Diktatör demek hakaret midir?

Bu makale, Canan KAFTANCIOĞLU hakkında açılan bir soruşturma nedeniyle ERDOĞAN dahil, hiç kimseyi diktatör olarak yaftalama, eleştirme, küçük düşürm

Diktatör demek hakaret midir?
CHP İstanbul İl Başkanı Canan KAFTANCIOĞLU hakkında, yaptığı bir konuşmada söylediği;  ”Dünya tarihinde bir ilki başaracağız.   Demokrasi yoluyla bir diktatörü bu ülkeden göndereceğiz” sözleri nedeniyle, cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle adli soruşturma açılmıştır.  

Bu sözde geçen ve kast edilen  kişinin;   şu anda iş başında olan AKP Genel Başkanı ve  partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN olduğunda hiçbir şüphe yoktur.  

Burada önemli olan ve saptanması gereken;  bu sözün kime yönelik olduğu değil, içeriğinde geçen ve ERDOĞAN'a sıfat olarak tanımlanan  diktatör kelimesinin anlamı ve hakaret teşkil edip etmeyeceğidir.  

Diktatör;  Latince, dictatör kökünden gelmekte olup, emir veren, dikte ettiren, bütün siyasi yetkileri eline almış, elinde mutlak ve sınırsız bir otoriteye sahip olan yöneticileri tanımlayan bir kelimedir.   

Bu itibarla, diktatör olarak tanımlanmak;  bir öneticiyi,  asla küçük düşürmez,  saygınlığına, itibarına, kişilik haklarına, şeref ve haysiyetine bir saldırı değildir.  

19/12/2018 tarihinde DEMOKRASİ VE DİKTATÖRLÜK başlıklı bir makale kaleme alıp yayınlamıştık.  

Aşağıda bazı bölümlerine tırnak içinde aynen  yer vereceğimiz, bu makalemizde de belirttiğimiz gibi;  

“ Demokrasi ve  diktatörlük, birbirinin karşıtı iki ayrı siyasi rejim ve yönetim biçimidir.  

Demokrasinin karşıtı olan diktatörlüklerin, dayandıkları ideolojik temellere göre, sağ, sol ve dini olanları vardır.  

İngiltere’de,  geleneksel ve sembolik hanedana dayalı bir kraliçe mevcutsa da, İngiltere,  tam anlamıyla demokrasi ile yönetilen bir ülkedir.  Yönetimde yetkisiz ve etkisiz sembolik bir kraliçe mevcutsa da, İngiltere demokrasinin beşiği olarak bilinir.  

Bu nedenle, demokrasilerde seçim ve sandık gereklidir ancak,  demokrasinin tek ve yeterli koşulu değildir.  Seçim ve sandık var, öyleyse orada demokrasi de vardır denilemez.  

Demokrasi ile yönetilen çoğu ülkede;   kadınlar,  seçme ve seçilme hakkını  Türkiye’den sonra elde etmişlerdir,  bu ülkelerde kadınların seçme ve seçilme hakları mevcut değilken, seçme ve seçilme hakkı sınırlı iken de demokrasi vardı.  

Diktatörlükle yönetilen ülkelerde de seçimler vardır, diktatörler de seçimle iş başına gelirler.  

Demek ki, seçim ve sandık var,  ülkeyi yönetenler seçimle iş başına geliyorlar,  öyleyse o ülkede demokrasi vardır tezi,  asla doğru değildir.  

Demokrasi karşıtı olan diktatörlükle yönetilen, anayasası buna göre yazılan  ülkeler de, bu ülkeleri yöneten diktatörler de saygındırlar.   

Bu nedenle, anayasasına göre diktatörlükle yönetilen ülkeleri yöneten diktatörlere diktatör demek,  asla hakaret değildir, bilakis onlar için övünç vesilesidir.  

Bir de,  anayasasına göre,  aslında diktatörlükle yönetilmeyen, anayasasında insan hak ve özgürlüklerine ve hukukun üstünlüğüne dayalı, yargısı bağımsız, demokratik bir hukuk devleti olduğu yazılı olmasına rağmen, anayasanın bu amir  hükümlerine uyulmayan,  demokrasinin fiilen rafa kaldırıldığı ülkeler vardır ki;  bu ülkelere,  seçim ve sandık var,  öyleyse o ülke demokrasiyle yönetiliyor denilemez.  

Bu tür ülkelerde, yani aslında demokratik olmasına rağmen fiilen demokrasinin askıya alındığı ülkelerde, anayasayı ve  demokrasiyi rafa kaldıran yöneticilere diktatör diyemezsiniz,  derseniz alınırlar kendilerine hakaret ediliyor zannederler,  aslında hakaret değil,  sadece bir eleştiri ve durum tespitidir,  bu.  

Bir ülkede, fiilen yargı bağımsız değilse, tüm devlet yetkileri tek kişide toplanmışsa, parlamento işlevsiz kalmışsa, devleti yönetenler;   yönetimleri ve harcadıkları devletin paraları nedeniyle denetlenemiyorsa, en başta düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlükleri olmak üzere, insan hak ve özgürlükleri sınırlandırılmışsa, insanlar ve gazeteciler,  düşündüklerini açıklamaktan ve yazmaktan korkuyorlarsa, korkmayanlar da,  açıkladıkları ve yazdıkları düşüncelerinden dolayı hakarete ve tehdide maruz kalıyorlarsa, basın özgür değilse, basının çoğunluğu yandaş edilmişse, yandaş olmayan basın da korkudan oto sansür uygulamak zorunda kalıyorsa,  adına ne derseniz deyiniz,  bu ülkenin demokratik olduğunu,  söyleyebilir misiniz?”

Evet, Diktatörlük;  demokrasiler gibi, onun karşıtı  bir yönetim tarzıdır ve dünyada örnekleri olan bir realitedir.  

Diktatör de;  yönetim tarzı diktatörlük olan ülkeleri yöneten, bütün siyasi yetkileri eline almış kişiyi ifade eden siyasi ve yönetimsel bir terim olup, asla küçük düşürücü hakaret teşkil eden bir terim değildir.  

Anayasasına göre demokrasiyle yönetilen ancak, fiilen demokrasisi ihlal edilen ülkelerde, ülkeyi yöneten kişiye diktatör demek de,  gerçekten bir hakaret değildir, bir durum tespitidir, ağır eleştiridir, siyasal ve demokratik bir sitemdir.  

Kaldı ki;  bir kişi gerçekten diktatör değilse, kendisine haksızlık yapılıyorsa, el alem ne derse desin, asla üzerine alınmamalı, hicap duymamalı, kendisini aşağılanmış, hakarete uğramış olarak hissetmemelidir.  

Bu makale, Canan KAFTANCIOĞLU hakkında açılan bir soruşturma nedeniyle;  bir aydın olarak ve hukukçu kimliğimizle halkımızı bilgilendiren, durumu hukuken değerlendiren bir düşünce açıklaması olup, AKP Genel Başkanı ERDOĞAN dahil, hiç kimseyi diktatör olarak yaftalama,  eleştirme, küçük düşürme ve hakaret etme amaç ve kastı taşımamaktadır.

Güner Yiğitbaşı

15/08/2022

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget