Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi Paneli (2)

Panel konuşmasının ikinci konuşmacısını Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Yeneroğlu, seçim barajı, seçim çevreleri, siyasetin finansman

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi Paneli (2)
Sosyal Demokrat Avukatlar Derneğince, Ankara Barosu Eğitim Merkezinde 6 Nisan 2022 günü Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi konulu tanıtıcı panel düzenlendi.
Daha önce beş parti temsilcilerinin konuşmacı olarak katılacağı bildirilen tanıtım paneline konuşmacı olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Av. Muharrem Erkek, Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Yeneroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Ayhan Sefer Üstün, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Bülent Kaya katıldılar. Daha önceki çağrıda İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem de katılacağı bildirilmişse de mazereti nedeniyle katılamayacağını moderatör (kolaylaştırıcı) Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği Başkan Yardımcısı Kemal Akkurt tarafından bildirildi.
İzleyici olarak eski bakan ve milletvekilleri ile Baro başkanı, dernek üyesi avukatlar ile vatandaşların davetlilerin bulunduğu salondaki panel konuşmasının ikinci konuşmacısını Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Yeneroğlu, seçim barajı, seçim çevreleri, siyasetin finansmanı, şeffaflık denetlenebilirdik ilkeleri, partilerin hazineden aldıkları hazine yardımları, yeni sistemde cumhurbaşkanının veto yetkisi, meclisin denetim yetkisi konularında, mutabakat neleri düzenliyor,  mutabık kalınan hususların hayata geçirilmesi için neler yapılabilirliği gibi konularında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi Paneli (2)
Türkiye’de demokrasi kültürünün gelişmesi açısından elbirliği ile gayret ve sorumluluklarımız var. Siyasi kültürümüzün çok zayıf ve ayrıştırıcı, birbirlerinden de farklı farklı siyasi akımların birbirlerinden de çok kopuk olduğunu ve bu sebepten dolayı uzlaşma kültürünün ülkemizde adeta bir zaaf olarak kabul edildiği bilincinden hareketle de altı farklı siyasi partinin bir araya gelerek bu çalışmayı yapmasının Türkiye’nin aynı zamanda siyasi kültürünün gelişmesi, ileri demokrasinin gelişmesi noktasında da çok değerli olacağını düşünüyorum.

Sosyal demokrasi deyince maalesef Türkiye’de ideolojik ayrıştırmalar, ideolojik kamplaşmalara akla geliyor. Halbuki sosyal demokrasi düşüncesine de çok büyük haksızlık ve aynı zamanda ülkemizin demokrasisinin ilerlemesinin de en önemli sebeplerinden birisi olduğunu düşünüyorum.
Kısaca şunu belirtmek istiyorum, bu mutabakat metinleri tartışılması gerekiyor, tartışıldıkça toplumsallaşacak, tartışıldıkça daha farklı daha geniş kitlelere yayılmış olacak. Ama şunu belirtmek istiyorum, bizim çalışma grubumuzun bir araya gelirken misyonu, zaten siyasi partilerin güçlenmiş parlamenter sistem” başlığı altında yaptıkları ve kamuoyuna deklere ettikleri çalışmaları nasıl bir araya getirtilip, nasıl bunları ortaklaştırırız” şeklinde bir anlayışın bir mutabakat metnine dönüştürülmesi misyonuydu. Bizim öncelikli görevimiz de buydu, çalışmalarımıza da zaten bu şekilde başladık. Siyasi partilerin güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili düşüncelerini bir araya getirdik. Komisyon olarak bunları çalıştık ve ortak bir metin üretme çabası içinde olduk ve gerçekten de son on yıllarda Türkiye’de altı farklı siyasi partinin bir araya gelerek güçlü bir demokrasi manifestosunun ortaya koymuş olması da belki de yakın siyasi tarihi açısından da bir ilk olsa gerek. Bunu da özellikle vurgulamak gerekiyor.
Bu çerçevede şunu belirtmek lazım, güçlenmiş parlamenter sistem derken tabi, özellikle parlamentonun kendisi de akla geliyor. Elbette sistemin kalbi parlamento, ama biz mutabakat metnini çalışırken biraz daha geniş tuttuk, adeta güçlendirilmiş parlamenter sistemi kavramı yaşlaşmış oldu. Sadece parlamentoyu değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü de esas alan özgürlükçü demokrasiyi esas alan ve demin belirttiğim Türkiye’de tekrar uzlaşma kültürü toplumsal birliği bütünlüğü sağlamayı amaçlayan bir metne dönüştü. Bu sebepten dolayı da metinde sadece yasam konusu değil, sadece yürütme konusu değil, sadece elbette kendisi demokratik hukuk kabul eden yargı sisteminde olması gerektiği gibi yargı bağımsızlığını ihtiva eden bir metin değil, aynı zamanda da devletin hukuk devletinin güçlendirilmesi” başlığı altında da temel hak ve özgürlüklerin de üzerinde durduk. Çünkü çok ifade ettiğim bir durum, söylemsel olarak üzerinde durulan gerçeklerle genelde örtüşmeyebiliyordu. Türkiye’de bunu sadece günümüzde değil, yakın tarihimizde de çok yaşadık, yani yakın tarihimizde temel hakların yazıldığı şekilde uygulanmaması konusunda ciddi toplumsal çatışmalar da toplumsal ayrışmaları da yaşadığımızı da göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum.
Bugün Türkiye’nin demokrasi noktasında çok daha gerilemiş olmasının sebeplerinden birisi sadece bugünkü durum değil, aynı zamanda sürecin de bu anlamda çok önemli bir etkisini de dikkate almak gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeplerden dolayı da özellikle demokratik hukuk devletinin güçlendirilmesiyle ilgili temel hak ve özgürlükler başlığı, kamu yönetimi, siyasi etik konusunu da arkadaşlarımız anlatacaksa da onlara da girmiş olduk.
Ben yasama konusunu özellikle 28 Şubat takviminde üstlenmiş oldum. Onunla ilgili birkaç başlığa dikkat çekerek diğer konuları detayları da sonra sorular olduğu takdirde yanıtlamaya çalışacağım.
Birkaç başlık üzerinde duracağım, yani temel yaklaşım neydi? Biz güçlendirilmiş parlamenter sisteminin esaslarını çalışırken özellikle yasamayı ele aldığımızda etkili ve katılımcı bir yasama nasıl olmalı, nasıl olabilir. Geçmişte sorunlarımız neydi, yani 2017 öncesinde de ciddi sıkıntılar vardı, ciddi sorunlar vardı. Yasama o zaman çok etkiliydi de bugün etkisiz miydi; o zaman da etkisizdi. Bugün maalesef çok daha etkisiz, o zaman da problemler vardı, bugün çok daha büyük problemler var. Zaten sorunumuz bir sistem sorunu değil, aynı zamanda bir zihniyet sorunu. Yani mevcut sistemde de demokratik bir anlayış içerisinde yürütmeyi yasamayı ayrı tutabilirsiniz. Anayasada yargıya müdahale edeceksin” şeklinde bir hüküm yok, Cumhurbaşkanına görev hüküm veren bir yetki yok. Dolayısıyla şu anki uygulamaların önemli bir bölümü aslında bir sistem sorunu değil, bir sistemsizlik sorunu. Yani Cumhurbaşkanı maalesef ülkeyi anayasal düzel dışında yönetme çabası iddiası, Bu sebepten dolayı da zaten bu krizleri yoğun bir biçimde yaşıyoruz, biz yaşıyoruz, milletimiz yaşıyor. Maalesef ülkemiz daha kötü noktalara doğru eviriliyor.
Yasama derken öncelikli mesele şuydu, biz bunu beş başlıkta ele aldık. Dedik ki, “TBMM ne giden yolların demokratikleştirilmesi, en önemli başlıklardan birisi çıktı. Çünkü Meclisin içtüzüğünü çalışırsınız iç tüzüğünde elbette yapılması gereken birçok düzenleme ver çünkü 61 Anayasasıyla birlikte yapılmış düzenlemeler de elbette onun iyileştirilmeler yapıldı. Ama tekrar ele alınması gereken bir Meclis içtüzüğü var. Daha öncesinde de TBMM ne giden yolların demokratikleştirilmesi. Burada ilkesel bir tutum ortaya koyalım dedik. Anayasanın 609. Maddesinin gereği olarak da özellikle TBMM nine giden yolları demokratikleştirme noktasında siyasi partilerin demokrasi eksikliklerini dikkate alan bir üçüncül bir biçimde şu veya bu siyasi parti şeklinde değil, genel anlamda bunu ele alan ve Anayasanın 69. Maddesinin gereği olan parti içi düzenlemelerin ve çalışmaların demokratikleştirilmesi hükmü doğrultusunda siyasi partiler kanunun ve seçimlerle ilgili kanunların (mevzuatın diyelim) tekrar ele alınması ve bu bağlamda da elden geçirilmesi konusuyla ilgili ilkesel bir tutum ilkesel bir karar alındı.  Biz baştan beri şunu ifade ettik, “ilk önce bir mutabakat metni ortaya çıkaracağız, sonra güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişle ilgili yol haritasını ve bu geçiş süreci içerisinde yasamanın görevlerini ve yürütmenin görevlerinin ne olması gerektiği konularını çalışacağız”. En son altılı liderler toplantısında bunun altı tekrar çizilmiş oldu. Geçiş sürecinin çalışılması tabi ki, bu arada yasamanın yapması mutabakat metnini gerçekleştirmek için ne yapılması gerektiği konular. Başta anayasanın değiştirilmesi, akabinde Meclis içtüzüğünün değiştirilmesi, siyasi partiler kanunun, seçim kanunu konuları vs şeklinde mutabakat metninde ele aldığımız tüm konuların bu şekilde bir çalışma komisyonu tarafından elden geçirilmesi.
Bunun ötesinde Meclisle ilgili yasama faaliyetleri etkinleştirilmesi konusu üzerinde durduk. Tabi burada özellikle bunu vurgulamak gerekiyor, TBMM ile ilgili iki başlık temsil yeteneğinin artırılması, üç başlık diye ifade edelim, temsil yeteneğinin artırılması, ikincisi kanun yapma sürelerinin işlevsel kılınması, nitelikli kılınması ve denetlemenin gerçek anlamda işlevsel kılınması. Bugün TBMM’nin maalesef denetleme imkanları yok denecek kadar az düzeyde.
Burada ülke barajı olarak yüzde üç barajının TBMM ne giden yolları demokratikleştirme ve temsilde adaleti sağlama noktasında önemli olduğunu düşündük. Meclisin çoğulcu yapıya kavuşturulması ile ilgili mutlaka içtüzüğün değiştirilmesini komisyonların çalışma niteliklerinin artırılmasını, genel kurulda muhalefetin söz hakkının güvence altına alınması konularına çalıştık ve mutabık metnimizde özellikle vurguladık. Bir temsil sisteminin kurulmasının sağlıklı olacağını ifade ettik. Türkiye’de yurt içi seçim konusu tartışıldı. Yurt dışında altı milyondan fazla yurttaşımız var, dünyanın farklı farklı ülkelerinde Hırvatistan, İtalya, Fas Avrupa ülkelerinden de birkaç tane saydım, Portekiz gibi ülkelerde kendi diasporaları kendi ülkelerindeki seçimlere oy kullanabiliyor ve Türkiye’de de aslında bu insanlar oy kullanabiliyor. Altı milyon insanımız var, üç milyon seçmenimiz var, seçimlerde bir buçuk milyon seçmen oy kullandı, bu insanlar oy kullanabiliyor ama kendi temsilcileri seçme noktasında sıkıntıları var. Bu aynı zamanda diaspora ile Türkiye’nin güçlü bağlarının muhafaza edilmesi ve diasporanın Türkiye’ye katkılarının artırılması konusunda da önemli bir husus olduğunu düşündük, onu da aldık.
Siyasi partiler ve seçim mevzuatının düzeltilmesi dinlenmesi dedim, elbette biz yasama faaliyetlerinin etkinleştirilmesi konusu ile de çalıştık. Şu anda bile yasama kültürü gerçekten geçmiş dönemde de çok zayıftı. Yani Milletvekilinin yasama organı olarak görev yapması ne toplumda yeterince yer edinmiş bir düşünce, ne de milletvekillerinde güçlü olarak var olan bir şey. Yani yasama organı olarak milletvekillerinin çalışma bilincinin de ben doğrusu yeterince doğru olmadığını düşünüyorum. Yani aynı zamanda bir kültür meselesi olduğu kanaatindeyim. Bununla ilgili olarak da birçok çalışma var. Bunları da ilkesel olarak belirledik ve siyasetin finansmanının Türkiye’de çok ciddi bir sorun olduğunu hep vurguluyoruz. Siyasetin finansmanının tekrar gözden geçirilmesi. Seçim kampanyasında yapılan harcamalarının tam manasıyla kamuoyuna açıklanması tüm harcamaların açıklanması siyasi partilerin daha adil bir biçimde hazine yardımından faydalanması konularında üzerinde durduk.
Yasma bağışıklığını yeniden düzenlenmesi e yasama sorumsuzluğun kapsamının genişletilerek yasama çalışmalarının daha etkin kılınması konularıyla ilgili de detaylar üzerinde anlaştık. Onları da mutabakat metninde bulacaksınız.
Torba kanun yapılmasına son verilmesi, kanun yapılma süreçlerinde komisyonların etkinleştirilmesi, sivil toplum uzmanların katılımının, aslında şu anda da içtüzükte yazıyor ama, uygulayan yok. Bunların zorunlu kılınmasını, yine komisyon çalışmalarının daha etkin kılınması ile ilgili, örneğin bekleme sürelerine riayet edilmesi konusu komisyonda kanunların olgunlaşma hususu gibi huşuları da ele alınması konusunda mutabık kaldık.
Yine Bakanlar Kuruluna sınırlı bir KHK yetkisi verilmesi hususunda Cumhurbaşkanının da yetkisi kararname yetkisinin olmaması, çünkü yürütme konusunda cumhurbaşkanı yetkileri üzerinde durulacak, cumhurbaşkanına yetki, kanunları yetkisine son verilmesi üzerinde durduk ve TBMM’nin denetim yetkisinin konusu yazılı sözlü soru önergeleri mekanizmalarının bugün adeta işlevsiz olduğunu bunların güçlendirilmesi ilgili zorunlu bir çerçevenin oluşturulması üzerinde durduk. Gensorunun kabul edilmesi önemli bir elbette.
Bütçe hakkının devredilmezliği konusunu işledik ve kesin hesap komisyonunun kurulması kesin hesap komisyonunun başkanının da ana muhalefet partisinden bir milletvekilinin olması üzerinde durduk. Parlamentonun güçlendirilmesi konusuyla ilgili çok başlıklar iade etme gereğini duydum.
Bu baştan beri bir süreç, biz baştan beri bu mutabakat metnini ortaya koyduk. Hangi temel esaslar üzerinde bir araya geldiğimizi vurguladık. Bundan sonra geçiş sürecinin tamamlanması, cumhurbaşkanı ortak adayın belirlenmesi ile birlikte ondan sonraki sürecin nasıl işleneceğini yani cumhurbaşkanın görev ve yetkilerinin ne olacağını, önemli yetkilerin nasıl delege edeceğini, yasamaya müdahale etmemesi noktasındaki tedbirleri vs konuları başlıklar olarak liderler son toplantılarında belirlediler. Bundan sonraki süreçte liderler toplumu aydınlatmaya devam edecekler”.

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget