Bu ata sözünün anlamı o kadar açık ki, tüm okurlarımızın da bu sözün ne anlama geldiğini bildiklerinden hiç şüphemiz yok.
Bölücü terör örgütü PKK'nın suriye kolu olan PYD/YPG'nin, Rakka'nın IŞİD'in elinden kurtarılması için yapılacak olan askeri operasyonda,Amerika tarafından, kendi silahlı kara gücü olarak kullanılacağı ve bu nedenle YPG ile iş birliği yapılacağının, bunun için de ABD tarafından,YPG'ye ağır silahlar verileceğinin açıklanması ve Amerika'nın bu açıklamasına parelel olarak, YPG'ye ağır silahlar gönderilmesine ilişkin kararnamenin ABD Başkanı Trump tarafından imzalanması ve silah sevkiyatının hemen başlaması üzerine, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuyu da kapsayan bölgeye ilişkin sıkça tekrarladığı bir söz olan; “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözünün önemi gittikçe artıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı; bir gece ansızın gelebiliriz derken,herhalde, bir gece ansızın YPG'ye bir akşam kahvesi içmeye gelebiliriz demek istemiyor.Bu söz askeri müdahale ve operasyon içeren iddialı bir söz.Bu söz, enine boyuna tartışmadan, eksilerini ve artılarını,olası sonuçlarını düşünüp değerlendirmeden, ulu orta bir basın açıklamasında, ayak üstü ve kolayca söylenebilecek bir söz değildir.Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk tarafından kurulan güçlü,köklü ve büyük bir devlettir, o devletin Cumhurbaşkanı tarafından söylenen sözlerin; bir ağırlığı, inandırıcılığı, olabilirliği ve caydırıcılığı olmalıdır,bunlar yoksa,bu söz havada kalacaksa,iç politika malzemesi olarak kullanılmak amacıyla, laf olsun torba dolsun kabilinden söylenmemelidir.
Nitekim,İngilterenin başkenti Londra da BBC'ye mülakat veren Sayın Başbakan YILDIRIM; konuya ilişkin olarak, daha temkinli ve ihtiyatlı bir şekilde yaklaşarak, ABD'nin ülkemize yönelik iyi niyet ve dostluk duygularını koruyacağı yaklaşımını sergileyerek,”ABD yetkililerinin Suriye'de YPG'yi silahlandırma kararının tercih değil,kısa vadeli bir gereksinim olduğunu v Rakka'nın IŞİD'den kurtarılmasının ardından, YPG ile iş birliğinin biteceğini söylediğini” şeklinde bir açıklama ve değerlendirme yaparak, dereyi görmeden paçaları sıvamamış, bekle ve gör politikası izleyerek, ülkemizi bağlayan büyük laflar etmemiş, BBC'nin, ABD'nin bu kararına karşı, Türkiye'nin ne gibi somut adımlar atacağı yönündeki sorusuna da, “ABD'ye savaş ilan edecek değiliz” diyerek, ayağı yere basan, gerçekçi ve çok doğru bir tutum sergilemiştir.
Kimse kimseyi kandırmasın, artık ABD ve Rusya başta olmak üzere, tüm emperyalist devletlerin Ortadoğu ve ülkemiz üzerinde oynamak istedikleri oyunları, Büyük Ortadoğu Projesini,Orta doğuda bağımsız bir Kürt Devleti kurma niyetlerini,bizi yönetenler akıllarının bir köşesine yazsınlar ve önce ülkemizin içindeki kendi birlik ve beraberliğimize, millet olarak bölünmememize çok önem versinler, sınırlarımız dışında, hiçbir yabancı devletin toprağında gözümüzün olmadığını, buna karşılık olarak da,kendi sınırlarımıza ve toprak bütünlüğümüze sahip çıkma ve toprak bütünlüğümüzü hiçbir şekilde kaybetmeye niyetli olmadığımıza ilişkin kesin kararlılığımızı ve irademizi ortaya koyan,inandırıcı ve caydırıcı,yurtta sulh ve cihanda sulh politikasından asla taviz vermeye kalkışmasınlar.
Hepinizin bildiği gibi, tarihte yaşanmış olan ülkeler arası tüm savaşların bir perde arkası gerçek nedenleri vardır,bir de savaş ateşini tutuşturan,bardağı taşıran ve savaşın başlamasına bahane yapılan görünürdeki sebepleri vardır.
Bu nedenle, ülkemizi de kapsayacak şekilde,bölge üzerinde oynanmak istenen gerçek oyunları görmeden veya görmezlikten gelerek, örneğin; IŞİD'le mücadele,IŞİD'i bölgeden kovma,Suriye'ye demokrasi getirme ve sair zahiri ve aldatıcı nedenlere inanıp,emperyalistlerin oyununa gelerek,atılacak olan her hatalı adımın, emperyalist devletler tarafından,ülkemize yönelik parçalama girişimlerinin nedeni ve bahanesi yapılabileceği, asla akıllardan çıkarılmamalıdır.
Devletlerin dostları yoktur, ye terki; içeride ve dışarıda,emperyalistleri kendine düşman yapacak ve seni yutacak hataları yapma.
13/05/2017
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder