Sorun lider sorunu (mu)?

Sorun lider sorunu (mu)?Öncelikle, lider ne demektir? Lider; en basit tanımıyla, yetki sahibi önder, yol gösteren demektir. Siyasi partilerde de par

Sorun lider sorunu (mu)?
Öncelikle,  lider ne demektir?


Lider; en basit tanımıyla,  yetki sahibi önder, yol gösteren demektir. 


Siyasi partilerde de partilerin genel başkanları, o partinin en yetkili önderleri, yani liderleridir. 


Bir Siyasi Partinin başarılı olabilmesi ve seçim kazanabilmesi için,  kadroları kadar genel başkanlarının da liderlik vasıflarına sahip olması gerekir. 


İyi bir lider;  en başta ahlaklı, namuslu, dürüst, demokrat, egolarını yenebilmiş, kendi çıkarlarını geri planda tutarak,  ülkesinin ve milletinin çıkarlarını önceleyen, bilgili, vizyon sahibi, istişareye önem veren, kuracağı ve çalışacağı  kadroları liyakat esasına göre ve tarafsız bir şekilde kurabilen, kararlı, prensip sahibi, planlı, başkalarının haklarına saygılı, alçak gönüllü, muhakeme gücü üstün, anayasa ve yasalara saygılı, proje üretebilen, herkesin kendisine örnek alacağı pozitif vasıflara sahip olmalıdır.  


Şimdi, bu lider tanımına ve liderlik vasıflarına bakarak,  14 ve 28 Mayıs seçimlerinin cumhurbaşkanı adaylarına bir  bakalım. 


İyi bir liderde bulunması gereken vasıfların tamamına yakınını üzerinde taşıyan adayın, açık ara  KILIÇDAROĞLU olduğu yadsınamaz. 


Peki, seçmen hangi adaya daha fazla oy vererek cumhurbaşkanı seçti?


İşte,  işin püf noktası da buradadır. 


Uzun lafın kısası, seçmen çoğunluğu iyi lider vasıflarına değil, liderlik vasıflarından soyutlayarak bir kişiye oy verdi ve seçti. 


Demek ki; ülkemizde bir lider sorunu yoktur, kimse gücenmesin ama ülkemizde önemli bir seçmen sorunu vardır. Şimdi, KILIÇDAROĞLU;  bu seçim sonuçlarına bakarak, seçilebilmek için,  üzerinde taşıdığı üstün vasıflarından fedakarlık mı yapmalı?


Bu ülkede temel sorunun seçmende olduğunun İspatını mı istiyorsunuz?


Bugüne kadar yapılan tüm seçimlerde,  ERDOĞAN'ın karşısına,  kişi olarak kim çıkarsa çıksın, son seçimde olduğu gibi, muhalefetin alayının desteğini alsa bile ERDOĞAN'ın karşısında oy olarak yetersiz kalıyor ve sürekli,  azami yüzde kırk sekiz oy oranında takılıp kalıyor. 


Sanırım bu bir tesadüf değil, beğensek de beğenmesek de, ülkemiz genelindeki seçmen çoğunluğunun anlayışı,  tarzı ve profili bu demek ki. 


Büyük şehirlerde muhalefetin güçlenmesi, yerel seçimlerde şehirler bazında ve  mikro düzeyde, yerel yönetimleri muhalefet partilerinin kazanmasını sağlıyorsa da, ülke bazında,  topyekün yapılan milletvekili genel ve Cumhurbaşkanı seçimlerinde ülkenin tümüne dağılan oyların  totalinde,  ERDOĞAN ve iktidar partisi öne geçerek seçimleri kazanmaktadır.  


Muhalefetin; yerel seçimleri kazanmasına neden olan,  büyük şehirlerdeki oy artışları da, kırsal kesimden gelenlerin, büyük şehirlerde de,  büyük seçmen kitlesine sahip olmaları nedeniyle; muhalefetin,  büyük şehirlerdeki oy üstünlüğü büyük oranlara ulaşamadığı, farkı açamadıkları için, örneğin; İstanbul,  Ankara,  İzmir, Mersin,  Adana, Antalya gibi,  belediye başkanlıklarını kazansalar da,  genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülke genelinde  muhalefet bir üstünlük sağlayamamaktadır. 


Bu nedenle;  muhalefetin,  büyük şehirlerde belediye başkanlıklarını kazanmaları,  kimseyi yanıltmamalıdır. 


Bizce, muhalefetin öncelikle yapması gereken şey; oy artışı sağlayarak belediye başkanlıklarını kazandıkları büyük şehirlere daha ağırlık vererek, yerel yönetimlerde gösterecekleri ve halka sunacakları hizmetlerle, bu şehirlerde almış oldukları oy oranlarının yüzdelerini artırmak ve iktidarın aldığı oy yüzdelerini çok gerilere itmek olmalıdır.

Güner Yiğitbaşı

01/06/2023

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget