24 Haziran 2018 günü yapılacak erken seçim kararından sonra ülke hızla seçim ortamına girdi.
Önceden yapılan anayasa değişikliği gereği, TBMM de gurubu bulunmayan partilerin Cumhurbaşkanı adayı çıkarabilmeleri için 100 bin imza zorunluluğu getirildi.
İYİ Partinin seçime sokulmama kumpasını fark eden CHP, 15 milletvekilini istifa ettirerek İyi Partiye geçmesini ve gurup kurmasını sağlayarak demokratik bir hamle ile bu kumpası bozdu.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener gurup kararı ile Cumhurbaşkanı adayı olabilecekken, bunu kabul etmeyerek daha önce verdiği sözünde durarak 100 bin imza ile aday olacağını belirterek 200 binin çok üzerinde imza toplayarak Aday oldu.
Saadet partisi, Vatan Partisi ve Adalet partisinin TBMM de grupları olmadığından, Cumhurbaşkanı adaylarının 100 bin imza toplama zorunlulukları vardı.
Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu zorlanmadan 100 bin imzayı toplamayı başararak aday oldu.
Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Doğu Perinçek son iki güne kadar 100 bin imza toplamakta zorlanınca, CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin çağrısıyla, partinin il ve ilçe yönetimleri seçim kurullarına akın akın giderek Doğu Perinçek’e imza verip 100 bin imza zorunluluğunu fazlasıyla aşarak aday olmasını sağladılar.
Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz ise 100 bin imzayı toplayamadı.
Muharrem İnce’nin çağrısı üzerine Doğu Perinçek, "Teşekkür ederim. Hangi vatandaşımız ve hangi seçkin şahsiyet bu tür çağrılar yapıyorsa doğru çağrılar yapıyor.” demeciyle Muharrem İnce’ye teşekkür etmişti.
Doğu Perinçek Fakülteden sınıf arkadaşımdır. CHP üyesi olmama kaşın bulunduğum ilçede bende arkadaşlarımla birlikte seçim kuruluna giderek Doğu Perinçek’e imza vermiş ve ardından telefonla arayarak durumu kendisini bildirmiş ve bu demokratik hareketimiz karşısında dik durmasını önermiştim. Teşekkür ettikten sonra, “Gündüz sen beni tanımıyor musun, ben hep dik dururum” deyince bende yanıt olarak dik durun demekteki amacı birbirinizle didişmeyin dedim.
Bu gelişmelere karşın, bu gün Doğu Perinçek’i görsel medyada izleyince özdeyişte belirtildiği gibi “huylu huyundan vazgeçmiyor.” demekten kendimi alamadım.
Perinçek görsel medyada, yine CHP’yi ve İyi Partiyi kastederek, “Biz Atlantik projelerinin peşine takılanlara, PKK destekçilerine destek verenlere destek vermeyiz. FETÖ projelerine destek vermeyiz. İkinci tura kalmaları halinde İnce'ye de Akşener'e de destek vermeyeceklerini, Türkiye'nin geleceği Vatan Partisi hükümetidir.” diye açıklama yaptı.
Bu açıklamaya pes denir.
CHP ve PKK’yi, İYİ Parti ve FETÖ’yü yan yana göstermek öteden beri AKP’nin söylediği söylemlerdir.
CHP, her platformda PKK’yi bir terör örgütü olarak göstermekte, terörün her türlüsüne lanet okumakta ve Kürt yurttaşlarımızın potansiyel PKK’lı kabul edilmesini ret etmektedir.
Yapılan tüm seçimlerde %1’i dahi yakalamayan Doğu Perinçek’in, nasıl iktidar olacağını da anlayamıyorum.
Sağ iktidarlar karşında dağınık olup bir türlü yan yan gelmeyen ve kendileri demokrat, aydın, laik Cumhuriyetten yana olduğunu belirten küçük partilerin Genel Başkanlarının şişkin egoları inmedikçe ve bir bölen olmaktan vazgeçilmedikçe, demokrasiyi yakalamakta epeyce zorlanacağız.
Varsın huylu huyunda vazgeçmesin.
Yine de başaracağız.
11.05.2018
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder