Öncelikle bu kararın ulusumuz, devletimiz ve demokrasimizin geleceği adına hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz.
Seçimlere neredeyse yaklaşık iki ay gibi çok kısa bir süre kaldı.
Benim de seçmen olarak desteklediğim altılı masanın, bir diğer adıyla Millet İttifakının işi, sanıldığının aksine, çok kolay değil maalesef.
Bu yazıyı; duygusal, ancak olabildiği kadar tarafsız ve gerçekçi olarak ve üzülerek yazdığımızı, niyetimizin Millet İttifakının seçimleri kazanmasına çelme takmak olmadığını, bilakis, bundan sonra altılı masa olarak eskisinden daha dikkatli ve akıllı davranmak gerektiğini uyarmak için ve bu konuda seçimlere kadar son kez yazdığımızı, özellikle belirtmek istiyoruz.
Altılı Masa bileşeni İYİ Partinin lideri AKŞENER'in; masanın diğer bileşenlerinin liderlerini çok ağır bir şekilde suçlayarak ve kavgada söylenmeyecek ağır sözlerle masadan ayrılmasından sonra çıkan krizin, masanın lideri KILIÇDAROĞLU ve sair bileşeni liderlerinin soğukkanlı ve aklıselim sahibi tutumları ve verdikleri tavizlerle tatlıya bağlanması, hiç kimseyi yanıltmamalıdır.
Medyadan izlediğimiz kadarıyla, AKŞENER tarafından masada çıkarılan krizin; her şerde bir hayır vardır sözünden hareketle, altılı masayı eskisinden daha da güçlendirmiş olduğunu savunanlar olsa da, bize göre gerçekler hiç de öyle değildir.
Anlaşma sağlanarak, AKŞENER'e verilen tavizle, iki belediye başkanının Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak masaya yedinci ve sekizinci ortak olarak dahil edilmesi sonucunda krizin tatlıya bağlanması ve krizin çözülmesini beklemek üzere; görüşmelerin yapıldığı Saadet Partisi Genel Merkez ve sonrasında da CHP Genel Merkez Binasının önünde coşkulu bir kalabalığın toplanmış olması ve bu kalabalığın anlaşmanın açıklandığı andaki sevinç ve coşkuları, kimseyi aldatmamalıdır.
Krizin çözülmesini bekleyen ve çözüm haberini aldıktan sonra sevinç gösterileri yapan çoğunluk; zaten, altılı masayı destekleyen, kriz çözülmeseydi dahi, beşli olarak devam edecek olan Millet İttifakına destek vermeye devam edecek olan kalabalık halk kitlesidir.
AKŞENER'in; ağır bir şekilde masayı suçlayıcı konuşmasından sonra oluşan kriz; kısa sürede giderilmiş olsa da, maalesef, kararsız ve Cumhur İttifakından ayrılmayı düşünen seçmenler için, altılı masaya yönelik güven unsurunu sarsmış ve zayıflatmıştır. Bu güvenin tam olarak geri kazanıldığını kimse iddia edemez.
Krizin çözülmesi için, yedinci ve sekizinci ortak olarak, hem de kendi partisine mensup İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarının vesayeti ve kontrolü altına alınan ve AKŞENER tarafından, haksız ve asılsız bir şekilde ve ısrarla, seçilemez aday olarak görülen KILIÇDAROĞLU'nun; depreme karşı güçlendirilen binalar misali, seçmenlere karşı bu iki belediye başkanı tarafından adeta güçlendirilmeye kalkışılması, KILIÇDAROĞLU'na koltuk değneği olarak sunulması, aslında başından beri adaylığı hak eden ve seçilecek aday olan güçlü KILIÇDAROĞLU'nu, çeyrek aday haline indirgemiş ve bu iki belediye başkanının Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak masaya dahil edilmeleri, masayı çok parçalı hale getirmiştir.
Bana kimse, biz bu iki popüler belediye başkanının halk nezdindeki popülaritesinden yararlanarak oylarımızı artırmayı amaç aldık diye savunma yapmasın. Bu tutum, KILÇDAROĞLU'nun ortak adaylığına zarar vermiştir ve iktidara kara propaganda yapma olanağı sağlamıştır. Bu iki belediye başkanı, şimdi olduğu gibi KILIÇDAROĞLU'nu gölge gibi takip etmeden, onu bütünlemeden, yeri geldikçe propaganda çalışmalarına katılabilirlerdi, buna mani bir durum yoktu.
İşte, bu durum; çok başarılı olduğu algı operasyonlarıyla, emrindeki basınla, saraydan beslenen trol ordusuyla ve kendi yaptığı konuşmalarla, gerçek dışı herşeyi gerçekmiş gibi anlatmakta çok başarılı, algılarla beyazı kara ve karayı da beyaz haline getirmekte çok mahir olan, söylediği gerçek dışı beyanlara, konuşurken oluşan yüz ifadelerine baktığımızda, kendisinin dahi inandığını gözlemlediğimiz ERDOĞAN tarafından seçim meydanlarında sürekli kullanılacak ve propagandasının odağında; sonradan giderilmiş gözükse de, altılı masada oluşan bu çatlak yer alacak ve altılı masaya güvenilmez, kendi aralarında dahi anlaşamıyorlar, birbirlerine güvenemiyorlar diye, bas bas bağıracak ve seçmene, siz nasıl güveneceksiniz bunlara diye soracaktır.
ERDOĞAN ve BAHÇELİ; ne yazık ki; hanımefendinin kaprisi ve anlaşılamayan gizli ajandası nedeniyle, KILIÇDAROĞLU'nun adaylığını güçlendireceği gerekçesiyle, Altılı Masaya yedinci ve sekizinci ortak gibi dahil edilen belediye başkanları üzerinden, KILIÇDAROLU'nun adaylığını itibarsızlaştırmaya çalışacaktır.
ERDOĞAN'ın seçim meydanlarına kurulacak ekranlarından, AKŞENER'in; Altılı Masayı deviren ve Altılı Masadaki liderleri ağır bir şekilde suçladığı, kavgada dahi söylenmeyecek sözlerini, tekrar tekrar dinlemek zorunda kalacağız maalesef.
ERDOĞAN; aciz kaldığı deprem felaketini de istismar edecek, depremi fırsata çevirmeye çalışacak, daha enkazları kaldırmadan, deprem bölgesini yeniden inşa için yandaş müteahhitlerle imzaladığı ihale anlaşmalarını da, seçim malzemesi olarak kullanacaktır.
Kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan son kozunu oynayacak olan ERDOĞAN; parasal kaynağına bakılmadan, gemileri yakacak, enflasyon tehlikesini göz ardı ederek bolca para basacak, ulufe gibi dağıtacak ve özellikle yaklaşan Ramazan Bayramında emeklilere verilmekte olan ikramiye ‘ye, can simidi gibi sarılarak, beş bin liralara kadar getireceği emekli bayram ikramiyesini, yem olarak kullanacaktır.
Bu aşamadan sonra, ERDOĞAN kimseyi kandıramaz, ikna edemez demeyiniz, her satıcının kör alıcıları vardır unutmayınız.
Bu nedenle, Altılı Masa olarak işimiz çok kolay olmayacak. Zaman akılı ve birlik olma zamanıdır. Altılı Masada; bundan sonra, hiç kimsenin, sorumsuz davranarak yeni bir kriz çıkarmaya asla hakkı yoktur.
Altılı Masanın ortak adayı KILIÇDAROĞLU'nun yeteneğine ve ferasetine, seçilebilirliğine çok güveniyoruz. KILIÇDAROĞLU; biraz daha cesaretli olmalı ve mahalle baskısından, ERDOĞAN ve BAHÇELİ'nin kara çalmalarından çekinmeden, kendisinin adaylığına yeşil ışık yakan HDP ve diğer muhalefet partileriyle görüşmeli ve onların kesin desteklerini de arkasına almalıdır.
Altılı Masa'ya ve ortak adayımız KILIÇDAROĞLU'na başarılar diliyoruz. Seçilirse, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna çok yakışacak ve ülkeyi düze çıkaracaktır, bundan en ufak bir şüphemiz yoktur.
Güner Yiğitbaşı
10/03/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder