Sadece ağzına aldığı kalemle kitap yazan müthiş bir engelli

Yenimahalle Belediyesinde 27 yıl çalıştıktan sonra emekli olmuş. Aşağıda genişçe özgeçmişini kendi ağzından anlattığı yaşamında bedeninin çoğunu kulla

“Engeller hayatın ritmini yakalamaya engel olmaz”. Bir özdeyiş

Sadece ağzına aldığı kalemle kitap yazan müthiş bir engelli
Hemen doğuştan on gün sonra geçirdiği sarılık, “ateşli bir hastalık sırasında hastaneye götürmüşler, doktor çok yaşlı biri imiş, bir iki ilaç verip göndermiş, oysa benim rahatsızlığım en üst safhada imiş, kanımın değişmesi gerekiyormuş onu fark etmediği ya da yapmadığı için annem de evlendiğinde 15 yaşında imiş, ilkin fark edememişler, yaşıtlarımla aynı tepkiyi vermediğimi görünce Hacettepe’ye götürüyorlar, orada en son teşhis koyuyorlar”. Böylece geç ve yanlış teşhisleri yüzünden ömür boyu elleri ayaklarını kullanamayan yazar ağzına aldığı kalemle-özel bir çubukla bilgisayar kullanıyor kitaplar makaleler yazıyor. 

Aslen Kırşehir Mucur kökenli ve Ankara’da doğan Mustafa Oğuz Mucurluoğlu, anne babasının tek oğlu olması yanında elinde olmayan nedenle engelli kalması nedeni olarak doktorların ihmali yüzünden ellerini ayaklarını kullanamaz hale gelmiş. Ama bu engellere meydan okuyarak ilkokul, orta lise, üniversiteyi okumuş, yüksek lisans yapmış kadere meydan okuyan müthiş mücadeleci bir kişi olan Mucurluoğlu, bu haliyle Yenimahalle Belediyesinde 27 yıl çalıştıktan sonra emekli olmuş. Aşağıda genişçe özgeçmişini kendi ağzından anlattığı yaşamında bedeninin çoğunu kullanamayan yazar Mucurluoğlu, “evde en büyük dayanağım birlikte yaşadığım annem” diyor. 

Düşünebiliyor musunuz ne ellerini ne ayaklarını kullanamayan bu müthiş azimli kişi, her engellinin başaramayacağını başarmış, çeşitli okulları bitirmiş, dergilerde makaleler, kitaplar yazmış ve tüm yaşantısını çok ilginç engelli arabasında yaşamını sürdürüyor. Hiç böylesine bir engelli araç görmemiştim; bu akülü engelli araba için “kendim dizayn ettim, ağıza yönelik bir kumanda düzenledik” diyen ve ağzına aldığı bir hortum sistemi ile engelli aracını kullanıyor. Bu aracı ile birçok dernek faaliyetlerine, imza günlerine gidiyor, daha bazı sivil toplum örgütlerine yönetici, denetleyici olarak katılıyor.

Böylece ağzıyla bilgisayar kullanıyor, makale ve kitaplar yazıyor, yayınlanmış kitapları Bütün Suç Benim, Sarı Yalnızlık, Dinle Kardeşim, Sevgililer Gününde hiç Randevum Olmadı, Engellilerin Haberlere Erişiminde Yaşadığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Bu beş kitabını hemen aldım, yanında durdum, kitap imzalama nedeni ile ağzında kalemi olduğundan konuşamadığımız bu çok azimli engelli yazar ile ertesi akşam telefonla konuşabildik. 

 Kendisini Kızılay’da imza gününde görmeye gittiğim bu müthiş engelli Mucurluoğlu, yanında ona destek olan gönüllü arkadaşlarının fiziksel yardımı ile kitaplarını tutuyorlar, ona destek oluyorlar ve kitaplarını imzalamaya yardımcı oluyorlardı. Başka gönüllü arkadaşları dışarıya konulan masada onun kitaplarını okuyucuya veriyorlardı. Ben de beş kitabının hepsini alarak ona destek olmak istedim. Ağzında daima imzaladığı kalem bulunan bu engelli yazarla konuşma olanağını bulamadım ve oradan ayrıldım. Ertesi gün ancak telefonla konuşabildim.  

Sadece ağzına aldığı kalemle kitap yazan müthiş bir engelli
Engellilerin en ilginci en azimlisi M. O. Mucurluoğlu şunları söylüyordu: “Kitaplarımı yazılarımı önce dişlerimin arasına aldığım kalemle yazıyorum, sonra biraz uzun çubukla bilgisayarı yazıp oraya aktarıyorum.

Benim engelli arabam bana özeldir, her yerde bulamazsın, bütün kumandayı ağıza yönelik bir sistemle hareket ettiriyorum, onunla her yere gidiyorum.

Günlük işlerimi annemin yardımı ile yapıyorum, ama annem de artık yaşlandı komple hayatıma yönelemiyor; yardımcı kardeşlerim arkadaşlarım var bazı ihtiyaçlarımı onlar karşılıyorlar.

Günlerim bilgisayar başında telefon başında geçiyor. Yazılması gereken kitaplarımla uğraşıyorum. Arkadaşlar gerekli doküman ve kitapları getiriyorlar, ben ağzımla sayfaları çeviriyorum.

Dışarıya çıkarken arkadaşlarım geliyor beni kucaklayıp arabaya koyuyorlar yardımıyla sokağa çıkıyorum, sonra Ankara kazan ben kepçe dolaşıyorum.

Toplu taşımalarda önceleri zorluk çekiyordum, şimdilerde daha az.

Şimdilerde fizik tedavi görüyorum, haftada dört beş gün tedavi görüyorum”. 

Mustafa Oğuz Mucurluoğlu (özgeçmiş)

“Ben Mustafa Oğuz Mucurluoğlu, 27 Ocak 1972 Ankara doğumlu olup doğumumdan sonraki ilk 10 gün içerisinde yani daha 40 günlükken geçirdiğim sarılık nedeni ve doktor ihmali sebebiyle; ellerini ve ayaklarını kullanamayan spastik engelli birisiyim.

İlköğretimimi Halide Edip Adıvar İlkokulu’nda bitirdim. Engelli oluşum nedeniyle öğrenimime 9 yaşımda başladım.

Ortaokul ve liseyi Çankaya Lisesi’nde okudum. Ortaokul ikinci sınıfındayken karnemi Özel Başarı Belgesiyle aldım. Ortaokul iki ve üçüncü sınıfındayken Amerikan Kültür Derneği’nde burslu İngilizce kursu da aldım. Dil eğitimimi daha sonra TÖMER’de sürdürerek 2013 yılında bitirdim. Ortaokul yıllarında okul bünyesindeki Bilgisayar Eğitimleri kursuna katılarak Basic Programlama Dili Başarı Sertifikası aldım. Şimdilerde İnterneti rahatlıkla kullanabilmekteyim. 2014’te Gazi Üniversitesi bünyesindeki BELMEK kurslarından Diksiyon eğitimi aldım.

Eğitimimde bugün; Gazi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Çevre Bölümü, Anadolu

Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü ve Felsefe Bölümü, İşletme

Fakültesi İşletme Bölümü ve Ankara Üniversitesi Yüksek Lisans Gazetecilik Bölümü mezunuyum.

1994’de Gazi Üniversitesi Çevre Bölümü’nü kazandığım yıl, kadrolu belediye işçisi de oldum. Aynı yıl annemle babam ‘şiddetli geçimsizlik’ gerekçesiyle mahkeme huzurunda ayrıldılar. Ve 2020 yılında Ankara Yenimahalle Belediyesi’nde 27,5 sene kadar süren kamu çalışanı görevimden emekli oldum. 2022 yılının ilk çeyreğinde 2021 Tüm Emekliler Sendikası üyesi oldum. Çeşitli sendika ve derneklerde aktif görev aldım.

80 li yılların sonlarına kadar mektup dahi yazamıyordum, günlük tutmaya başlayarak yazın dünyasına girmeye başladım. Yazılarım çeşitli dergilerde yayınlandı. 99 yılı Ocak-Haziran aylarında Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda burslu olarak Yazarlığa Hazırlık ve Felsefe-Yazın İlişkisi seminerlerine katıldım. Aldığım başarı sertifikalarından sonra kendimi kâğıtlara ve kalemlere adadım. 

Toplumsal birçok olayda bulunarak engelli arkadaşlarımın temsil etmeye çalışıyorum. ‘Gezi olayları’ diye bilinen tarihi kitle bütünleşmesinde, Ankara Güven Park’ta ve Kuğulu Park’ta “engelli duran adam” olarak toplumda ses getirdim. 2014’te Dünya Engelliler Günü kapsamında, Ankara’daki üniversiteli gençlerle ve gönüllü sponsorlarla, ünlülerin de yer aldığı Termitler Özel Programı düzenleyerek, engellilerin performanslarının öne çıktığı organizasyonun başkanlığını yaptım. 

Katıldığım um: ağ seminerlerinden sonra 2 sene boyunca devamlı, amatörce yazdım.

Yazdıklarımın değerlendirilmesi için 2001 yılı şubat ayında Sevgili Cezmi Ersöz’le tanıştım.

Leman Dergisi’ndeki kendi sayfasında, beni anlatan yazısı yayınlandıktan sonra; yazınsal yaşamımda profesyonelliğe giden ilk adımımı attım. Cezmi Ersöz’ün sayfasında yayınlanan mektubumdan sonra, birkaç söyleşisinde de konuşmacı konuk olarak yer aldım.

Daha önceleri özürlüleri içeren Sevgi Çemberi dergisinde fahri muhabirlik ve İskenderun’daki bir öğrenci gurubunun çıkardığı yerel Lâl dergisinde sayfa yazarlığı yaptım. Daha sonra; zaman zaman Evrensel Kültür, Pencere, Ardıçkuşu, Külöykü, Sobe ve diğer bazı dergilerde yazılarım yayınlandı. 2010 senesi ortalarından itibaren de Ankara’nın Müzik Magazin Dergisi olan Passage Bülteni’nde yazdım. 2015’te uzun bir süre görme engelliler için çıkartılan Entelektüel Bakış dijital yayınlarında, 2017’de de Rouge dergisinde yazdım. Dünya Şiir Günü, Genç Eleştirmenler Sempozyumu, Uluslararası Yaşar Kemal Sempozyumu, Eskişehir’de düzenlenen Nâzım Hikmet Anma Törenleri, Dünya Şiir Günü, Behçet Necatigil Sempozyumu katıldığım etkinliklerden bazıları.

 Ayrıca 2002 yılında, Edebiyatçılar Derneği’nin ‘mektup’ türündeki Behzat Ay Yazın

Ödülü Yarışmasına katıldım. Yine aynı yıl Varlık Dergisi’nin düzenlediği Yaşar Nabi Nayır

Gençlik Ödülü Yarışması’na da öykülerimle katıldım. 2004’de Kadının Sosyal Hayatını

Sadece ağzına aldığı kalemle kitap yazan müthiş bir engelli

Araştırma ve İnceleme Derneği’nin düzenlediği Kadın Oyunları ve Öykü Yarışması’na hikâye dalında katıldım. Mayıs 2006’da Dinle Kardeşim isimli ilk kitabım Hemen kitap yayınlarından çıktı. (1000 adet) Bu ilk kitabımla o yıl Oğuz Atay Öykü Yarışması’na katıldım. Kitabın ikinci baskısı genişletilmiş olarak yeni metinlerle İtalik yayınlarından Ocak 2015 yılında tekrar okuyucuyla buluştu. (1000 adet)

Ardından Ümit Kaftancıoğlu 2007&2011 Öykü Yarışmalarına, yine 2007&2011 yıllarında Gila Kohen Öykü Yarışmalarına ve 2011 yılında Güncel Sanat Dergisinin Kısa Öykü Yarışması’na, 2012’de ise Ümraniye Belediyesinin 8. Geleneksel Hikâye Yarışması’na, 2013 yılında Yağmur Dergisi 5. Hikâye Yarışması’na, 2013&2016&’17&’18 yıllarında Internet üzerinden yapılan Alt Kitap Öykü Ödülü yarışmalarına, 2014 yılında da 3. Uluslararası Kaşgarlı Mahmut Hikâye Yarışması’na, 2017’de YAZAK 4. Öykü Yarışması’na, Bahadın Belediyesi Deli Zeynep Öykü Yarışması’na, 6. Sarıyer Edebiyat Günleri ve Fakir Baykurt Öykü Yarışması’na, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Emir Kalkan Hikâye Yarışması’na, İLESAM’ın hikâye yarışmasına katıldım.

Çeşitli konularda ki katılım madalyalarımın ve plaketlerimin yanı sıra; Şiir Akademisi 2010 Güz Dönemi Öykü Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü’ne, edebiyat alanındaki çalışmalarımla Kocaeli Belediyesi tarafından belirlenen 2011 yılının Cemil Meriç Engel Tanımayan Başarılar Ödülü’ne değer görüldüm.

2006 yılı başlarında yapımı biten ve başta İZ TV olmak üzere birkaç kanalda gösterilen, yönetmenliğini dayım Sinan İpek’in yaptığı, annemin ve benim yaşantımızı anlatan “Ağ” isimli kısa belgesel yapım; 2007 senesinde 44. Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında ilk 15’te yarıştı.

2009’un ortalarında kapsamı özürlülere yönelik olan ve Internet üzerinden de yayınlanan Yeni Yüzyıl Dergisi’nde, 2010 başlarında da duyabilirsin.com sitesinde ve Ensa Der Yaşam Dergisi’nde, 2012 yılı sonlarında engel-siz.com sitesinde köşe yazarı olarak bir süre bulundum. 2022 senesinde hayattan.net Internet sitesinde ilk yazım olan özgeçmişim yayınlandıktan hemen sonra ve aynı gün içinde kaldırıldı! Böylece yazılarımla ilgili ilk siyasi tepkimi aldım. Çünkü yazımı sitelerinde uygun görmeme sebeplerini, siyasi yönüm olarak belirttiler…

Hazırlık safhası ilk kitabıma nazaran daha kısa süren, buna karşın yayınlanma aşaması fazla vakit alan ve ilk baskısı 8 ay da tükenen Sevgililer Gününde Hiç Randevum Olmadı isimli kitabım 6 yıl aradan sonra Nisan 2012’de Bence kitap yayınlarından çıkarak okurlarla buluştu. (1000 adet) Bu kitabımla aynı yıl Sedat Simavi Ödülleri Yarışması’na katıldım. Kitabımın ikinci baskısı 2013’ün ağustos ayında İtalik yayınlarından çıkarak okurlarla tekrar buluştu. (2000 adet) Kasım 2016’da yine İtalik yayınlarından olmak üzere. Üçüncü kitabım Sarı Yalnızlık, okuyucularla kucaklaştı. (1050 adet) Aynı yayınevinden olmak üzere 2019 Ekim ayında adı Bütün Suç Benim olan dördüncü kitabım çıktı. (1050 adet) 2022’nin Eylül’ünde beşinci kitap, Engellilerin Habere Erişiminde Yaşadıkları Sorunlar ve Çözüm Önerileri ismiyle, ilk akademik yayın olarak piyasaya çıktı. (1000 adet) Bu çalışmanın aynı zamanda Yüksek Lisans Bitirme Projesi olduğunu belirtmeliyim. Okullarda düzenlenen söyleşilerde ve ulusal veya uluslararası projelerde konuşmacı konuk olarak bulunarak ve çeşitli yerlerde yapılan imza günleri ile kitap fuarları sayesinde geniş bir çevreyle iç içe olma imkânı buldum. Tüm bunların yanı sıra çocukluğumdan beri sayısız kere çıktığım ve hâlâ çıkıyor olduğum radyo-televizyon kanalları ve gazetelerle Internetteki sosyal medya siteleri saymakla bitiremeyeceğim kadar çok. 2016 yılı sonlarında ve çok kısa bir süre, Radyo Avrasya Türk’teki Üç Damla Mutluluk programı yapımcı ve sunucusu Sevgili Arkadaşım Vahide Çakır’la birlikte radyo programı deneyimi yaşadım. 2020 Kasım ayı itibariyle de Radyo Senkron ’da program yapımcısı ve sunucusu olarak dinleyicilere 1 yıl kadar seslendim. Radyonun 2. Yaşıyla gerçekleşen yeni yayın döneminde program yapımcılığıyla birlikte yönetici yetkisi de verildi.

Benim için müzik dinlemek ve kitap okumak; gündelik zaman pastasının en güzel dilimi. Bu dilimi tüketirken, yazılarımla yaşama dair sevgi meşrubatını da yanında yudumluyorsam; müthiş haz alıyorum bu oluşan tattan. Klasik Müzik, Türkü ve Türkçe Sözlü Hafif Müzik dinlemeyi, felsefi yaklaşım içeren kitaplar okumayı seviyorum”.

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget