“İstikbal marşı”

Aşağıda Cem Yılmaz’ın yazdığı söylenilen, İstiklal Marşımıza nazire olarak yazılan “İstikbal Marşı” başlıklı, siyasi, ekonomik sıkıntıları da harmanla

“İstikbal marşı”
Aşağıda Cem Yılmaz’ın yazdığı söylenilen, İstiklal Marşımıza nazire olarak yazılan “İstikbal Marşı” başlıklı, siyasi, ekonomik sıkıntıları da harmanlayan bir şiir internette dolaşıp duruyor. Cem Yılmaz diyor “ben yazmadım”. Bunu yazan da iktidarın “hakaret” bombardımanından korktuğu için toplum olarak mizah, fikir ve ifade özgürlüğü sindirildiği için sahibi ortaya çıkmıyor.  Yazan kişi de “ben yazdım” diyemiyor ortaya çıkmıyor korkuyor olmalı, sanki ülkede baskıcı Abdülhamid’in istibdat idaresi varmış adam taşlamalı şiir yazıyor korkusundan meydana çıkmıyor. Oysa bizler Nasrettin Hocaların, İncili Çavuşların torunlarıyız, onlar zamanında devrin hükümdarları nasıl hoşgörülü olmuşsa, bizler de toplum olarak, yönetici olarak daha bir hoşgörülü olmalıyız. Böylece yaratıcı insanların ufkunu açmış oluruz. Unutmayalım ki bilim ve sanat özgür düşüncenin ortamında gelişir, yaratıcılık artar. Her ne hal ise, vatandaşımız İstiklal Marşımız üzerinden nazire yapar gibi bir taşlama eleştiri şiir yazmış, bize düşen de tebessüm ederek hoş gören bir algı ile onu okumaktır.   


Bu şiir aşağıdaki gibi, bir de siz okuyun ve kendiniz yorumlayın:

“İstikbal marşı”

“Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!

Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!

O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,

Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!


Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!

Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!

Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,

Hakkını vermezsen burdaki ortakların behemehal!


Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım!

Hangi hükümet beni kurtaracakmış, şaşarım!

Kurumuş musluk gibiyim ne akar ne taşarım!

Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!


Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,

Benim ..çeyiz, ..cağız diyen bir hükümetim var!

Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?

'Avrupa Birliği' denen tek dişi kalmış canavar!


Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın!

İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!

Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın,

Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!


Yaktığın yerleri 'orman' diyerek geçme, tanı!

Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!

Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,

Satılmadık o kaldı, durma satıver şu vatanı!


Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!

Semizlettin Apo'yu, mezarında dönsün şüheda!

Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin seda!

On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!


Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?

Yediğiniz herzelere başka ne demeli!

Oyuverin altını iyice sallansın temeli,

Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli!


O zaman durur belki gözümden akan yaşım,

O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,

O zaman boşa gitmez yıllar süren uğraşım!

Hesabını verip de gittiğiniz gün kardaşım,


Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!

Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,

Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!

Hakkıdır 'garip yaşamış vatandaşın da gülmek,

Hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir İstikbal!


“Cem Yılmaz yazdı” diye dolaşıyor.  Sezen Aksu, Tarkan derken sanatçılar korkularından ima yoluyla, “kızım sana diyorum gelinim sen anla” kabilinden eleştiri mi yapmak istiyorlar. Her neyse okuyup gülümseyin yeter, eleştirinin taşlamanın kime yönlendirildiğini içinizden siz yorumlayın. 

Bu ileti Avrupa’da tıklanma rekorları kırmış. Ben de size aktarmak istedim.

Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget