Topal Ördek İstikrar Bozulmasın Sürsün Kuyruklu Yalanı

Topal Ördek İstikrar Bozulmasın Sürsün Kuyruklu Yalanı Bu sav ve strateji; seçmenin oyunu etkilemeye yönelik bir algı operasyonu ve kuyruklu bir yalan

(Bu makalemizi; sonuna kadar mutlaka okuyunuz ve paylaşınız)

Topal Ördek İstikrar Bozulmasın Sürsün Kuyruklu Yalanı
Haberlerden izledik, yine oy hırsızlığı yapılmış. Hırsız,  her zaman ve her yerde hırsızdır.
Bu hırsızlığın gerekçesini sunuyoruz. Diyarbakır’ın bir ilçesinde; MHP'ye,  asla ve asla verilmesi mümkün olmayacak sayıda devasa bir oy çıkmış, HDP ise sıfır çekmiş. Evet bu sonuç YSK kayıtlarına böyle geçmiş.
Şimdi her şey netleşiyor. YSK kayıtlarına göre;  bir ara,  KILIÇDAROĞLU,  ERDOĞAN'a büyük fark bindirmiş olmasına rağmen, kısa bir süre sonra,  tamamen tersi açıklama yapılarak, ERDOĞAN aynı oranda öne geçti.
Yine oylarımız ve emeklerimiz çalındı maalesef.
Aslında ikinci tur yerine, tüm ülkede  birinci tur seçimlerin yenilenmesi şarttır.
Neyse,  bu yazımızın asıl konusu, ERDOĞAN ve Cumhur İttifakının;  ikinci tur seçimlerde strateji olarak uygulayacağı, biz meclis çoğunluğunu aldık, ülkenin istikrarlı bir şekilde idaresi, istikrarın sürdürülmesi için,  ikinci turda Cumhurbaşkanı olarak ERDOĞAN'a oy atınız propagandası, külliyen yalandır.
Bu sav ve strateji; seçmenin oyunu etkilemeye yönelik bir algı operasyonu ve kuyruklu bir yalandır.
Şu anda yürürlükte olan ve ülkemizi mahveden ve adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen,  yasama, yargı ve  yürütme erklerinin tüm yetkilerinin tek elde ve tek adamda toplandığı, yetkileri kötüye kullanılmaya müsait, kötüye kullanıldığında da özgürlükleri yok eden, meclisi devre dışı bırakan, yargıyı bağımlı kılan, güçler ayrımını yok eden,  kolaylıkla bir dikta rejimine yol açma riski taşıyan, meclisin bütçe yapma yetkisini dahi elinden alan, ülkeni yönetimini, kararnamelerle ve tek imzayla Cumhurbaşkanının keyfi sultasına açan, meclisin kabul ettiği ve anayasaya aykırılığı dahi iddia edilemeyecek olan kanun hükmündeki  İstanbul Sözleşmesini dahi bir gecede tek imzasıyla cumhurbaşkanının yürürlükten kaldırabildiği,  anayasa dışı ve  keyfi bir yönetime yol açan bir sistemdir.
Anayasayı yeniden tarayarak belirlediğimiz ve aşağıda bir bir sayacağımız,  Cumhurbaşkanına tanınan sınırsız yetkiler dikkate alındığında, meclis çoğunluğunun kaybedilmesinin, hiçbir öneminin olmadığını, cumhurbaşkanlığının kazanılmasının,  meclis çoğunluğunu kazanmaktan çok daha önem arz ettiğini, meclis çoğunluğu olmasa da, cumhurbaşkanına tanınan yetkiler objektif ve ülke yararına kullanıldığı takdirde, bugün şikayet ettiğimiz çoğu kanunsuzlukların, özellikle de yargı bağımlılığının ortadan kalkacağını, tüm özgürlüklerin geri geleceğini, yargı bağımsızlığının hak ve adaletin sağlanacağını, hepiniz göreceksiniz.
Bu nedenle, Cumhur İttifakının ve onun adayı ERDOĞAN'ın;  bana oy verip cumhurbaşkanı seçmezseniz istikrar bozulur, istikrarın sürmesini istiyorsanız beni seçin sözü, büyük bir yalandır, algı yönetimidir. Bilakis, ERDOĞAN'ın seçilmesi, ülke yararına bir istikrar sağlamayacak, şimdi memnun ve mutlu olmadığımız tüm kanunsuzlukların, yağının bağımlılığının, özgürlüklerin yok edilmesinin, yolsuzlukların sürdürülmesinin,  istikrarı olacaktır.
Bu nedenle,  bu yazımızı;  uzun demeden, tüm okuma özürlü vatandaşlarımız da dahil olmak üzere, herkesin okumasını ve paylaşmasını,  bir yurt sever olarak özellikle rica ediyorum
Başlayalım mı? Cumhurbaşkanının, yani ERDOĞAN'ın anayasamıza göre sahip olduğu ve partizanca kötüye kullandığı, ülkeyi her alanda batırdığı ve yaşanmaz kıldığı, felaket sürüklediği, tek başına kullandığı yetkilerini bir bir saymaya.  

Cumhurbaşkanının Görev ve yetkileri

ANAYASA MADDE 104

Cumhurbaşkanı,  Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder;  Anayasanın uygulanmasını,  Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.  (ERDOĞAN öyle mi yapıyor? Tabii ki; hayır. )

Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir.  (ERDOĞAN öyle mi yapıyor? Tabii ki; hayır. )

Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir.  (ERDOĞAN geri göndermiyor , zira Meclis çoğunluğuna talimat vererek istediği kanunu çıkartıyor)

Kanunların,  Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açar. (ERDOĞAN, talimatla Meclisten anayasaya aykırı kanun çıkarttığı için,  Anayasa Mahkemesine gitmeye gerek görmüyor)
Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir.
Üst kademe kamu yöneticilerini atar,  görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler.  (ERDOĞAN bu yetkisini, liyakatsiz ve yandaşlarının lehine kullanıyor ve bu görev ve yetkisini kötüye kullanıyor)
Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyetinin temsilcilerini gönderir,  Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul eder. (ERDOĞAN bu yetkisini de kötüye kullanıyor, hakkında rüşvet iddiası bulunan bir eski milletvekilini ve meslekten olmayan liyakatsiz kişileri,  büyükelçi olarak atıyor. )
Milletlerarası antlaşmaları onaylar ve yayımlar. (ERDOĞAN, kendisinin kabul ettiği. meclisin kanunla yürürlüğe soktuğu anlaşmaları, örneğin İstanbul Sözleşmesini,  bir gece tek imzasıyla anayasaya aykırı olarak yürürlükten kaldırıyor)
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunar.

Milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eder. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verir. (ERDOĞAN bu yetkisini de, Suriye politikasında kötüye kullanmıştır)
Sürekli hastalık,  sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.  (ERDOĞAN;  bu yetkisini de,  amacı dışında ve kötüye kullanmış, ittifak ortağı Hüda Par üyesi eski Hizbullah üye ve yöneticilerini affederek,  dışarı çıkarmıştır)

Cumhurbaşkanı,  yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.  (ERDOĞAN bu yetkisini de kötüye ve amacı dışında kullanmıştır)

Cumhurbaşkanı,  ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.  

ANAYASA MADDE 108 (Devlet Denetleme Kurulu)

İdarenin hukuka uygunluğunun,  düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla,  Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan Devlet Denetleme Kurulunun başkan ve üyeleri,  Cumhurbaşkanınca atanır.  
Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi,  üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işleri,  Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir.  

ANAYASA MADDE 116 (Seçimlerin yenilenmesi)

Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde,  Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde,  Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.

ANAYASA MADDE 117 (Başkomutanlık)

Başkomutanlık,  Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.
Cumhurbaşkanınca atanan Genelkurmay Başkanı;  Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup,  savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.  

ANAYASA MADDE 118 (Milli Güvenlik Kurulu)

Millî Güvenlik Kurulu;  Cumhurbaşkanının başkanlığında,  Cumhurbaşkanı yardımcıları,  Adalet,  Millî Savunma,  İçişleri,  Dışişleri Bakanları,  Genelkurmay Başkanı,  Kara,  Deniz ve Hava kuvvetleri komutanlarından kurulur.

ANAYASA MADDE 119 (Olağanüstü hal ilanı)

Cumhurbaşkanı. . . . . . .  hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde,  süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.
Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı,  olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda,  104 üncü maddenin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.  (ERDOĞAN, bu yetkisini de  amacı dışında kötüye kullanmış, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan ettiği olağanüstü hal döneminde, olağanüstü halin gerekli kıldığı konular dışında da keyfi Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çıkararak, kurumları yeniden keyfine göre yapılandırmıştır, örneğin askeri hastaneleri kapatmıştır. ) 
ANAYASA MADDE 130 (Rektör seçim ve atanması)
Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre;  rektörler Cumhurbaşkanınca,  dekanlar ise Yükseköğretim Kurulunca seçilir ve atanır.  (ERDOĞAN bu yetkisini de kötüye kullanmış ve liyakat sahibi olmayan yandaşları rektör atamıştır)
ANAYASA MADDE 131 (Yükseköğretim üst kuruluşları)
Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak,  düzenlemek,  yönetmek,  denetlemek,  yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını,  geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur.
Yükseköğretim Kurulu,  üniversiteler tarafından seçilen ve sayıları,  nitelikleri,  seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.  (EDOĞAN, bu yetkisini de kötüye kullanmış, liyakatsiz ve yandaş kişileri kurula seçerek ve atayarak yüksek öğrenime zarar vermiştir)

ANAYASA MADDE 146 (Anayasa Mahkemesi-Kuruluşu)

Anayasa Mahkemesi on beş üyeden kurulur.
Cumhurbaşkanı;  (üç üyeyi )Yargıtay,  (iki üyeyi) Danıştay genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden;  en az ikisi hukukçu olmak üzere (üç üyeyi )Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk,  iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden;  (dört üyeyi) üst kademe yöneticileri,  serbest avukatlar,  birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.  (ERDOĞAN; bu yetkisini de amacı dışında ve kötüye kullanmış kendi yandaşlarını seçerek Anayasa Mahkemesini kendisine bağımlı kılmıştır. Son örneği de, Yargıtay kontenjanından bir kişiyi, Yargıtay’da çalışmadan üye olarak seçmiştir)
Anayasa Mahkemesinin (üç üyesi) de; yirmi bir üyesinden on dört'ünü doğrudan Cumhurbaşkanının seçtiği ve yedi üyesini de üniversitelerarası kurulca seçilenler arasından cumhurbaşkanınca atanan Yüksek Öğretim Kurulu tarafından gösterilen adaylar içinden,  cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.
Anayasa Mahkemesinin on beş üyesinden sadece üç üyesini,  Türkiye Büyük Millet Meclisi seçiyor, on iki üyesinin seçimi,  cumhurbaşkanının onay ve imzasını taşıyor,  ERDOĞAN tarafından kötüye kullanılan bu yetkilerle oluşan bir Anayasa Mahkemesinin tarafsızlığından söz edilebilir mi?
ANAYASA MADDE 154 (Yargıtay)
Yargıtay üyeleri,  birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.  (HSK'nın on üç üyesinden altısının seçiminde Cumhurbaşkanı söz sahibidir)
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcı vekili,  Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler.  

MADDE 155 (Danıştay)

Danıştay üyelerinin dörtte üçü,  birinci sınıf idari yargı hâkim ve savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulu;  dörtte biri,  nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı;  tarafından seçilir.  (Yani; Danıştay'ın dörtte bir üyesi,  doğrudan cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor, dörtte üç Danıştay üyesi de, üyelerinin seçiminde cumhurbaşkanının söz sahibi olduğu Hakimler Savcılar Kurulu tarafından seçiliyor. )
ANAYASA MADDE 159 (Hakimler ve Savcılar Kurulu)
Hakimler üzerinde söz hakkı olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu,  mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.  
Hâkimler ve Savcılar Kurulu on üç üyeden oluşur
Kurulun,  üç üyesi birinci sınıf olup,  birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından,  bir üyesi birinci sınıf olup,  birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca;  
yedi üyesi TBMM  seçiliyor.

Adalet bakanı ve bakan yardımcısı da cumhurbaşkanının atadığı tabii üye.

MADDE 161 (Bütçe ve kesinhesap)

Kamu idarelerinin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.  
Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini,  malî yılbaşından en az yetmiş beş gün önce,  Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.  Bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür.  Komisyonun elli beş gün içinde kabul edeceği metin Genel Kurulda görüşülür ve malî yılbaşına kadar karara bağlanır.  
Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde,  geçici bütçe kanunu çıkarılır.  Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda,  yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri,  Genel Kurulda kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin görüşülmesi sırasında açıklarlar,  gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. (Bu anayasa hükmünden de anlaşılmaktadır ki; Meclise ait olması gerek Bütçe yapma ve çıkarma yetkisi, Cumhurbaşkanı tarafından sahiplenilmiş ve Meclis sadece seyirci kılınmış, meclis sadece genel kurulda düşünce açıklayabilmekte,  gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamamaktadır, meclis Cumhurbaşkanının hazırladığı bütçeyi uygun bulmaz ve kabul etmezse de, bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre, artırılarak uygulanır, yani meclis bütçe yapmakta devre dışıdır. Tüm yetki cumhurbaşkanına aittir)
2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu Madde 6
Yükseköğretim Kurulu,  tüm yüksek öğretimi düzenleyen ve yükseköğretim kurumlarının faaliyetlerine yön veren,  bu kanunla kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip,  bir kuruluştur.  
Yükseköğretim Kurulu;
Cumhurbaşkanı tarafından;  rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek suretiyle seçilen yedi,  temayüz etmiş üst düzeydeki Devlet görevlileri veya emeklileri arasından seçilen yedi,
Üniversitelerarası Kurulca,  Kurul üyesi olmayan profesör öğretim üyelerinden seçilip Cumhurbaşkanı tarafından atanan yedi,  olmak üzere toplam yirmi bir kişiden oluşur.  

Değerli okurlar; anayasaya ve ilgili yasalara göre,  yetkilerini bir bir yukarıda açıkladığımız, kötüye kullanılmaya açık ve ERDOĞAN tarafından da açık bir şekilde kötüye kullanılan bu devasa yetkilere sahip Cumhurbaşkanlığı koltuğunun;  bugünkü sistemde, yargıya, bürokrasiye, yürütmeye ve hatta büyük oranda meclise hükmeden çok önemli bir koltuk olduğunu, bu nedenle,  meclis çoğunluğuna dahi tercih edilmesi, bu yetkiler karşısında,  meclis çoğunluğunun dahi bir hükmünün kalmadığını ve mutlaka kazanılmasının gerektiğini, ERDOĞAN'ın yetkilerini kötüye kullandığı bu kötü  gidişe son vermek için, Millet İttifakı olarak Cumhurbaşkanlığını kazanarak KILIÇDAROĞLU'nun 13. Cumhurbaşkanı seçilmesinin yaşamsal önemini anlamış olmalısınız.

Tekrar ediyorum. Bu,  anayasa hükümlerine dayalı makalemizi,  sonuna kadar okuyunuz, yayınız ve oyunuzu, çok iyi düşünerek,  bu devasa ve sınır tanımayan denetlenemeyen yetkileri, ülke yararına kullanacağından en küçük bir şüphemizin olmadığı KILIÇDAROĞLU'na veriniz lütfen
Güner Yiğitbaşı
16/05/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget