Anayasanın 104. maddesine göre, Devletin başı olan ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı ERDOĞAN,bugün yapılan seçimle AKP'nin genel başkanı da olduğuna göre, AKP;bir anlamda, Cumhurbaşkanının şahsında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de partisi olmuştur.
Bugünden itibaren AKP artık bir devlet partisidir.
Bugünden itibaren AKP; bir devlet partisi olarak, genel başkanının aynı zamanda Cumhurbaşkanı olmasından kaynaklı olarak;maddi, manevi ve protokol yönünden, tüm devlet imkanlarından sonuna kadar yararlanarak, bugünkü konumunun da üzerine çıkacak ve adeta uçacaktır.
ERDOĞAN; öncelikle Cumhurbaşkanı şemsiyesinin ve korumasının altında, diğer siyasi parti liderlerinin çok önünde olacak, parti genel başkanı ve politikacı kimliğiyle yapacağı tüm beyanları ve icraatları eleştirildiğinde, Cumhurbaşkanlığı şemsiyesini paratoner olarak kullanacak ve Türk Ceza Yasasının Cumhurbaşkanlarına tanıdığı cezai ayrıcalıklardan yararlanacak ve bir parti lideri ve siyasi olarak kendisine yönelik yapılacak tüm eleştirilerden, Cumhurbaşkanına hakaret suçu üretilmeye çalışılacaktır.
AKP adına ve yararına yapılacak tüm icraatlar, devletin ve ceza yasalarının koruması altına alınacak, AKP ayrıcalıklı bir devlet partisi muamelesi görecektir.
Sayın ERDOĞAN;bugün genel başkan seçileceği AKP kongresine giderken yaptığı gibi, partisinin siyasi toplantılarına giderken dahi,Cumhurbaşkanı forslu makam aracını kullanacak ve kendisine Cumhurbaşkanı protokolü uygulanacaktır.
ERDOĞAN; bugün Cumhurbaşkanlığının kendisine sağladığı maddi,manevi ve yasal tüm devlet imkanlarının üzerine, iktidardaki AKP'nin meclisteki milletvekili çoğunluğundan kaynaklanan yasama gücünü de ilave edecek ve tek başına yapamayacağı hiçbir şey kalmayacaktır.
Bunun bilincinde olan Sayın ERDOĞAN da; bugün kongrede yaptığı konuşmasında,biraz da meydan okuyarak, açık, net ve kesin bir dille,olağanüstü halin kalkmayacağını açıklamış bulunmaktadır.
Oysa ki, anayasamızın 121. maddesine göre, her defasında dört ayı geçmemek üzere olağanüstü hali uzatma yetkisi, Türkiye Büyük Millet Meclisine tanınmış olan bir yetki olup, Bakanlar Kurulunun sadece meclisten uzatma isteminde bulunma yetkisi vardır,buna rağmen, kendi başkanlığı altında toplanan bakanlar kurulunun sadece başkanı olan ve sadece olağanüstü halin uzatılması için meclisten istemde bulunabilecek olan Cumhurbaşkanı ERDOĞAN, kendisini meclisin yerine koyarak, kendisinden çok emin bir vaziyette, olağanüstü halin kalkmayacağını kesin bir dille bugünden açıklamıştır.
Tüm bu oluşumlar ve gerçekler, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin; bir devlet partisi haline getirilen AKP'nin,aynı zamanda Cumhurbaşkanı da olan yeni genel başkanı ERDOĞAN'ın iki dudağından çıkacak olan buyruklarla yönetileceğini, açıkça göstermektedir.
Devlet Partisi AKP, milletimize hayırlı ve uğurlu olsun!
Buradan, CHP'nin parti içi muhaliflerine de seslenmek istiyoruz.Boşuna çenenizi yormayın, mesai harcamayın, ne yaparsanız yapın, kimi genel başkanlığa getirirseniz getirin,gerçekten atı alan Üsküdarı geçmiştir.
21/05/2017
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder