Anayasanın 137. maddesi çok açık ve nettir.
137. madde;
“Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. ” demektedir.
Bu anayasa hükmüne göre; konuyu ikiye ayırarak değerlendirmek gerekir.
Birinci ihtimal; emir ve talimat, kanunsuz, kanuna ve mevzuata aykırı ama, konusu bir suç oluşturmuyorsa, önce yerine getirilmez, emrin kanuna aykırılığı emri veren amire bildirilir, amir emrinde ısrar ederse, yerine getir derse, yazılı emir istenir, amir emri yazılı olarak yenilerse yerine getirilir, ancak bu şekilde sorumlu olunmaz. Sorumluluk, emrinde ısrarcı olan ve yazılı olarak tekrarlayan amire ait olur.
İkinci ihtimal ise; amirin verdiği emir, hem kanunlara ve mevzuata aykırı ve hem de emrin konusu, yani emir yerine getirilirse bir suç işlenmiş oluyorsa, o emir hiçbir suretle yerine getirilmez. Yazılı olarak tekrarlansa dahi, o emire uyulmaz. Aksi halde emri veren amir de, emri uygulayan kamu görevlisi de sorumluluktan kurtulamaz.
Bir örnekle açıklamak gerekirse; şimdi gündemde olan TÜGVA üzerinden bir örnek verelim.
TÜGVA denilen kamu yararı taşımayan belli bir ideolojinin ve iktidar partisinin arka bahçesi olarak faaliyet gösteren TÜGVA isimli sözde vakfa, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin eski AKP'li başkan ve yöneticileri tarafından, İstanbul halkının tümüne ait olan çok değerli mal ve paraların tahsis edilmesi, hem kanunsuz ve hem de zimmet suçunu oluşturduğundan, bu konudaki emir ve talimat saraydan dahi gelmiş olsa, anayasanın 137. maddesine göre hiçbir şekilde asla yerine getirilemez. Yerine getirenler sorumluluktan kurtulamazlar.
Demek ki; partili Cumhurbaşkanının; KILIÇDAROĞLU'nu suçlayan bu değerlendirmesi ve iddiası geçersiz olup, bu iddia ve suçlama; ERDOĞAN'ın kendisinin de uymak zorunda olduğu, anayasanın 137 maddesine açıkça aykırıdır.
Yarası olan gocunur.
KILIÇDAROĞLU; kamu görevlilerini uyarırken, sadece kanunsuz ve konusu suç teşkil eden emir ve talimatlara uymamalarını beyan etmiş, anayasanın uyulması gereken 137. maddesinin amir hükmünü hatırlatmıştır. Hükümetin ve amirlerinizin verdiği tüm emirleri, yasal da olsalar yerine getirmeyin dememiştir.
KILIÇDAROĞLU; gidişata bakarak, kanunsuz ve konusu suç teşkil eden emirlerin ayyuka çıktığını görünce, ana muhalefet partisi lideri olarak sorumluluk yüklenerek, bu anayasal uyarıyı yapma gereğini duymuştur.
Bu uyarı hakkı bir seçmen ve vatandaş olarak, benim de hakkımdır.
Ben de, bir hukukçu ve seçmen Türk Vatandaşı olarak; anayasanın 137. maddesini hatırlatıyor ve kamu görevlilerini uyarıyorum ve benim haklarımı yok eden kanunsuz emirleri, yazılı olarak yinelenmeden, kanunsuz ve aynı zamanda konusu suç teşkil eden emirleri de, hiçbir şekilde yerine getirmeyiniz.
Güner Yiğitbaşı
17/10/2021
Hukukçu
Yorum Gönder