Erdoğan'ın Kanal İstanbul’u Da Geride Bırakan En Çılgın Projesi

Kanal İstanbul’u dahi geride ve yaya bırakacak olan, uluslararası yeni bir ERDOĞAN çılgın projesi, hatta çılgınlığın da ötesinde, akıl tutulması diy

Erdoğan'ın Kanal İstanbul’u Da Geride Bırakan En Çılgın Projesi
Evet, başlıkta gördüğünüz gibi, ülkemizi her alanda felakete sürükleyecek, esasen batık olan ülkemizin ekonomisini daha da çökertecek,  halkımızı daha da  fakirleştirecek, ülkemizi Dünya siyasetinden soyutlayacak ve yalnızlaştıracak,  ülkemizin güven ve itibarını yok edecek,  Kanal İstanbul’u dahi geride ve yaya bırakacak olan, uluslararası  yeni bir ERDOĞAN çılgın projesi, hatta çılgınlığın da ötesinde,  akıl tutulması diyebileceğimiz, Romanın yakılması misali ülkemizin ateşe verilmesi çılgın projesinin riski ile yüz yüze bulunmaktayız. 

Partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'ın; hukuk ve anayasa tanımaz tutumuyla,  kendisinin hancı değil sadece yolcusu olduğu T. C.  Devleti tarafından imzalanan Uluslar arası sözleşmelerden doğan taahhütlerini inkar ederek, anayasamızın 90. maddesine göre uymak ve uygulamak zorunda olduğu İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği yargı kararlarına uymayarak, bu kararları Türk yargısına müdahale olarak değerlendiren hukuk tanımaz tutumu nedeniyle, haklı olarak,  İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye ile ilgili kararlarını uygulayınız uyarısı yapan 10 ülkenin ülkemizdeki büyükelçilerini istenmeyen adam (persona non grata) ilan ederek sınır dışı edilmeleri yolunda Türk Dışişleri Bakanlığına talimat vermesi, bize göre gerçekten büyük bir çılgınlıktır. 

Daha önce de yazdık, 10 ülkenin büyükelçileri bu uyarıyı,  kendi kafalarına göre değil,  temsil ettikleri devletlerin adına yapmışlardır. Bu nedenle, adı üzerinde kendileri bir elçi olan büyükelçileri, elçiye zeval olmaz sözüne aykırı olarak suçlu ilan edip,  bunların istenmeyen adam ilan edilerek sınır dışı edilmeleri,  neyi değiştirecek?

ERDOĞAN da bu gerçeği biliyor ama, iç politikadaki çözemediği sorunların ağırlığı altında ezilen ERDOĞAN; bu çılgın karar ve tutumuyla hamaset yaparak, milliyetçi duyguları kabartıp önümüzdeki seçimler için puan kazanmaya çalışıyorsa,  çok yanılıyor. Artık, seçmenin bu tür hamasetlere karnı tok, halkımız uyandı artık, karnı doymuyor, aldığı asgari ücretle geçinemiyor, bir çoğu da işsiz. Günümüzde  bayatlamış olan bu  hamaset siyaseti, halkın karnını doyurmuyor. 

Bu nedenle, EDOĞAN'ın; ülkenin içinde bulunduğu gerçeklerin ve yangına körükle gittiğinin farkında olmadığı, adeta akıl tutulmasına uğradığı ve gözlerinin kör olduğu anlaşılıyor.  

10 ülkenin büyükelçileri sınırdışı edildiklerinde, mütekabiliyet esasına göre,  onlar da bizim büyükelçilere yol verecek, 10 ülkeyle diplomatik ilişkilerimiz sonlanacak, o devletler ülkemiz aleyhinde ekonomik amborgo dahil,  her türlü kötülüğü yapabilecekler, aç insanlarımız açlığa devam edecek, karınları biraz doyanlar da açlığa mahkum edilecektir. 

Her ülke;  bir karar alırken haddini bilecek, önce kendisini sorgulayacak, ben nerede hata yaptım diyerek özeleştiri yapacak, hele ekonomik olarak yetersizse, ekonomik bağımsızlığı yoksa,  bir karar vermeden önce düşünecektir. 

Sayın ERDOĞAN; kendi siyasal hırsınızı ve öfkenizi kusarak,  84 milyon insanı zor durumda bırakarak,  mahkum edemezsiniz. Buna hakkınız ve yetkiniz yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti,  sizlerin babanızdan miras,  şahsi çiftliğiniz asla değildir. 

Partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN;  tüm Dünya'ya açıklamış olduğu bu kararından dönse de dönmese de, kendisini çok zora sokmuş, iç politikada seçmen nezdinde itibar kazanarak tekrar seçilme şansını elde etme bir yana,  bu şansını tamamen çıkmaza sokmuş ve imkansız kılmıştır. 

ERDOĞAN; Dimyata pirince giderken,  evdeki bulgurdan olacaktır. 

ERDOĞAN;  sakin kafayla düşünerek, daha önce almış olduğu sınır dışı etme kararından geri döndü diyelim, bu durumda ülkemizin ve kendisinin prestiji ve inandırıcılığı yok olmayacak mıdır?

ERDOĞAN; tek adam ve otoriterliğinin bedelini sandıkta öderken, Türk Halkı ve seçmeni de,  çok büyük zararlar görecektir. 

Ülkeyi tek başına 20 yıl yöneten, bu fakir halkın vergileri ve  ülkenin satılan ekonomik  değerlerinden oluşan yaklaşık iki trilyon doları harcayarak, halkını açlığa ve işsizliğe mahkum eden ERDOĞAN; ülkesini sevmiyor ve ona verdiği zarardan üzülmüyor olabilir, ama hiç değilse kendi itibarını ve prestijini düşünmeliydi ve bu çılgın adımı atmamalıydı. 

Şu anda ERDOĞAN;  kendi hatasıyla,  eline iki ucu boklu bir değnek almıştır, almış olduğu sınır dışı edilme kararını uygulasa da, bu karardan geri dönse de, zarar görecek olan kendisi ve ülkemiz olacaktır.  

Demokrasinin ve demokrasiden yana  halkın en büyük erdemi; demokrasinin ve özgürlüklerin  yok edilmesi pahasına,  otoriterleşen ve demokrasiyi yok eden yönetimlere karşı çaresiz kalsalar da, sonuna kadar anayasa ve yasalara saygılı olmalarıdır. 

Halkımızın demokrasiye olan umut ve saygısına, siz de saygılı olunuz lütfen. 

Asla unutmayın, bu halkın sessizliği;  demokrasiye olan sevgi,  saygı, umudu ve asaletinden kaynaklanmaktadır, halkın sabrını,  daha fazla sınamaktan vazgeçiniz lütfen.  

Güner Yiğitbaşı

24/10/2021

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget