Densiz Adam - Güner Yiğitbaşı

Şu densiz adama bakınız. Bu densiz adam; Türk Milleti adına yargı yetkisi kullanan saygın bir hakim, bir yargı mensubu mu, yoksa İran ve Suudi Arabistan gibi

Densiz Adam - Güner Yiğitbaşı
Şu densiz adama bakınız.
Bu densiz adam; Türk Milleti adına yargı yetkisi kullanan saygın bir hakim, bir yargı mensubu mu, yoksa İran ve Suudi Arabistan gibi şeriatla yönetilen ülkelerde kadınların ahlakını, giyim kuşamlarını yakından takip eden ve denetleyen ahlak polisi mi?
Avukatların bağlı oldukları, onları yerine göre denetleyen ve uyaran, disiplin cezaları uygulayan bir meslek kuruluşları vardır ve o da Barolardır.
Yargı bugün düzgün mü de, sen hakim olarak karşına gelen ve savunma makamını temsil eden, aranızda sadece bir iş bölümü olan, yargının üç kurucu unsurundan savunma makamını temsil eden bir avukatın etek boyuyla uğraşıyorsun?
Yargı ölmüş ağlayanı yok, bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiş, iyi kalabilen azınlığı ayrık tutarsak, yargı sarayın talimatıyla çalışır hale gelmiş, Yüksek Seçim Kurulu dahi bir talimatla meşru bir seçimi iptal etmiş, bu antidemokratik uygulamalara, yargının can çekişmesine seyirci kalacaksın ,korkudan sesini çıkaramayacaksın, ama karşında savunmasız gördüğün bir bayan avukatın eteği ve etek boyuyla uğraşacak kadar haddini aşıp alçalacaksın, olur şey değil.
Bugün SÖZCÜ Gazetesindeki fotoğrafından gördüm, söz konusu avukat hanımın etek boyu abartıldığı kadar kısa olmadığı gibi, üzerinde duruşmada giydiği mesleki kıyafeti cübbesi var ve cübbe boyu da oldukça uzun ve o densizin, kısa olduğunu iddia ettiği eteğini ve bacaklarını rahatlıkla örtebiliyor.
Bir de şu dikkatimiz çekti, avukat hanım kendisine ayrılan korumalı masasında oturduğuna göre ve uzun cübbesini de dikkate aldığımızda, etek boyu kısa olduğu iddia edilen bacaklarının insanı rahatsız edecek şekilde görülmesi imkansız gibi bir şey.
Kendini Hakim zanneden o sözde ahlak polisi, özellikle bir şeyleri görmek için özel olarak aranmış ve çaba sarf etmiş, görmek istediği açık bacakları adeta beyninde hayal etmiş ve bir serap görmüş olmalı.
Hakimlerimiz şu gerçeği iyi bilsinler; kürsü babalarının çiftliği değildir, Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan bir emanetçidirler, bu nedenle kendi dosyalarıyla uğraşsınlar, tarafsız ve adil kararlara imza atmanın çarelerini araştırsınlar, mahkemelerin kadıya mülk olmadığını unutmasınlar, hakimlere ve Cumhurbaşkanı dahil diğer üst düzey görevlilere yasaların tanıdığı itibar, saygı, koruma ve yetkilerin, o makama verildiğini, şahıslarına verilmiş imtiyazlar olmadığını hiç akıllarından çıkarmasınlar.
Hakimlerimiz şunu da asla unutmasınlar ki; hakimlik makamına öncelikle saygı göstermesi ve o makamın saygınlığını koruması gereken asıl kişiler, bizzat hakimlerimizin kendileridir. Aksi halde hiçbir hakim kimseden saygı beklememelidir.
30/05/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget