Bir ara öbür odaya gitmem gerekti.
Televizyonun sesi açıktı. Ama, ekranı göremiyordum.
Televizyondaki ses; çok tanıdık bir sese benziyordu. Sanki, AKP Genel Başkanı ve partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN konuşuyor zannedersiniz.
Konuşmacı, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı adına o kadar güzel ve doğru şeyler söylüyordu ki; bunların hiçbiri bizim ülkemizde geçerli değildi.
Bu nedenle, konuşmacının ERDOĞAN olmadığına, onun sesine çok benzeyen, demokrasinin ve yargı bağımsızlığının hüküm sürdüğü demokratik bir Avrupa Birliği devleti yetkilisinin konuştuğuna iyice kanaat getirdim.
Hanıma seslendim, ülkemizde olmayan bu güzellikleri hiç değilse duyayım, televizyonun sesini biraz yükselt bir zahmet dedim.
Büyük bir özlem ve hayranlıkla ve can kulağıyla dinlemeye başladım.
Konuşmacı özetle; “Bu ülkede hiçbir savcının hakimin yargı mensubunun hukukla bağdaşmayan bir yaklaşımda bulunmasını istemem. Gizli açık hukuk dışı örgütlerinin arka bahçesine dönüşen yargı, millet adına karar veremez.
Siyasetin etki alanını genişletme çabalarına, yargı alanı da dahildir. Hatta en başlarda gelir.
Buradan açıkça ifade ediyorum Bu ülkede hiçbir savcının, hakimin, yargı mensubunun hukukla bağdaşmayan herhangi bir yaklaşımla karşıma gelmesini, taleplerimi hukuk dışında bir süzgeçle değerlendirmesini doğrusu istemem. Aynı zamanda yargı mensuplarının bu hukukçu duruşunu bilaistisna herkesin karşısında ve şartta sergilemesini de beklerim. Hukuk dışı örgütlerin arka bahçesine dönüşen, menfaat hesaplarının aleti olan bir yargı millet adına karar veremez.
Anayasa değişikliğinde, yargının bağımsızlığı ilkesi, tarafsızlığıyla tahkim edilmişti. Böylece millet adına karar vererek hakemlik görevini üstlenen yargı, güçler ayrılığında hak ettiği yeri tam manasıyla almış oldu.
Yargı mensupları olarak sizlerin hukuk devleti ilkesi çerçevesinde verdiğiniz ve vereceğiniz her mücadelenizde yanınızda yer alacağımızdan şüpheniz olmasın.
Geçmişte, hukuka aykırı pek çok tarize, tacize, cezaya muhatap olmuş bir siyasetçi olarak ülke yönetimine geldiğim günden beri Türkiye'nin hukuk devleti niteliğini güçlendirmenin mücadelesini veriyorum. ”diyordu.
Öbür odadaki işim bitti, salona geçtim ve konuşmacı halen konuşuyordu, artık ekranı görüyordum.
Bir de ne göreyim? Yanılmışım, ses benzerliği yoktu, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı adına, bizim ülkemizde geçerli olmayan güzel şeyleri söyleyen kişi, ERDOĞAN'ın ta kendisiydi, keşke yanılmış olmasaydım, konuşan kişi ERDOĞAN olmasaydı, adeta hayal kırıklığına uğradım.
Kendimi aldatılmış hissederek, çok üzüldüm.
Güner Yiğitbaşı
10/05/2022
Hukukçu
Yorum Gönder