Saraya sığınan ve biat eden bir yargı istemiyoruz!...

Yargıtay Başkanlığı ve üyeliği, sizlere yeteri kadar şerefli gelmiyor mu, saraya şirin gözükmeniz, biat etmeniz, sarayın iltifatlarına mazhar olmanız, sarayın lüks ve şatafatlı

Saraya sığınan ve biat eden bir yargı istemiyoruz!...
Anayasamıza göre, egemenlik kayıtsız şartsız Milletin olup, Türk Milleti; egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır, egemenliğin kullanılması hiçbir surette bir kişiye, zümreye ve sınıfa bırakılamaz.
Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
Bugün yürürlükte olan sisteme göre partili olabilen ve iktidardaki AKP'nin Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı; anayasaya göre Türk Milletini temsil etse ve tarafsızlık yemini etmiş olsa da, yürütme organına dahil olup, Türk Milleti adına sadece yürütme yetkisini kullanır. Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı organının yetkilerini kullanma ve yargı organını temsil etme, onu himayesine emir ve talimatı altına alma işlevi ve misyonu olmadığı gibi, yargının kendi himayesinde, emir ve talimatı altındaymış gibi bir görüntü verme hak ve yetkisi de yoktur.
Aynı şekilde, Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan yargı organlarının temsilcileri de, bu kişi ülkenin cumhurbaşkanı da olsa, yürütme organının himayesinde, emir ve komutası altında olduğu şüphesini dahi doğuracak olan olumsuz davranışlardan kaçınmak ve uzak durmak zorundadırlar. Aksine bir davranış, zaten kalmayan yargıya olan güveni tamamen yok edecek olup, bu tür taraflı ve bağımlı  davranış sergileyen, Cumhurbaşkanının ve sarayın uzantıları gibi hareket eden yargı mensupları, hele bu yargı mensupları Yargıtay gibi bir yüksek mahkemenin başkanı ve hakimleri iseler; adlarına yargı yetkisi kullandıkları Türk Milletine ihanet etmiş, onların emanetlerini kötüye kullanmış sayılacaklardır.
Sanırım, yazının bu girişinden sonra, ne demek istediğimizi anlamış olmalısınız.
Yargıtay Başkanlığı,2/9/2019 tarihinde Ankara’da yeni adli yılın açılışı nedeniyle düzenlediği töreni, Cumhurbaşkanlığı Sarayının salonlarında düzenleme kararı almış ve bu törene katılmaları için, Baro Başkanlıklarına da davetiyeler göndermiş olup; bu durumu, İzmir Baro Başkanlığının, bu davet için Yargıtay Başkanlığına gönderdiği, davet edildiği bu törene katılmama karar ve gerekçelerini içeren, sosyal medyaya da yansıyan yazılarından anlıyoruz ve İzmir’den  sonra bazı baroların da almış oldukları bu katılmama kararlarını, yargı bağımsızlığı adına yerinde buluyor ve bu barolarımızı yürekten kutluyoruz.
Cumhurbaşkanına olan yakınlığı çok iyi bilinen, Cumhurbaşkanıyla birlikte çay toplayan şu anda görevdeki Yargıtay Başkanının; adli yılın açılışı törenini, Suriyeli bir sığınmacı gibi, Sarayın Salonlarında kutlama ihtiyacı duymasını, asla yadırgamıyoruz, kendisinden aksine bir davranış da beklemiyorduk.
Ancak, Yargıtay Başkanının Cumhurbaşkanına biat anlamına gelen bu tören yeri seçiminin, bizim için sürpriz olmaması, bizim bu konudaki ağır eleştiri hakkımızı kullanmamızı asla engelleyemez.
Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan yerel mahkemelerin kararlarını denetleyen bir üst mahkeme konumundaki Yargıtay; anayasal bir kuruluş olup, bu kuruluşun başkanı ve hakimleri, mahkemelerin kadıya mülk olmadığının, bu makamların gelip geçici olduklarının bilincinde olarak, bu kuruluşun saygınlığına, bağımsız ve tarafsızlığına, anayasal görev ve yetkilerine uygun davranış sergilemek, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını ayaklar altına alan, saraya biat eden bir görüntü dahi vermemek zorundadırlar.
Yargıtay'ın, adli yıl açılış törenini yapacağı bir salonu yok mudur?
Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapılmadan önceki tarihlerde de, bir çok açılış törenleri Yargıtay'ın salonlarında görkemli bir şekilde yapıldı. Yasama ve yürütme organlarının temsilcileri Yargıtay'a gelerek bu törenleri onurlandırdılar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, bu törenler için Yargıtay binasına geldiler, Yargıtay başkanları, görev icra ettikleri Yargıtay binasında, adli yılın açılışı münasebetiyle Yargıtay Başkanına yakışan, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunan ve yargının içinde bulunduğu sorunları açıklayan konuşmaları, kendi evlerinde bulunmanın rahatlığı ve huzuru içinde, yürütme organından bağımsız, sığınmacı ve biat eden psikolojisi taşımadan, hür bir şekilde yaptılar.
Şimdi ne değişti de, Yargıtay olarak, adli yılın açılışı törenini bir sığınmacı ve biatçı  gibi, sarayın salonlarına taşıma ihtiyacını duyuyorsunuz?
Yargıtay Başkanlığı ve üyeliği, sizlere yeteri kadar şerefli gelmiyor mu, sizleri şerefli kılmıyor mu, bu şerefe nail olmak için saraya yaranmanız, yakınlık duymanız, saraya şirin gözükmeniz, biat etmeniz, sarayın iltifatlarına mazhar olmanız, sarayın lüks ve şatafatlı salonlarında tören yapmanız mı gerekiyor?
Öyle düşünüyorsanız, bu şerefli görevi hak edenlere bırakmak üzere istifa ediniz ve arzuladığınız ve  layık olduğunuz size yakışan şerefi; Yargıtay'ın ve Türk yargısının  saygınlığına, tarafsızlığına ve bağımsızlığına daha fazla zarar vermeden,  başka kapılarda arayınız lütfen.
Şimdi, bazı insanlar bana, ne var bunda, Yargıtay'ın, sarayın salonlarında tören yapmasıyla, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı yok mu olacak? diye sorabilirler.
Evet, bu bir şekil gibi gözükmekteyse de, yargının kendi salonlarını bırakarak, yürütme organının başı olan Cumhurbaşkanın sarayında, onun himayelerinde adli yıl açılış töreni yapmaları, görüntü olarak, işin esası olan yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını en azından şüpheye düşürür. Bu konuda, seksen milyon yurttaştan ufak bir azınlığın dahi şüpheye düşmeleri, yargıya olan güveni yok eder.
Törene, yargıya, Yargıtay Başkanı ve üyelerine değer ve anlam katacak olan şey; törenin, saray da yapılmasından ziyade, burada söylenecek olanların, içerikleri ve bu içeriklerin, ülke gerçekleriyle ve ülkemizdeki yargı uygulamalarıyla bire bir örtüşmüş olmalarıdır.
Yasama organının; örneğin 1.Ekim.2019 günü yapılacak olan açılış töreninin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin genel kurul salonu yerine, Sarayda yapılmasının mümkün olmaması gibi; yargı organının, 02/09/2019 tarihinde yapacağı adli yıl açılış töreninin de, Yargıtay’ın kendi salonları dışında, sarayın salonlarında yapılması, bize göre asla savunulamaz.
Yargının üç kurucu unsurundan biri olan savunma ayağını temsil eden avukatların üst kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliği Başkanının; saraydaki tek adam istedi diyerek, bu törenlerdeki konuşma hakkının elinden alındığı bir törenin, sarayda yapılmasından da öte, bize göre yargısal hiçbir değeri ve anlamı asla yoktur.
Egemenlik hakkının gerçek sahibi olan Türk Milletinin bir ferdi olarak, Yargıtay'ın adli yıl açılışı münasebetiyle yapacağı töreni, sarayda yapacak olması nedeniyle, büyük bir üzüntü duyduğumuzu ve bu kararı alanları kınadığımızı ve yargının gerçek temsilcileri olamayacaklarını açıkça belirtmeyi, elli yıllık bir hukukçu olarak, kendimize bir görev ve sorumluluk sayıyoruz.
17.Ağustos.1999 depreminde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı da, bu vesileyle, rahmetle anıyoruz.

Güner Yiğitbaşı

17/08/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget