Çok iyi hatırlarız, bizim gençliğimizde, eskiden MİT denince bir ağırlığı ve gizemi vardı.
MİT başkanı ve elemanları, pek ortalıkta dolanmaz,adları ve sanları dahi pek bilinmezdi.
Yaptıkları görevin doğasında bir gizlilik vardı.
Hakan FİDAN MİT'in başına getirilip müsteşar yapıldığında, eskiye göre biraz gevşemekte olan bu gizlilik, iyice gevşeyerek tavan yapmaya başladı.
Üç öğün yemek yer gibi, sabah, öğlen, akşam ve bazen yatarken, medya marifetiyle, hepimizin önüne bir porsiyon Hakan FİDAN menüsü sunulmakta olup,Hakan FİDAN ismi, adeta herkesin beynine kazınmıştır.
Görüntüye baktığımızda, Hakan FİDAN; sanki, gizli çalışan bir teşkilatın en tepe noktasındaki bir kamu görevlisi değil, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın özel kalem müdürü veya yaveri, bizlerin de her an evine girip çıkan aile yakınımız konumuna getirilmiş bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanı Tayyip Bey, neredeyse sabah kalkar kalkmaz, benim sır küpüm Hakan FİDAN nerede? Diye sorarak güne başlama ve ben onsuz yapamam, çağırın hemen yanıma gelsin, deme noktasına gelmiştir.
Bu nedenle,Hakan FİDAN'ın, AKP'den milletvekili aday adayı olma gerekçesiyle MİT Müsteşarlığından istifası, pek uzun ömürlü olamamış, Tayyip Bey, ben MİT'in başında Hakan FİDAN'ı göremezsem yaşayamam(!) diyerek, Ahmet Bey'e emir vermiş, Hakan FİDAN'ın aday adaylığını bırakarak, tekrar MİT'in başına geri dönmesini istemiş olup, oturmakta olduğu Başbakanlık koltuğunu Tayyip Bey'e borçlu olan ve bu koltuğu ortaklaşa kullanan Ahmet Bey de, koltuğa oturmadan önce yaptığı sadakat yeminine bağlı kalarak, Tayyip Bey'in emrine uymuş ve milletvekili yapacağına söz verdiği Hakan FİDAN'ı ikna ederek, tekrar MİT Müsteşarlığına atamak zorunda kalmıştır.
Türkiye Cumhuriyetinin büyüklüğüne, ciddiyetine ve saygınlığına yakışmayan bu komedi, tüm milletimizin gözleri önünde oynanmıştır.
Ahmet Bey; Başbakan olarak doğrudan kendisine bağlı olan Hakan FİDAN'ın MİT Müsteşarlığından istifa ederek AKP'den milletvekili aday adayı olmasına açıkça izin vermesine rağmen, Tayyip Bey'in baskıları sonucunda, Hakan FİDAN'ı ikna ederek onun tekrar MİT'in başına dönmesini sağlamakla, işgal ettiği Başbakanlık makamının, Tayyip Bey'in vesayeti altında olduğunu, Başbakan olarak bağımsız bir karar alabilme yeteneğinin bulunmadığını, dost ve düşmana göstermiş ve Başbakanlık makamının saygınlığına büyük bir gölge düşürmüştür.
Hakan FİDAN da, Tayyip Bey'in deyimiyle onun sır küpü olduğunu, onun özel talimatları doğrultusunda, devletin değil, AKP ve Tayyip Bey'in siyasi geleceğini teminat altına alacak şekilde görev icra edeceği ciddi şüphesini, Türk komuoyunda uyandırmış ve MİT'in tarafsızlığına ve saygınlığına gölge düşürmüştür.
Bu olay, devletin tepe noktasındaki uyumsuzluğu, MİT Müsteşarının siyasete atılmak üzere istifası konusunda, sonradan geri dönmemek üzere, kalıcı ve uyum içinde, kesin ve ciddi bir karar alma imkanının tamamen ortadan kalkmış olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Hakan FİDAN'ın, aday adaylık süresinin tamamlanmasını beklemeden,yani, aday listeleri kesinleşerek aday listesinde kendi isminin yer almadığını görmeden, istifasının temelinde, samimi olarak siyasete atılma ve milletvekili seçilme niyetinin olduğunu ispatlamadan, aday adaylığını geri alarak MİT'in başına tekrar geri dönmesi, Hakan FİDAN'ın tarafsızlığına ilişkin güveni ciddi bir şekilde sarsmıştır.
Bu nedenle, yani, aday listeleri kesinleşerek, kendi isminin,kesin aday listesinde yer almadığını görmeden seçimlerden çekilen Hakan FİDAN'ın, tekrar MİT Müsteşarlığına atanması, en azından etik dışı olup, bu atama yasal da değildir.
Zira; MİT Yasasının istifa başlıklı 14. maddesinde yer alan;” MİT fiili kadrosuna atanan personelden; bu teşkilattaki göreve başladıkları tarihten itibaren beş yıl geçmeden istifa edenler veya istifa etmiş sayılanlar, görevle ilişkilerinin kesildiği tarihten itibaren beş yıl geçmedikçe Devlet memurluğuna alınamazlar.” hükmü karşısında, istifa ederek görevinden ayrıldığı tarihten itibaren beş yıl geçmedikçe devlet memurluğuna alınması mümkün olmayan Hakan FİDAN'ın, bir devlet memuriyeti olan MİT Müsteşarlığına yeniden atanması, MİT Yasasının 14. maddesine açıkça aykırıdır.
Bu görüşe karşı şu itiraz yapılmaktadır. Denilmektedir ki;Hakan FİDAN, politikaya atılmak ve AKP'den milletvekili seçilmek amacıyla istifa etmiş olup, bu istifa, keyfe keder bir istifa olmayıp, seçim amaçlı özel bir istifadır, seçim için istifa edip de tekrar eski görevlerine dönmek isteyen memurlardan, yasa gereği, sadece yargı mensuplarıyla silahlı kuvvetler mensupları eski görevlerine geri dönemezler, Milletvekili Seçimi Yasasında, MİT Müsteşarı için, eski görevine dönme konusunda, bir yasal engel yoktur, bu nedenle, Hakan FİDAN'ın eski görevine dönüşü, MİT Yasasının 14. maddesindeki genel yasak kapsamında yorumlanamaz.
Hakan FİDAN'ın eski görevine geri dönebileceğini savunanların bu görüşlerine ve gerekçelerine katılmak mümkün değildir.Zira, Milletvekili Seçimi Kanunu, bazı istisnalar dışında, koşullu olarak ve sadece; milletvekili seçilmek için istifa edip de, milletvekili seçilmemiş olan memurların eski görevlerine dönmelerine olanak vermekte olup, Hakan FİDAN; aday adaylık sürecinin sonucunu beklememiş, kesin aday listesinde aday olamadığını görmeden, başka bir anlatımla, “milletvekili seçilmemiş olan memur” statüsünü kazanmadan, istifa ettiği MİT Müsteşarlığı görevine geri döndürülmüştür.
Hakan FİDAN'ın, en azından kesin aday listesinin açıklanarak Yüksek Seçim Kuruluna verilmesini beklemesi ve kesin aday listesinde yer alamadığını görerek, aday olamadığının kesinleşmesi, aday gösterilmesi halinde ise; ilan edilecek seçim sonuçlarına göre,seçimi kaybederek, milletvekili seçilemediğinin anlaşılmasından sonra, tekrar MİT'in başına geri döndürülmesi gerekirdi.
Yasalar, seçilme hakkına saygı göstermek ve seçilme hakkına gölge düşürmemek için, kamu görevlilerinin istifalarına ve seçilememeleri halinde de, görevlerine geri dönüşlerine izin vermiştir. Hakan FİDAN dahil, hiçbir kamu görevlisinin, bu istifa haklarını kötüye kullanmaya, kapris yapmaya, bazı kişileri test etmeye, istifanın tek nedeni olan seçim sürecini başarısızlıkla sonuçlandırma aşamasını beklemeden, yarıyolda seçimden vazgeçtim diyerek, eski görevlerine geri dönmeye hakları yoktur.
Şu da unutulmamalıdır ki; güçlü ve büyük Türkiye Cumhuriyetinin, MİT dahil, hiçbir kurumu, asla ve asla, Hakan FİDAN'la kaim değildir, Hakan FİDAN, belki Tayyip Bey'in vazgeçilmezi olabilirse de, güçlü Türkiye Cumhuriyetinin vazgeçilmezi olamaz. Bu ülke, binlerce Hakan FİDAN'lar çıkaracak kadar büyük,güçlü ve yetişmiş insan kaynağına sahiptir.
13/03/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder