Diyorlar ki; biz ilk turda Meclis çoğunluğunu kazandık. Şayet, Cumhurbaşkanlığını Millet İttifakının adayı KILIÇDAROĞLU kazanırsa, yönetimde istikrar kalmaz bozulur, Cumhurbaşkanı seçilen KILIÇDAROĞLU meclis çoğunluğuna sahip olmadığı için, eli kolu bağlanır, ülkeyi yönetemez VE yönetim krizi çıkar.
Şu anda parlamenter sistemin yürürlükte olmadığı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin var olduğu, bu sistemde Cumhurbaşkanının büyük anayasal yetkilerle donatıldığı, yetkileri daralan ve işlevsiz kılınan organın, yürütme değil, yasama organı olduğu, Meclisin bütçe yapma yetkisinin dahi elinden alınarak Cumhurbaşkanına verildiği gerçekleri karşısında, ERDOĞAN'ın bu seçim tezlerinin tamamen gerçek dışı olduğu, maalesef, seçmenimize yasal dayanaklarıyla anlatılıp, seçmenimiz aydınlatılarak ikna edilmemektedir.
Biz, meclis çoğunluğunun Cumhur İttifakınca elde edilmesiyle, istikrarın bozulmayacağı ve Cumhurbaşkanının asla topal ördek olmayacağı, bilakis, anayasanın 116 maddesi uyarınca, dönem sonunu beklemeden seçimleri yenileyerek meclisi fes etme yetkisi olan Cumhurbaşkanının bu yetkisinin, seçimleri göze alamayacak meclis çoğunluğunu, kendisiyle uyumlu çalışmaları, partizanca çalışarak kendisine engel çıkarmamaları için, büyük bir koz olduğunu, Cumhurbaşkanı seçilecek olan KILIÇDAROĞLU'nun; meclisi, kendisiyle ve ülkenin yararıyla uyumlu olarak çalıştırmak için bu yetkisinin caydırıcı gücünü ve anayasanın doğrudan kendisine tanıdığı devasa yetkileri kullanarak, ülkeyi istikrarlı ve meclis çoğunluğuyla uyumlu olarak yöneteceğini, yazdığımız önceki makalelerle izah etmeye çalışmıştık.
Aynı görüşümüzü muhafaza ediyoruz. KILIÇDAROĞLU, anayasanın doğrudan kendisine tanıdığı devasa yetkileri ve 116. maddenin tanıdığı seçimleri yenileme yetkisini uyumlu ve dengeli bir şekilde kullandığında, seçilerek meclise gelen ve yenilenecek olan bir seçimde tekrar meclise dönme garantisi bulunmayan Cumhur İttifakının, yürütmeyi kilitleyerek iş yaptırmayan meclis çoğunluğunu yola getirecek ve meclis çoğunluğunun göreceli üstünlüğünü dengeleyecek ve Cumhurbaşkanı seçilecek olan KILIÇDAROĞLU; asla topal ördek durumuna düşmeyecektir.
Devamlılık ve uyum olarak tanımlayabileceğimiz istikrar meselesine gelince, yönetimde istikrar; yani uyum ve devamlılık niçin ve ne zaman istenir?
Ülkenin; güzel, halk yararına, özgürce ve yargının bağımsız olduğu adaletin tam tecelli ettiği bir şekilde yönetimi halinde, bu yönetimin istikrarını, uyumunu ve devamlılığını sağlamak için, yönetimde istikrar istenir ve talep edilir. Ülkemiz, şu anda ERDOĞAN Saray yönetimi tarafından uçurumun kenarına getirilmiş, özgürlükler ve yargı bağımsızlığı, hak ve adalet kalmamış, hazinesi tamtakır edilmiş, işsizliğin, fakirliğin ve yolsuzluğun diz boyu olduğu çok kötü bir şekilde yönetilmekte olup, ERDOĞAN'ın tekrar Cumhurbaşkanı seçilerek bu kötü yönetimin istikrarını ve devamını, kim ister soruyorum sizlere?
İşte, Meclis çoğunluğunun Cumhur İttifakının eline geçmiş olması nedeniyle; yönetimde, asla istikrarın bozulmayacağı, Cumhurbaşkanının asla topal ördek olmayacağı, seçmene gerekçeleriyle çok iyi anlatılmalı ve seçmen ikna edilmelidir. Cumhur İttifakı ve ERDOĞAN'ın gerçek dışı olan bu seçim stratejisi, elinden alınmalıdır.
Bu gerçeklere rağmen, Millet İttifakını ve KILIÇDAROĞLU'nu izliyorum, bu konuya gerektiği önemin verilmediğini, boş sözlerle vakit geçirdiklerini izleyerek, kahroluyorum.
Bu konuda yazdığım aydınlatıcı makalelerimi, birçok sosyal medya sayfasında ve köşem bulunan internet gazetesinde yayımladım, hatta daha geniş kitlelere ulaşması için, Cumhuriyet Gazetesine de gönderdim. Üzülerek söylemem gerekirse, Cumhuriyet Gazetesi de oralı olmadı.
Tekrarlıyorum, bu konuda seçmeni aydınlatıp ikna edemezseniz, maalesef ikinci turda da hüsrana uğrarsınız. Demedi demeyiniz.
Güner Yiğitbaşı
23/05/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder