Bu ülke senin babanın tapulu malı değil, partili cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın ERDOĞAN.
Bu ülke şehit ve gazi kanlarıyla kurtarılarak kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
Siz, bu ülkenin ilk Cumhurbaşkanı olmadığınız gibi, son Cumhurbaşkanı da olmayacaksınız. Koltuğu, eninde sonunda, en geç 2023 de yapılacak seçimlerle boşaltacak ve köşenize çekileceksiniz.
Bu ülke tüm 84 milyon vatandaşın eşit ve ortak malıdır.
Bu ülke insanı; sizi, anayasa ve yasalara, cumhuriyetin ve demokrasinin temel ilkelerine göre ülkeyi yönetmek ve insanlarımıza tarafsız, adil ve eşit bir şekilde hizmet etmeniz için, bu koltuğa layık görüp seçmiştir.
Bu koltuğun saygınlığına, her Türk vatandaşı gibi, anayasa ve yasa kurallarına siz de uymak zorundasınız, sizin anayasa ve yasalara uymama gibi bir imtiyazınız ve ayrıcalığınız asla yoktur.
Seçimle geldiniz, aynı yolla, yine seçimle gitmeyi kabul edip içinize sindirmek zorundasınız.
Seçimler yaklaştıkça ve anketler seçimi kaybedeceğinize işaret ettikçe, daha da sertleşiyorsunuz, anayasa ve yasalara saygısızlığınız her gün artıyor ve hata üzerine hatalar işliyorsunuz.
10 Büyükelçinin istenmeyen adam ilanındaki blöfünüz ve sonunda geri adım atmak zorunda kalışınız, bu hatalarınızdan son bir örnektir.
Sizin en büyük yanılgınız, buralara kadar geldiğiniz yeri unutup hatırlayamamak, bu makamlara doğuştan, Allah’ın emriyle geldiğinize, bu ülke için vazgeçilmez olduğunuza kendinizi inandırmak ve her kula nasip olmayan elde ettiğiniz bu koltukları, sanki doğuştan hak edip ölene kadar da sahip olma hakkına sahip olduğunuzu zannetmenizdir. Yok öyle bir şey, unutmayınız ve kendinize geliniz.
Siz, her vesileyle Kasımpaşalı ve mert olduğunuzu beyan etmektesiniz.
Ancak; tarafsız, anayasa ve yasalara saygılı, gerçekten korunmayı hak eden gerçek cumhurbaşkanlarını, çirkin sözlerden himaye amacıyla Türk Ceza Kanununa konulan Cumhurbaşkanına hakaret suçunu, bir silah ve tehdit olarak kullanarak, mertliğe, eşitliğe ve adalete sığmayan bir tutum sergileyip, hak etmediğiniz bu yasa maddesinin korumasını kalkan yaparak, önünüze gelen tüm muhaliflerinizi tehdit edip hakaretler yağdırıyorsunuz, buna karşılık vererek, hakaret etmeden sizi sadece eleştiren insanları, hak etmediğiniz halde mahkemelerde süründürüyorsunuz. Bunun neresi mertliğe sığar Sayın ERDOĞAN?
Gelelim son meclis grup toplantısında AKP Genel Başkanı sıfatıyla yaptığınız konuşma sırasında yayınlattığınız KILIÇDAROĞLU'na yönelik olarak Çubuk ilçesinde yapılan linç girişimine ilişkin video görüntülerine ve bu görüntüler verilirken yapılan seslendirmeye.
Siz Müslüman geçiniyorsunuz, vakit namazlarını kılıp kılmadığınızı bilmiyoruz ama, cuma namazlarınızı hiç aksatmadan eda ediyorsunuz. Bir Müslüman olarak, grup toplantısında yaptığınız konuşma sırasında, hiç gereği yokken, bu linç videosunu izlettirmenize artık pes diyoruz.
Bu görüntülerin ne gereği vardır o konuşmanızda.
Bu linç görüntüsünün eşliğinde yapılan seslendirmede yer alan; “11 yıllık mağlubiyetlerden ders çıkarmayan, halkımıza hakaretler eden” sözleri, ne demek oluyor? Seslendirmenin sonunda da yer alan, “millete hesap verecektir” sözlerini anlamak da mümkün değildir. Hangi hesaptan bahsediyorsunuz siz? Bu ülkede politikacılardan şayet hesap sorulacak olursa, yasalar önünde hesap vermesi gereken ilk kişi siz, son kişi de KILIÇDAROĞLU olmalıdır.
Grup toplantısında yer verilen video görüntülerinde mağdur olan, saldırıya uğrayan, hayatına kast edilen kişi bizzat KILIÇDAROĞLU, ancak bu görüntüler eşliğinde yapılan seslendirmede, KILIÇDAROĞLU, halkımıza hakaretler yağdıran, millete hesap vermekle suçlanan bir suçlu gibi sunuluyor. Sanırım KILIÇDAROĞLU bir başkasıyla karıştırılarak, büyük bir seslendirme hatası yapılmış.
Ülkemizde geldiğimiz bu noktada, suçlular mağdur, mağdurlar suçlu oldu sayenizde.
Seçim mağlubiyetlerini kast eder görüntüsü altında, 11 yıllık mağlubiyetlerden hiçbir ders çıkarmayan KILIÇDAROĞLU derken, aslında KILIÇDAROĞLU'na yönelik linç girişiminin dahi KILIÇDAROĞLU'nun ders almasına yeterli olmadığını, hala muhalefet ederek size yönelik haklı eleştirilerine, muhalefet görevine devam ettiğini söyleyerek, KILIÇDAROĞLU'nu; şayet susmaz ve köşesine çekilmezse, ölümle tehdit ediyor olmalısınız. Ben kafası çalışan, sözlerin satır aralarını okumakta başarılı bir hukukçu olarak, bu sonuca vardım.
Siz, hiç gereği yokken KILIÇDAROĞLU'na yönelik bu linç görüntülerini meclis grup salonundan tüm millete seyrettirmekle, KILÇDAROĞLU'nun; “ülkemizde siyasi cinayetler olacağından kuşku duyuyorum” sözünün haklılığını kanıtlıyorsunuz.
İyi Parti Genel Başkanı AKŞENER'in Karadeniz gezisinde uğradığı saldırıyı da eleştirecek yerde, bunlar daha iyi günleriniz, durun bakalım daha neler olacak neler diyen de sizsiniz.
Şimdi, KILIÇDAROĞLU'nun, ”ülkemizde siyasi cinayetler olacağından kuşkularım var” şeklindeki, doğru ve çok yerinde ve isabetli olan şüphe içeren bu beyanlarını, sanki suçmuş gibi savcılığa taşıyarak, KILIÇDAROĞLU'nu sanık koltuğuna oturtmak ve itibarsızlaştırmak için, savcılığa ifade vermeye zorluyorsunuz.
KILIÇDAROĞLU'nun şüphe içeren bu iddiası için savcılığa giderek beyanda bulunmasına ve kanıtlarını sunmasına gerek bırakmadınız.
Sizin, AKŞENER için söylediğiniz tehdit içeren sözler ile son grup toplantınızda meclis kürsüsünden yayınlattığınız KILIÇDAROĞLU'na yönelik linç girişim video görüntüleri ve bu görüntüler eşliğinde sarf edilen sözler, KILIÇDAROĞLU'nun şüphelerinin en büyük kanıtı olup, bu konuda soruşturma açan savcılık, kendileri dahil 84 milyon Türk Vatandaşının duyduğu sizin bu tehdit içeren beyanlarınızı ve KILIÇDAROĞLU'na yönelik linç girişimi görüntülerini incelesin, KILIÇDAROĞLU'nun şüphelerinde ne kadar haklı olduğunu anlayacaktır.
Sayın ERDOĞAN; konuşmayın artık lütfen, konuştukça itibar, puan ve oy kaybediyorsunuz.
Sayın ERDOĞAN; Allah’ın sopası yok, Allah, kendi dilinizle, eylem ve beyanlarınızla sizi ele veriyor, konuştukça batıyorsunuz. Bizden söylemesi.
29. Ekim Cumhuriyet Bayramını kutladığımız bu mutlu günümüzde, bunları mı yazmamız gerekirdi? Bu da ayrı bir üzüntü kaynağımız.
Tüm kötü koşullara ve üzücü eylem ve söylemlere rağmen, tüm milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını yürekten kutluyorum.
Bize bu ülkeyi ve Cumhuriyeti kazandıran ATATÜRK ve tüm silah arkadaşlarına, ilk meclisin değerli milletvekillerine, şükranlarımızı sunuyor, minnet ve saygıyla manevi huzurlarında eğiliyoruz. Hepsinin mekanları cennet olsun.
Güner Yiğitbaşı
29/10/2021
Hukukçu
Yorum Gönder