Ekmek mi özgürlükler mi?

Ekmekle demokrasi arasında bırakılan ve tercihini ekmekten yana kullanan yoksul ve bilinçsiz seçmen kitlesinin uzun yıllara mal olmuş ve kemikleşmiş

Ekmek mi özgürlükler mi?
Ülkeyi yönetecek olanların (Cumhurbaşkanı ve parlamentonun) seçimlerle belirlendiği demokratik bir ülkeden bahsedebilmek için; seçimlerin,  her parti için eşit koşullarda ve özgür bir ortamda yapılması ve seçimlerin sonuçlarını belirleyecek orandaki seçmen çoğunluğunun,  ekmekle özgürlükler arasında bir tercihe zorlanmadıkları bir ekonomik ve kültürel  gelişmişlik düzeyinin yakalanmış olması zorunludur. 


Başta ana muhalefet partisi olmak üzere, tüm  muhalefete, seçim kazanmak istiyorsanız değişin, değişim şart diyenlere sormak gerekiyor. 


İşsiz ve güçsüz, belirli bir sabit ve garantili geliri olmayan,  karnını doyuramayan,  eğitimsiz bırakılan, dogmatik dini eğitimle beyni yıkanan, dini cemaat ve vakıfların kucağına itilen, doğru düşünme ve muhakeme yapma yeteneğini kaybeden, sosyo ekonomik ve kültürel konumları itibariyle;  ekmekle özgürlük arasında bir tercihe zorlanan, siyasal iktidar tarafından, devlet olanaklarıyla finanse edilen maddi  yardımlarla beslenen, ülkeye kabul edilerek kendilerine vatandaşlık hediye edilen ve mali destek sağlanan,  bu sayede,  siyasal iktidar tarafından seçim öncesinden peşinen  oyları çalınan hatırı sayılır bir seçmen kitlesinin yer aldığı ülkemizde,  muhalefet ne yapsın?


Muhalefet partileri, adı üzerinde muhalefetteler,  ülkeyi yöneten konumda değiller, en başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere, tüm muhalefet partilerinin; devleti yöneten konumda olmadıkları için, iktidarın oy deposu ve arka bahçesi olan belirli ve düzenli bir işleri ve gelirleri olmayan, iktidar tarafından bilerek cahil bırakılan veya din eğitimi verilen seçimlerin kaderine etkili sayıdaki seçmen çoğunluğunu iş sahibi yapacak, özgürleştirecek,  devlet yatırımlarını gerçekleştirmeleri, eğitim sistemini dini eğitimden laik eğitime yönlendirmeleri, cahil bırakılan bu kitleyi eğiterek bilinç düzeylerini yükseltmeleri mümkün değildir. Tüm bunların yapılabilmesi için, seçim kazanarak devletin yönetiminin başına geçmek zorunludur. 


Bu nedenledir ki; iş başındaki ERDOĞAN liderliğindeki köprü başını tutan saray yönetimi;  koltuğu bırakmamak yönetimden uzaklaşmamak, ileriye dönük seçimleri de kazanmak için, etik dışı tüm strateji ve taktikleri uygulayarak elinden geleni yapmaktadır. 


İstanbul Belediye başkanı İMAMOĞLU, gizliden gizliye KILIÇDAROĞLU'na bayrak açmış ve değişim de değişim, tek değişmeyen şey değişimdir diyor. 


Boş laf bunlar. Her seçim sonunda duyuyoruz, bu lafları,  seçmenin mesajı alınmıştır değişeceğiz safsatasını. 


Bu ülkede bilinçsiz seçmenin hiç mi kabahati yok? Allah’ınız aşkına. 


Güzel bir laf vardır ve çok doğrudur, ölümlü bir olayda, ölenin hiç mi günahı yok? diye sorulur ve gerçek payı vardır bu soruda. 


Şimdi değişim isteyen İMAMOĞLU; dört yılı aşkın bir süredir İstanbul’da başarılı hizmetler yapan bir belediye başkanıdır. Son seçimlerde de cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak propaganda çalışmalarına katılmış, özellikle kendi memleketi Trabzon ve diğer Karadeniz şehirlerinde başarılı mitingler yapmış olmasına rağmen, CHP ve Millet İttifakına sağladığı oylar ortadadır, İstanbul il bazında da AKP'ye büyük farklar atan oy oranına ulaşamamıştır. 


CHP birçok ilde büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanmış ve başarılı hizmetler sunmuştur. Ancak, bu illerimizde dahi, genel seçimlerde iktidarla oy farkını çoğaltamamış,  sunduğu iyi hizmetler oya dönüşmemiş ve ülke genelinde iktidarın gerisinde kalarak,  seçimleri kaybetmiştir. Bu nedenle, önümüzdeki yerel seçimlerde İstanbul dahil aynı büyük şehirlerin başkanlıklarını kazansanız ne olacak? sadece halka hizmet etmenin hazzını duyacaksınız, karşılığını göremeyecek ve genel seçimlerde yine nal toplayacaksınız. 


Ülkemizde;  maalesef, büyük şehir belediye başkanlıkları, imar yolsuzluğu ve ihaleler üzerinden partiye ve kendi cebine rant elde etme alışkanlığına sahip, işlerini bilen partilere yarar sağlayan bir düzenek olarak çalışmaktadır.  


AKP ve önceki sağ iktidarlar tarafından, bilinçli olarak din ticareti üzerinden yapılan propagandalar, işsiz ve cahil,  devletin parasal yardımına muhtaç, ekmekle demokrasi arasında bırakılan ve tercihini ekmekten yana kullanan yoksul ve bilinçsiz seçmen kitlesinin uzun yıllara mal olmuş ve kemikleşmiş  seçmen davranış alışkanlıklarının;  bugünden yarına,  kırılması ve değiştirilmesi,  muhalefetin boyunu aşmaktadır bize göre. 


Bu nedenle,  siz değişseniz de, muhalefet partileri olarak,  yılların oluşturduğu bu seçmen yapısını ve zihniyetini; iktidar olmadan ve ülkenin koşullarını değiştirip düzeltmeden değiştirmeniz ve seçim kazanmanız,  asla mümkün değildir. 


Tam bir yumurta tavuktan mı, tavuk yumurtadan mı çıkar fasit dairesi içinde debelenen bir muhalefetle yüz yüzeyiz maalesef.  


İMAMOĞLU dahil, kimse boşuna değişim diye sayıklamasın. 


Anam anam kadın anam, kadın anam anam anam. 


CHP'nin başında, ha KILIÇDAROĞLU kalmış,  ha İMAMOĞLU gelmiş,  hiç fark etmez. Muhalefetin yetkilerini ve olanaklarını aşan, değiştirilmesi için iktidar olmayı gerektiren bugünkü ülke koşulları ve buna bağlı olarak da  seçmen yapısı değişmediği sürece, yıllardır kazanan adam, korkarım kazanmaya devam edecektir.

Güner Yiğitbaşı

05/06/2023

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget