Gerçekten merak ediyoruz.
Sizin bu yeni anayasa yapma merakınızın, artık gizliliğini yitiren gerçek sebebini çok iyi biliyoruz.
Anayasalar; demokrasilerde, kişilerin doğuştan kazandıkları, devredilemez ve vazgeçilemez temel hak ve özgürlüklerinin, can güvenliklerinin; diğer kişilere ve adına devlet denen acımasız devasa aygıtın keyfiliğine, şiddetine ve terörüne karşı güvence altına altına alınmasını, kişileri devletin amaçlarına araç ve alet kılmayan, kişi hak ve özgürlüklerinin amaç, devletin ise bunu sağlamak için bir araç olduğunun kabul edildiği, ancak kişi hak ve özgürlüklerini uygulanabilir kılmak, toplumsal huzur ve güveni de sağlamaya yönelik olarak kişi hak ve özgürlüklerini, onların özüne dokunmaksızın sınırlamanın koşullarının belirlendiği, saray yönetimi dahil, 85 milyon insanın uymakla yükümlüğü olduğu hükümlerin yer aldığı, herkesi bağlayan içtimai (toplumsal) bir mukavele olup, yasalar hiyerarşisinde en üst mertebededir.
Anayasalar; iktidar partisinin tüzükleri değildir.
Anayasalar; uygulanmak için yapılırlar. Bu nedenle, kimsenin anayasaları rafa kaldırma hak ve yetkisi yoktur.
Anayasaların, bu öneminden dolayı, ceza yasalarında anayasayı ihlal gibi çok ağır yaptırıma bağlanan özel suç tipine yer verilmiştir.
İktidardayken, kendilerinden yargı önünde hesap sorulamadığına bakmayınız, sanıldığının aksine, anayasaları; idare edilen, yönetilen insanlar değil, idare eden ve seçimle iş başına gelen ülkeyi yönetmekte olan siyasal iktidarlar, ellerindeki dayatmacı ve zora dayalı devlet ve polis gücünü ve baskısını, bağımlı yargıyı, ellerindeki parlamento çoğunluğunu kullanarak çıkardıkları anayasaya aykırı baskıcı ve faşist yasaları kullanarak, anayasanın hükümlerini fiilen askıya alıp, özgürlükleri yok etmek suretiyle, çok kolay ihlal edebilirler.
Bu nedenlerdir ki; benim canım yeni bir anayasa yapmak istedi, benim anayasa ihlallerim ve suçlarım çok kabardı, onları meşrulaştırmak için, fiili durumuma anayasal bir çerçeve ve dayanak oluşturayım, ileride benden hesap sormasınlar düşüncesiyle, Sarayın kapalı kapıları ve kalın duvarlarının arkasında anayasa hazırlayarak, bunu 85 milyon insana dayatamazsınız.
Yeni bir anayasa, anayasa dışı uygulamalara anayasal dayanak ve meşruiyet kazandırmak için yapılamaz.
Yeni bir anayasa yapacağım diyerek ortaya çıkanlar, önce aynaya bakmalılar ve ben acaba yenisini yapmak istediğim eski anayasanın insanlara tanıdığı hak ve özgürlükleri onlara kullandırıyor muyum diyerek bir özeleştiri yapmak zorundadırlar.
Yeni anayasalar, toplumsal bir ihtiyaçtan dolayı yapılırlar.
Eski anayasa tüm hükümleriyle uygulandığı halde, bu anayasanın özellikle kişi hak ve özgürlükleri, basın özgürlüğü, parlamentonun işlevi ve yargının bağımsız ve tarafsızlığını sağlamada yetersiz kaldığının anlaşılması ve bunda toplumun büyük çoğunluğunun hemfikir olması ve uzlaşması halinde, çeşitli platformlarda 85 milyon arasında görüşülüp tartışılarak üzerinde uzlaşılan bir ortak metnin parlamentoda kabulüyle yapılabilir yeni bir anayasa.
ERDOĞAN Saray yönetimi; öncelikle, cumhuriyetin kurucu değerlerine, kişi hak ve özgürlüklerine, parlamentonun saygınlığına ve işlevine, yargının bağımsızlığına saygılı davranmalı, uygulamadığı darbe anayasası diyerek küçümsediği bugün yürüklükte olan anayasayı, tam olarak uygulamalıdır.
Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri için yazılı bir anayasa bile gerekmemektedir. Demokrasinin beşiği olan İngiltere’de yazılı bir anayasa dahi yoktur.
Anayasa, öncelikle kafalara yazılmalıdır. Anayasadan önce kafalar ve o kafaların içindeki demokrasi, hak ve özgürlükler ve laiklik karşıtı düşüncelerin ve zihniyetin değiştirilmesi gerekir.
Mevcut saray yönetimi, anketlere göre sekiz ay sonra yapılacak ilk seçimlerde demokratik yollarla iktidar koltuğunu muhalefete devredecektir, bu dahi başlı başına ERDOĞAN yönetiminin giderayak en temel yasa olan anayasa yapmaya yetkili ve mezun olmadığının kanıtıdır.
Demokrasinin geleneklerinde, gidici bir iktidarın kendi dar kadrosuyla ve kapalı kapılar ardında yeni bir anayasa hazırlayarak halka dayatma gibi bir uygulama bulunmamaktadır.
Bize göre, saray yönetiminin bu girişimi ciddiye dahi alınmamalıdır.
Güner Yiğitbaşı
05/10/2022
Hukukçu
Yorum Gönder