Memur Kafasıyla Ekonomi Yönetilemez

Yazı başlığımız nedeniyle, en başta memurlarımızdan özür diliyoruz. Memur örneğini şunun için veriyoruz. Emeklilik yaşı gelen memurlarımız; genellikle, emekli

Memur Kafasıyla Ekonomi Yönetilemez
Yazı başlığımız nedeniyle, en başta memurlarımızdan özür diliyoruz.
Memur örneğini şunun için veriyoruz. Emeklilik yaşı gelen memurlarımız; genellikle, emekli olmadan iki veya üç ay sonra maaşlarında bir miktar artış olacak olması nedeniyle, biraz daha fazla emekli ikramiyesi alabilmek için, emekliliklerini iki üç ay erteleyerek, sözüm ona kazanç elde edeceklerini zannederler ve bu iki veya üç ay içinde bizim gibi ekonomisi istikrarsız bir ülkede kaybedeceklerini, paranın alış gücünün düşmesi nedeniyle, emekli ikramiyelerindeki miktar artışının kendilerine bir fayda sağlamadığını, bir an önce emekli olarak alacakları ikramiyelerini değerlendirmeyi düşünemezler ve zarar ederler ya, işte bu nedenle, memur örneğini vererek yazımıza başladık.
Konuyu, ülkemizdeki yerli, daha doğrusu büyük oranla montaj otomobil sektöründeki durgunluğa getirmek istiyoruz.
Bu sabah, televizyon izlerken, otomobil sektöründeki 2019 Temmuz ayı toplam satış oranın, geçen yıl temmuz ayına nazaran, neredeyse yüzde yetmişe varan oranda azalarak daraldığı haberini duyunca, bu makaleyi yazmayı planladık.
Bu daralmadaki ana sebepler;
Türk parasının sürekli değer kaybederek, büyük ağırlığı montaja dayalı yerli otomobil girdi maliyetlerinin sürekli artışı, otomobiller üzerinden devletin aldığı katma değer, özel tüketim gibi vergilerin oranlarının çok yüksek oluşu, artan hayat pahalılığı nedeniyle, otomobil alıcılarının ekonomik güçleri zayıfladığı için, maliyetleri ve fiyatları artan otomobile olan taleplerinin önemli derecede azalması, otomobil kredi faizlerinin çok yüksek oluşu, otomobili aldıktan sonra da, akaryakıt, yedek parça, servis ve bakım masraflarının aşırı pahalı olması nedeniyle, satın alınan otomobili yürütebilmenin çok zorlaşması, şeklinde sıralayabiliriz.
O zaman, özellikle yerli otomobil sektörünün satışlarında canlanma sağlayabilmek için ne yapılmalıdır sorusuna; ekonomiyi yönetenler, memur kafasını bir kenara bırakarak, akıllı cevaplar ve çareler üretmelidirler.
Otomobil, ülkemizde hala lüks bir ihtiyaç olarak görülmektedir. En büyük yanılgı da budur. Oysa ki, Otomobil sahiplerinin ve trafikteki otomobil miktarının çoğalması, bir ülkenin medeniyet ve gelişmişlik kriteri olarak değerlendirilmektedir.
Otomobil deyip geçmeyiniz. Otomobil; sadece satılırken, Devlete katma değer ve özel tüketim vergisi olarak gelir sağlamamaktadır.
Otomobili satın alan kişi, alırken ödediği fahiş katma değer ve özel tüketim vergisi ödemekle kalmıyor ki, bu vergilere yüklenerek otomobil satışlarını daraltıyorsunuz. Asıl satıştan sonra, bir otomobil üzerinden Devlet olarak kazanılan ek vergileri, ekonomiyi yönetenler niçin göremiyorlar?
Otomobili aldınız, onu yürütebilmek için sürekli akaryakıt alacaksınız, akaryakıt fiyatlarının yarıdan fazlasının devlete ödenen vergi olduğunu niçin düşünemiyorsunuz?
Aynı şekilde, otomobilin belirli sürelerde servis bakımları var, yedek parça ve lastik değişimleri var, tüm bu işlemler nedeniyle de, Devlet otomobil sahibinden katma değer vergisi, bu işlemleri yapan iş adamlarından da gelir vergisi almaktadır. Bir de otomobil sektörünün canlı olmasının istihdama olan katkısını, bu sektörde çalışanlardan alınan gelir vergisini bir düşürsenize.
Bitmedi daha, bu ülkenin baş belası ve ekonomik kamburu olan, kar garantili yap işlet devret rezaleti var biliyorsunuz. AKP iktidarı, yap işlet devret yoluyla köprüler ve yollar yapıyor ve bununla övünüyor, bunları yapan müteahhit firmalara, köprü ve yollardan geçiş için garantiler veriyor ve verdiği garantinin altında geçiş yapılması halinde, aradaki farkı, o tamah ederek artırdığı katma değer ve özel tüketim gibi vergi kazançlarından ödüyor.
Devlet olarak; süreklilik arz eden, tüm bu vergi gelir  zincirlerini düşünmeden, tamah ederek, kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez politikasını uygulamayarak, otomobil satışlarının üzerindeki katma değer ve özel tüketim vergilerini azaltmak bir yana, sürekli artırırsan, katma değer vergili otomobil fiyatı üzerinden, özel tüketim vergisi alırsan, yani verginin de vergisini alırsan, otomotiv sektörünü felç edersen satışların daralmasını kendi ellerinle sağlarsan, yukarıda saydığımız satış sonrası vergi gelirlerinden mahrum kaldığın gibi, yap işlet devret modeliyle yaptırdığın yol ve köprüler için ödemek zorunda kaldığın kar garanti ödemeleriyle, hazineyi boşaltırsın, en kötüsü de, satışları düşen otomobil fabrikalarında çalışan işçilerin toplu işsiz kalmalarına, işsizler ordusunun daha da kabarmasına, son aşama olarak da fabrikaların kapanmasına, altın yumurtlayan tavuğun ölümüne neden olursun, ama iş işten geçmiş olur.
Nasıl, enflasyon düşsün diye Merkez Bankasına baskıyla faiz oranlarını düşürtüyorsanız, altın yumurtlayan otomotiv sektörünün yaşaması ve Devletin vergi geliri kaybına uğramaması için, özellikle ülkemizde üretilen (yarı yerli) montaj otomobiller üzerinden alınan katma değer ve özel tüketim vergilerinde, makul bir indirime gitmek zorundasınız.
Aklın yolu birdir ve  budur. Biz, ekonomist değiliz hukukçuyuz ama, az da olsa Hukuk Fakültesinde ekonomi okuduk, hukukçu mantığımızı da kattığımızda, bu doğruları görebiliyoruz.
Devletin anlı şanlı Ekonomi ve Maliye Bakanları ve bakanlık bürokratları bu gerekçeleri niçin göremiyorlar, acaba diyoruz, görüyorlar da saray'a mı söz geçiremiyorlar?
Bizden söylemesi, biz sadece otomobil sektörü için bu doğruları yazmaya çalıştık, akıllı bir vergi ve maliye politikası uygulanmazsa, saray'ın rutin ve lüks masraflarını karşılamakta dahi zora düşersiniz.
Demedi demeyiniz.

Güner Yiğitbaşı

04/08/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget