Yarınların Çok Geç Olacağı Bugünleri Yaşıyoruz

Evet, yarınların çok geç olacağı bugünleri yaşıyoruz. Tümünüze sesleniyorum; Demokrat geçinen, ortak paydaları özgürlükler, demokrasi ve demokrasiyi

Yarınların Çok Geç Olacağı Bugünleri Yaşıyoruz
Evet, yarınların çok geç olacağı bugünleri yaşıyoruz. 

Tümünüze sesleniyorum; 

Demokrat geçinen, ortak paydaları özgürlükler,  demokrasi ve demokrasiyi savunmak olan tüm halkımız ve tüm muhalefet partilerimiz; geçici olarak bırakınız artık farklı ideolojilerinizi,  armudun sapı, üzümün çöpü demeyi, falanca aday gösterilmezse oy vermem deme saçmalığını ve lüks kaprislerinizi, demokrasiye ihanetinizi, açınız artık gözlerinizi, laik ve özgürlükçü demokrasi elimizden, avucumuzun içinden kaymak üzere,  parmaklarımızın ucuna kadar geldi ve dayandı. 

Demokrasiyi geri getirmek ve korumak için gerekli olan  şok ve demokratik refleksimizi kullanamazsak, gerekli demokratik tepkimizi ortaya koyamazsak, birlik olamazsak, parmaklarımızın ucuna kadar kayıp gelen demokrasimiz yere düşüp parçalanacak ve yok olacak,  demokrasiyi gözden çıkaran,  halka hesap vermekten kaçan saraydaki tek adam yönetimi, seçimsiz iktidarını sürdürecek ve devletimizin tapusunu cebine koyacaktır. 

3 Y ile yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceğini vaat ederek, demokrasinin özgürlüklerinden ve tüm nimetlerinden yararlanarak  iş başına gelen ERDOĞAN; bugünkü iktidarını borçlu olduğu demokrasiyi boğazladı ve kafasını koparmak üzere. 

Dün verilen Canan KAFTANCIOĞLU hakkındaki onama kararı,  bardağı taşıran son damla olmuştur. 

Bu tür siyasi yargı kararlarının arkası gelecek ve muhalefetin sesi tamamen kısılarak, muhalefet topyekün siyasi arenadan silinecek ve demokrasinin olmadığı ülkelerde yapılan göstermelik antidemokratik seçimler benzeri  seçimlerle, sarayın tek adama dayalı anayasa ve yasa tanımayan, yargıyı nükleer silah olarak kullanan antidemokratik yönetimi,  ülkemizin üzerine kalıcı olarak kabus gibi çökecektir. 

Evet, iş başındaki saray yönetimi, halktan ve ülkenin ekonomik darboğazından ve yoksulluğundan uzak ve habersiz olarak,  lüks ve şatafat içinde yaşadığı sarayı terk etmeyi asla düşünmemektedir. 

Daha önce de yazdık. Anketlere göre,  demokratik ve eşit koşullarda yapılacak olan  seçimler sonucu İktidardan gidecekleri kesin olmasına rağmen,  iktidarı kaybetmeye yönelik, en ufak bir tedirginlik görmüyoruz onlarda, saraylarına saray katmakla meşguller. Herhalde, bizden sonra gelenler yararlansınlar diye bir düşünceleri olmamalı. Saraydaki keyfi iktidarlarını sürdürmek için gizli ve büyük bir planın içinde oldukları kesin. 

Her zaman yazdık ve yazıyoruz. 

Anayasal düzenin cebren ve zorla ihlal edilmesi suçunu en kolay işleyebilenler, siyasal iktidarlardır. 

Demokrasi ve özgürlük düşmanı siyasal iktidarlar; seçimlerle,  demokratik yollarla iş başına geldiklerini, halkın  iradesine dayandıklarını sıkça dillendirerek, bunu iktidarlarının tek meşruiyet nedeni olarak göstererek, devletin silahlı ve parasal güçlerini, yargısını, anayasanın ve yasaların kendilerine tanıdığı yetkileri ve kamu otoritesini ve gücünü kullanarak, halkın demokratik tavrını ve iyi niyetini de kötüye kullanarak,  anayasal düzeni içeriden yok edebilirler. 

İşte, ülkemiz bu türden,  anayasal düzenin ortadan kaldırıldığı bir iktidar darbesiyle yüz yüzedir maalesef. 

Demokrasilerin en yumuşak karnı ve zaafı; yönetenlere ve yönetilenlere tanıdığı sınırsız özgürlüklere karşılık olarak, demokrasinin(yani kendisinin) yok edilmesine dahi, özgürlük tanıması ve halkın demokrasi bilinci ve demokrasiye sahip çıkan demokratik tepkisi dışında, kendisini faşizmden ve yok olmaktan koruyacak demokratik silahlara sahip olmamasıdır. 

Demokrasinin biz halka ve bizi yönetenlere tanıdığı özgürlüklerin, demokrasiyi yok etmek için kullanılmasının önüne geçecek olan tek silah;  bizleriz, halkımız ve muhalefetteki siyasi partilerimizin demokratik tepkileridir. 

Demokrasinin teminatı olan halkımız ve tüm muhalefet partilerimiz; bugüne kadar yararlandıkları demokrasiye ve özgürlüklere sahip çıkarak, demokratik yollardan demokrasiye olan borçlarını ödemek zorundadırlar. 

Evet, demokrasi adına, yarınların çok geç olacağı bugünleri yaşıyoruz.  

Güner Yiğitbaşı

13/05/2022

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

Sayın Güner Yiğitbaş,
Sizi Haber Güncel internet sitesindeki yazılarınızdan tanıyorum. Ben de aynı sitede zaman zaman yazıyorum.
Aynı internet gazetesinin 2015 yılında yayınlanan -Haşhaşilerin Sonu 4- başlıklı yazımdan Cumhurbaşkanına hakaretten dava açtılar. Duruşma eylül sonunda; şimdilerde basın hürriyeti, fikir ve ifade hürriyeti hakkı doğrultusunda eleştirel hakkımı kullanarak yazımı yazdım doğrultusunda savunmamı hazırlıyorum. Bana bu konuda hukuk yardımı, savunmama destek olabilir misiniz, ne yapayım bu konuda fikirlerinden yararlanmak istiyorum. İnternetten (gogul) bu başlığı yazarsanız adımı yazımı bulabilirsiniz. Yine de iddianamede yazımdan alınmış dava konusu olan paragraf bölümlerini, (yazıyı da) ekte gönderiyorum. İçten selam va saygılarımla. Cevat Kulaksız Emekli Öğretmen Cep:5365238549 e-mail: kulcevat599@gmail.com

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget