi değildir, sandıktan da çıksanız, size rey veren ve/veya vermeyen tüm halkın ve ülkenin menfaatine uygun olmayan kararları alarak, hiçbir haklı ve makul gerekçe açıklamadan uygulamaya koymak, kimse alınmasın ama, dikta rejimlerine has bir özelliktir.
Ülkemizin saygın tıp insanlarının açıklamalarına göre; şeker, özellikle yaşını başını almış belli yaş grubu insanlar için bir zehir olsa da, tıpkı hastaların kullandıkları bir zehir olan ilaçlar gibi, ölçülü ve yerinde kullanılması halinde, özellikle gençlerin gelişmelerinde bir enerji kaynağı olarak gerekli olan bir besin kaynağı olup, zehir de olsa, vaz geçilemez olan Şeker’in, hiç değilse insanlarımız için en az zararlı olanını üreterek veya üretimini sağlayarak halkının tüketimine sunmak, halkının sağlığına önem veren ve halkının sağlığını korumakla görevli olan demokratik ve sosyal bir hukuk devletin en önde gelen görevidir.
Satılmak istenen şeker fabrikaları; bize, cumhuriyetin kuruluş yıllarından ve Atatürk ‘den hatıra, şeker pancarından şeker üreten, bu nedenle, ürettiği şekerler halkın sağlığına en az zararlı olan fabrikalardır.
Günümüzde; küresel güçler tarafından, daha az maliyetle daha çok miktarlarda üretilerek, bizim gibi demokrasi kültürü zayıf seçmenlerin oylarıyla iş başına gelen geri kalmış ülkelere satılarak insanları zehirlenen, şişmanlatıcı ve kanser yapıcı özelliklere sahip nişasta bazlı şekerlerin önünü açmak ve bu küresel güçlere haksız ve bol kazanç sağlama amacıyla, şeker pancarından şeker üreten fabrikaların önlerinin kesilmek istendiğine tanık olmaktayız.
Hükümetin; almış olduğu, şeker fabrikalarının satılması kararının haklı ve makul gerekçelerini, bugüne kadar kamuoyuna açıklayamaması da, amacın halk sağlığına mutlak zararları kanıtlanmış olan nişasta bazlı ve genetiği değiştirilmiş şekerlerin kullanımının önünü açmak olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Şayet biz yanılıyorsak ve siyasal iktidara bir haksızlık yapıyorsak, siyasal iktidar; şeker tüketen halkının, şeker pancarı üreten köylülerinin ve pancar küspelerini hayvanlarına yem yapan hayvancılıkla uğraşan halkının zararına olarak almış olduğu, şeker pancarına dayalı şeker üretimi yapan şeker fabrikalarının satılarak özelleştirilmesi kararının haklı gerekçelerini, derhal kamuoyu ile paylaşmak ve halkımızı ikna etmek zorundadır.
27/02/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu