Kılıçdaroğlu'nun İddiası Üzerine Erdoğan'a Düşen Görev Ve Sorumluluk

Amerika’daki vakıflara aktardıkları paraların menşeini ve aktarım gerekçelerini, harcandığı yerleri, kanıtlarıyla ve inandırıcı olarak Türk Milletine

Kılıçdaroğlu'nun İddiası Üzerine Erdoğan'a Düşen Görev  Ve Sorumluluk
KILIÇDAROĞLU'nun;  dün (24/05/2022) grup toplantısında yaptığı konuşmada ip uçlarını verdiği ve saat 22. 00 de belgeleriyle açıklayacağını beyan ettiği ERDOĞAN'ın kaçış planının anatomisi iddiası, KILIÇDAROĞLU'nun, merakla beklenen  dün saat 22. 00 de televizyonlardan yaptığı açıklama ile havada kalmış, hukuken hiçbir değeri olmayan içi boş bir iddiadan öteye geçememiştir. 

KILIÇDAROĞLU'nun elinde başka inandırıcı kanıtlar var mıdır? Bilemiyoruz. 

52 yıllık tarafsız bir hukukçu sorumluluğu içinde söylemeliyiz ki;  KILIÇDAROĞLU'nun sunduğu, ERDOĞAN ailesine mensup çocuklarının kurucusu ve yöneticisi oldukları, ülkemizde çok tartışılan ve sis perdesi içinde faaliyet gösteren bazı vakıflar tarafından, Amerika’ya dolar bazında yüklüce paraların aktarılması,  araştırılması ve Türk kamuoyunca nedenlerinin bilinmesi gereken çok önemli bir iddia ve olay olsa da; sadece, para aktarımı ve bunun belgeleriyle kanıtlanmış olması, hukuken; seçimi kaybetmesi halinde, ERDOĞAN'ın ve yakınlarının,  hesap vermekten korkarak ülkeden kaçacaklarının kanıtı olamaz. 

Bu para aktarımı ile kaçma eylem planı arasında bir illiyet, yani sebep sonuç ilişkisi kurulamaz. Para aktarımı,  hukuken, yeterli bir kanıt değildir. 

Biz, burada tarafsız hukukçu kimliğimizle iddiayı değerlendiriyoruz. 

Niyetimiz; ne iddiacı KILIÇDAROĞLU'nu yermek, ne de kaçacağı iddia edilen ERDOĞAN'ı savunmak değildir. 

Bugüne kadar hepimiz tanık olduk, seçim kaybederek, hesap vermemek için yüklü servetlerle ülkelerinden başka ülkelere kaçan devlet adamlarının birçok örneği, yeryüzünde mevcuttur. 

ERDOĞAN da, bu örnekler gibi, seçimi kaybettiğinde, kaçar veya kaçmaz, onu bilemeyiz, bunu zaman içinde göreceğiz. Biz burada açıkça, yeterli hukuki kanıtlarını elde etmeden ve açıklamadan böyle bir iddianın,  hukuk dışı ve haksız olduğunu, sorumlu ve tarafsız bir hukukçu olarak belirtiyoruz. 

Maalesef, EROĞAN'ın; kar garantili yap işlet devlet modeli yatırımlar ile üç beş müteahhitle girdiği yakın iş ve parasal ilişki ve aile  bireylerinin vakıflar üzerinden gerçekleştirdikleri akçeli işler, şeffaf olunmaması, harcadığı milletin parasının hesabını millete vermekten sürekli kaçması, hukuken yeterli olmasa da, maalesef aleyhinde bazı şüphelerin uyanmasına neden olmuştur. 

Bu nedenle, KILIÇDAROĞLU'nun; başkaca,  kesin ve inandırıcı kanıtlarla, kaçış planı iddiasının altını dolduramaması halinde, ERDOĞAN'dan;  benim ve tüm Türk Halkı'nın beklediği görev ve sorumluluk şudur; 

ERDOĞAN; bu iddianın sair kanıtlarını beklemeden, vay efendim iftiraya uğradım, Cumhurbaşkanına hakaret edildi, kişisel haklarım, itibarım zedelendi, ağır bir manevi zarara uğradım gerekçesiyle ortalığı kaldırmadan ve davalar açmadan önce, belgeli olan aile yakınlarının kurucusu ve başında etkili ve yetkilisi oldukları vakıflar üzerinden Amerika’daki vakıflara aktardıkları paraların menşeini ve aktarım gerekçelerini, harcandığı yerleri, kanıtlarıyla ve inandırıcı olarak Türk Milletine açıklamak ve bizleri ikna etmek zorundadır. 

Ki; hiç kimse,  ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye düşünmesin. 

Evet, başka kanıtları yoksa, KILIÇDAROĞLU'nun; ERDOĞAN ailesinin kaçış planının anatomisi diye sunduğu iddiası, hukuken haksız ve  temelsiz kalacaktır. Bu iddia,  hepimizin, özellikle biz tarafsız hukukçuların şiddetle eleştirdiği, saray yanlısı oradan talimat alan savcıların, kanıtsız olarak düzenledikleri iddianamelerden öteye geçemeyecektir. 

Yeri gelmişken, bir hukukçu olarak ERDOĞAN'a buradan bir hatırlatma yapmak istiyoruz, bakınız;  sizin de başınıza geldi ve biz tarafsız bir hukukçu olarak eleştirmek ve sizin yanınızda yer almak sorumluluğunu üstlendik, eylem ve söylemlerini beğenmediğiniz kişileri, hukuken yeterli olmayan kanıtlarla, zindanlara attırmak,  haklarında davalar açtırmak ve mahkum ettirmek, nasıl oluyormuş? Sanırım anlamış oldunuz. 

Çuvaldızı başkasına batırmadan önce,  iğneyi kendimize batırmak zorundayız, bu herkesin kulağına küpe olmalıdır.  

Güner Yiğitbaşı

25/05/2022

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget