Bir toplumda; hukuksuzluk, kanunsuzluk ve adaletsizlik diz boyu olduğu halde insanlar çaresiz kalmışlar ve bir şey yapamıyorlarsa, tuz koktu derler.
Bir olaydaki olumsuzluğu, hukuksuzluğu gidermesi gereken unsurun da, o olumsuzluğa ve hukuksuzluğa karıştığını belirtir, tuz koktu deyimi.
İstanbul Adalar'da yaşanan son olay da tuzun artık iyice koktuğunu gözler önüne sermektedir.
Mahkeme karar vermiş, Büyükada İskelesinin üzerindeki alan mukaveleye aykırı şekilde, alt kiracı olarak partili Cumhurbaşkanının oğlunun himayelerindeki TÜGVA isimli bir vakfa sudan ucuz fiyatla ayda 2500 liraya kiraya verilmiş.
İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin; AKP den, CHP'li Millet İttifakı adayı İMAMOĞLU'na geçmesinden sonra, belediyenin değerli mülklerinin önceki yönetim tarafından AKP yandaşı sözde vakıflara peşkeş çekildiğinin belirlenmesi üzerine, yeni başkan İMAMOĞLU, İstanbul halkına ait olan bu mülklerin peşine düşmüş ve haksız olarak sözde vakıf olan AKP yandaşlarının yönetimindeki vakıflardan bu mülkleri yasal yollardan geri almaya başlamış ve Büyükada İskelesinin üzerindeki, neredeyse bedelsiz olarak TÜGVA tarafından üzerine çökülen tesisin, İBB'ye geri verilmesi mahkeme kararına bağlanmış ve bu karar kesinleşmiştir.
Kesinleşen yargı kararına dayanan İBB Zabıtaları, mahkeme kararını uygulamak üzere işgal edilen mülke gittiklerinde işgalcilerin direnişiyle karşılaştıkları bir yana, Adalar Kaymakamının emriyle olay yerine gönderilen Türk Polisi, haktan ve hukuktan, mahkeme kararının uygulanmasından yana tavır alacağına, binaya çöken ve çıkmak istemeyen vakıf yöneticilerine kalkan yapılmıştır.
Bu ne cürettir anlamak mümkün değil.
Bunların gerçekten artık gözleri dönmüş, ne yaptıklarını bilmez hale gelmişler.
ATATÜRK'ün kurduğu 83 milyonluk Türkiye Cumhuriyetini, babalarını çiftliği haline getirmişler, kimsenin sesi çıkmıyor.
TÜGVA, Adalar İskelesinin üzerindeki tesise çökmüş, iş başındaki AKP ise, T. C. Devletinin üzerine çökmüş adeta. Devlet benim diyor sanki.
Devletin, halkın polisini, mahkeme kararına rağmen hukuksuz olarak işgal ettiği tesisi boşaltmamakta direnen ve belediye zabıtalarına şiddet kullanan CHP ilçe başkanını yaralayan işgalci TÜGVA vakfının himayesi için kullanan, bu hukuksuzluğa ortak olan, hukuk tanımaz yönetim, ülkemizde tuzun koktuğunu kesin olarak kanıtlamıştır.
Türk Polisi, hukuka, yasalara ve mahkemenin kesin kararına uymayan, kamu görevlisi belediye zabıtalarına şiddet kullanarak direnen, işgalci TÜGVA Vakfının illegal olarak korunması için değil, bilakis hakları ihlal edilen hukuken mağdur edilen, hukukun ve kanunların himayesindeki mağdurları ve kamunun yararını korumakla görevlidir.
Yaşanan bu olay da göstermiştir ki; iş başındaki, AKP liderliğindeki Cumhur İttifakının, ilk seçimde demokratik yollarla ülke yönetiminden uzaklaştırılması, elzem olmanın da ötesine geçmiş ve devletimizin saygınlığı ve bekası için acil bir durum kazanmıştır.
Güner Yiğitbaşı
06/10/2021
Hukukçu
Yorum Gönder