Biz bu hükme kendi kafamızla varmıyoruz.
Yalan söylemeyen arşivler yerinde duruyor, ERDOĞAN; açıkça niçin Suriye’de olduğumuzu itiraf ediyor. Suriye’deki Beşer ESAT hükümranlığına son vermek için Suriye’deyiz diye bağırıyor.
Ne demek ESAT hükümranlığına son vermek?
Suriye Birleşmiş Milletlere üye bağımsız bir devlet ve ESAT da Suriye'nin meşru lideri değil midir?
Bu ülkenin kurtarıcısı ve devletimizin kurucusu Büyük ATATÜRK; ”Yurtta Sulh Cihanda Sulh” tavsiyesinde bulunmamış mıdır?
Ülkenin yararına dış politika yürütme yerine, kendi dini inanç ve mezhep anlayışınıza, takıntılarınıza göre bir dış politika izlerseniz, varacağınız sonuç işte böyle çıkmaz sokak ve bataklık olur.
Size ne Suriye’nin içişlerinden, Esat'ın mezhebinden, ülkeyi yönetim modelinden, Suriye’de yaşayan Kürtlerden?
Evet tüm bunlardan size ne?
Dünya devlerinin dolduruşlarına ve din ve mezhep inançlarınıza kapılarak, Suriye’nin; Esat'ın liderliğindeki merkezi yönetimini devirmek istediniz de elinize ne geçti?
Onlarca şehit verdik, milyar dolarları Suriye bataklığına gömdük ve ülke yararına bir adım mesafe kat edemedik, hala boğuşup, çırpınıp duruyoruz, bu Suriye bataklığında.
Ülkemiz için risk olarak gördüğünüz, Suriye’de, Suriye’nin Kuzeyinde bir Kürt oluşumuna engel olabildiniz mi?
Sizi Suriye bataklığına itenler; şimdi, Suriye’nin Kuzeyinde de, Kuzey Irak da olduğu gibi fiili bir Kürt Devleti kurdular.
Ülkeyi iktisaden güçlü duruma getirmeden, ekonomik bağımsızlığımızı elde elde etmeden, şimdi bölgede gerçek güç ve söz sahibi olan emperyalist devletlerin dolduruşuna ve ihtiraslarınıza esir olarak boyunuzdan büyük işlere girdiniz, gelinen bugünkü koşullarda, sizi bu bataklığa itenlerin oyuncağı haline getirdiniz ülkeyi.
Yapacağım dediğiniz Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon için dahi, bu büyük devletlerin onayını bekliyorsunuz.
Biz, ülkemizin uğradığı silahlı saldırılara karşı anında yapılacak bir sıcak takip, sıcak takiple sınırlı ve kısa süreli Suriye operasyonları dışında, başka ülkelerin topraklarına girip yerleşmekten yana değiliz.
ERDOĞAN; ne diyor? ESAT hükümranlığına son vermek için Suriye’deyiz diyor.
Falanca bir devlet, mesela Amerika ve Rusya veya bir başka güçlü devlet, biz Türkiye’deki ERDOĞAN iktidarını ve hükümranlığını beğenmiyoruz, zira; halkına göz açtırmıyor, bütün özgürlükleri yok etti, Türk insanı demokratik barışçıl protesto haklarını dahi kullanamıyorlar, hemen polis tarafından gözaltına alınıyorlar, yargı bağımsız değil, müzik festivalleri, mesnetsiz iddia ve kaygılarla yasaklanıyor, tek adamın ağzından çıkan yasa, ekonomi büyük bir kriz altında, Türk Halkı yoksullaştı geçinemiyor, işsiz, bir lokma ekmeğe muhtaç, cari açık çok fazla, Türk parası devamlı değer kaybediyor, Türk halkının bu vahim durumuna üzülüyoruz. Bu nedenle, ERDOĞAN iktidarına ve hükümranlığına son vermek ve Türk Halkını düze çıkarmak, özgürleştirmek ve zenginleştirmek amacıyla Türkiye topraklarına giriyoruz, tüm muhaliflere destek veriyoruz diyebilirler mi?
Diyemezler tabi.
Öyleyse, sizin Suriye’de ne işiniz var?
Şunu da diyemezsiniz efendim.
Suriye’nin Kuzeyinde ülkemizin geleceği adına tehlikeli gördüğümüz bir Kürt oluşumuna karşıyız ve buna engel olmak için Suriye’deyiz de diyemezsiniz.
İşte gerçekler ortada, ne kadar uğraşırsanız uğraşınız, Suriye’nin Kuzeyinde hem de Nato müttefikimiz Amerika bir Kürt oluşumunu sağladı bile, korkunun ecele faydası yok.
O zaman hiç durmayın ABD'ye savaş açın kovun onları Suriye’den, NATO’dan ayrılın protesto olarak, varsa gösterin gücünüzü, sizin gücünüz Esat'a mı yetiyor sadece?
Sizin yapacağınız en akıllı iş, Esat'tan özür dileyerek, Suriye sorununu-artık bu aşamadan sonra o da pek mümkün değil ama-Esat'a destek vererek, onunla anlaşarak çözmektir, tabi kabul görürseniz.
Ha şunu da unutmayınız.
Suriye kağıt üzerinde hala özgür ve bağımsız bir devlet olduğuna göre, Suriye’deki Kürt sorununu da, Suriye’nin meşru yönetimi Esat ve Kürtler birlikte anlaşarak çözecekler ve bize de bu çözüme saygı göstereceğiz.
Suriye’deki Kürt oluşumunu, kurtuluş savaşını birlikte yaptığımız, birlikte kan döktüğümüz, eşit yurttaşlarımız olan yıllarca beraber yaşadığımız, kız alıp verdiğimiz, kanlarımızın karıştığı et ve tırnak haline geldiğimiz ülkemizde yaşayan Kürt kardeşlerimiz için bir tehlike olarak görmek, ülkemizdeki Kürt kardeşlerimize yapılan büyük bir saygısızlık ve haksızlıktır.
Korkmayın. Çözün o zaman Kürt sorununu.
Ülkemiz Kürtlerinin Türkiye’miz ile aidiyet bağlarını, bir daha kopmamak üzere güçlendiriniz, biz de Türkiye’nin eşit sahibi ve eşit yurttaşlarıyız ve ülkemizden memnunuz deme aşamasına getiriniz.
Şunu da unutmayın, ülkeyi kötü yönetmeye devam ederseniz, dış politikada yalpalarsanız, yirmi seneden bu yana her alanda güçsüz kıldığınız Ülkemize rağmen, güçlü emperyalist devletler, siz istemeseniz de, orta doğuya istedikleri şekli verebilirler.
Bu nedenle, bırakın askeri çözümleri, ülkenin ekonomisini düzeltin, ekonomik yönden bağımsız kılın, demokrasiyi tesis edin, Türk ordusundan elinizi çekin, güçlendirin ülkemizi, yeniden inanılır, caydırıcı ve güçlü kılın. Yok başka yolu.
Gördünüz mü?
Esat'ı devirmek için maddi ve manevi destek verdiğiniz, Özgür Suriye Ordusu mensubu müttefikleriniz, Esat'a yaklaşma eğiliminiz karşısında, satıldıkları duygusuna kapılarak eylem yaptılar, Türkiye aleyhinde sloganlar attılar, tehditler savurdular, Türk Bayrağını yaktılar.
ÖSO' da başınıza bela oldu.
ÖSO silahlı militanlarını harcayarak Esat'ın kucağına mı atacaksınız, yoksa ülkemize kabul ederek Türk Silahlı Kuvvetlerine subay ve general olarak mı atayacaksınız?
Tam bir çıkmaz sokak ve iki ucu boklu değnek.
Ne kadar övünseniz azdır ve hakkınızdır!
Güner Yiğitbaşı
12/08/2022
Hukukçu
Yorum Gönder