Hep yazıyor ve söylüyoruz. Seçim ve seçim kazanarak siyasal iktidar olmak, gerçek demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Yani, zorunlu koşuludur.
Ancak, seçim kazanarak iş başına gelmek, demokratik rejimlerin tek koşulu da değildir.
AKP ve Saray iktidarı tarafından ülkemizde fiilen yok edilse ve kağıt üzerinde kalsa da, demokrasiler; çoğunlukçu değil, çoğulcu bir rejimdir.
Demokrasilerde; azınlıkta kalarak iktidar olamayan muhalefet partilerinin ve onların seçmenlerinin de söz ve görüş bildirme hak ve yetkileri olduğu gibi, siyasal iktidarın da, ülke yararına olan muhalif görüşlere saygı gösterme ve onları hayata geçirme görev ve sorumlulukları vardır.
Seçimlerde çoğunluğu alarak iktidara gelenler, azınlığa rağmen, azınlığın ve ülkenin yararına aykırı olan her istediklerini, asla yapamazlar.
Siyasal iktidarlar; Anayasaya ve yasalara göre icraat yapacakları gibi, icraatlarını ve yatırımlarını ülkenin ve bölgelerin öncelikli ihtiyaçlarına göre yapılacak planlar doğrultusunda yapmak zorundadırlar.
Demokrasileri; keyfi ve antidemokratik otoriter yönetimlerden ayıran en önemli özellik, budur.
Bugün ülkemizde son demlerini yaşamakta olan, anketlere göre yapılacak olan ilk seçimlerde demokratik yolla geldikleri gibi iktidardan gidecek olan AKP ve Saray yönetimi; iktidarlarının devam şansı kalmadığı halde, giderayak, ülkenin en önemli ve eski, stratejik olduğu kadar, tarihi ve kültürel bir anıt değeri olan Yeşilköy'deki ATATÜRK Havalimanını yok ederek, Millet Bahçesi yapacağım aldatmacasıyla rant ve imara açma girişimini uygulamaya koymak üzere iş makinalarını bölgeye sevk etmiştir.
Seçimlerle, kısa süre sonra iş başından ayrılması büyük olasılık olan Saray iktidarı; ülkenin yararına olmayan bu inatçı tutumuyla, suç işlemekte olduğu kadar, kendisine oy vererek iktidara getiren halkımız da dahil olmak üzere, 84 milyon insana büyük bir saygısızlık yapmakta ve adeta ben istediğimi yaparım edasıyla milletimize meydan okumaktadır. Bunun başka bir izahı yoktur.
ATATÜRK Havalimanı; ismi ve yap işlet devret modeliyle kar garantili olarak yaptırılan İstanbul Havalimanına rakip görülerek, adeta göz göre göre boğazlanmaktadır.
ATATÜRK Havalimanı; bu ülke için gereklidir, ülkemiz için bir simgedir, milletimizin her ferdinin bir anısını içinde barındırmaktadır, yıkılması ve yok edilmesi, bu anıları da yok edecek, tarihi ve kültürel bir anıttır.
Stratejik olarak da çok önemlidir.
Yunanistan başta olmak üzere, bir savaş halinde askeri hava alanı olarak kullanılabileceği gibi, deprem ve sair tabii afetlerde de, alternatif bir havalimanı olarak değer taşımaktadır.
Geçtiğimiz kış, kötü hava koşulları nedeniyle çalışmayan İSTANBUL Havalimanına inemeyen devlet yetkilileri ATATÜRK Havalimanına inmek zorunda kalmışlar, başarıyla iniş yaparak, aksamadan hizmetlerini yapabilme olanağını elde etmişlerdir.
ATATÜRK Havalimanı eklentileriyle birlikte, parasal olarak da ülkemize çok pahalıya mal olmuş değerli bir tesis olup, muhafaza edilmesinde büyük yararlar vardır.
Buna rağmen, Saray iktidarının; inatla, ATATÜRK Havalimanını yıkarak yok etme girişimi, demokrasiye ve milletimize saygısızlık ve bir başkaldırmadır.
Saray yönetimi unutmamalıdır; EGEMENLİK KAYITSIZ VE ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.
Bu millet de; Erdoğan'ın, kendisinin temsil ettiğini zannettiği İslam Ümmeti değil, ATATÜRK'ün; “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” tanımıyla oluşturduğu ırk ve din temeline dayalı olmayan Asil Türk Milletidir.
Güner Yiğitbaşı
Hukukçu
Yorum Gönder