Bu, milletimizi yasa boğan silahlı ve canlı bomba saldırı eylem; üzücü olduğu kadar, zamanlaması itibariyle de çok ürpertici ve korkutucudur.
Benzer filmi millet olarak 7. Haziran. 2015 seçimlerinde AKP'nin tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetmesinden sonra, seçimlerin yenilendiği 1. Kasım. 2015 tarihine kadar geçen beş aylık dönemde iki polis memurumuzun faili meçhul bir şekilde öldürülmeleriyle başlayan yüzlerce kişiyi PKK terörüne kurban verdiğimiz olaylar zinciri içinde görmüş idik.
Şimdi, yine, iş başındaki aynı AKP iktidarının, Haziran 2023 seçimlerini büyük olasılıkla kaybedeceğinin anlaşılmasından sonra, seçimlere sekiz ay kala, Mersinde dün gece uygulamaya konan silahlı ve canlı bombalı saldırı olayı, millet olarak hepimizin geçmişi hatırlamamıza vesile olmuştur.
Seçimi kaybedeceğine kesin gözüyle bakılan AKP iktidarının; seçim kazanmak için sürekli ülkenin beka sorununu gündeme taşıması ve bu ülkenin milyonlarca seçmeni olan ana muhalefet partisi CHP'yi ve yasal bir parti olan milyonlarca seçmene sahip HDP'yi, her vesileyle teröristlikle suçlaması dikkate alındığında, Mersin saldırısının; AKP'nin, CHP ve HDP'yi teröristlikle suçlayarak, ülkenin beka sorununu yeniden ısıtarak seçmene sunacağını ve 1. Kasım. 2015 seçimlerinde olduğu gibi, halkı terörle korkutup terbiye etmek suretiyle, kaybetmek üzere olduğu 2023 seçimlerini kendi lehine geri çevirme gayreti içine gireceği konusunda ciddi kuşkular doğurmuştur.
AKP iktidarı; 7. Haziran. 2015-1. Kasım. 2015 seçim sürecinde bu yolu denemiş ve faydasını görerek, 7. Haziranda kaybettiği seçimi, beş ay sonra 1. Kasım. 2015 de yeniden kazanmıştır.
Bu itibarla, Mersin saldırısından çıkar sağlayan kim ya da kimlerdir? Sorusunun, kesin olmayan, ancak olası olan cevabı önemlidir.
Burada AKP dahil hiçbir partiyi ve kişiyi açıkça suçlamak istemiyoruz. Ancak, bu konudaki olası kuşkularımızı belirtmek de, düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında hakkımızdır.
7. Haziran. 2015 ila 1. Kasım. 2015 döneminde yaşadığımız yüzlerce vatandaşımızın ölümü ile sonuçlanan önlenemeyen ve her terör saldırı eylemden sonra, partimizin oyları terör eylemleri nedeniyle artıyor diyen ve sonrasında AKP tarafından kazanılan seçim sonuçları, bizim, zamanlaması itibariyle, bu eylemden çıkarı olan kişi veya kişilere yönelik olası kuşkularımızı, kuvvetlendirmektedir.
Mersin saldırısından hemen sonra, daha şehidimizin cenazesi toprağa dahi verilmeden, on bir yıl önce cezaevindeki gazetecilerle ilgili olarak hazırlanan bir raporda, saldırıyı gerçekleştiren kişinin de adının yazılı olmasını bahane ederek, saldırganla CHP arasında bağ kurulmaya ve CHP'nin haksız bir şekilde suçlanmaya kalkışılması, bunun yanı sıra, yıllarca, PKK terörünü kınamamakla suçladıkları HDP ve Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin DEMİRTAŞIN, Mersin saldırısını amasız ve fakatsız açık ve net bir şekilde kınayarak üzüntülerini bildirmelerine rağmen, bu ülkenin asayiş ve güvenliğinden sorumlu, bölgede tek bir teröristin kalmadığını, hepsini izlediklerini, teröristlerin ayakkabı numaralarını dahi bildiklerini söyleyen İçişleri Bakanının talihsiz bir şekilde, Selahattin DEMİRTAŞIN saldırıyı açıkça kınayan mesajına rağmen; DEMİRTAŞ ve HDP'nin, terörü ve saldırıyı açıkça kınamalarından memnun kalamayarak, bu mesaj üzerinden Selahattin DEMİRTAŞA; ”Katil DEMİRTAŞ, o kadar iğrenç ve aşağılıksın ki. . ” diyerek karşı mesajla hakaretler ve suçlamalarda bulunmasından, bu saldırı eyleminden kendileri ve partileri için siyasal yarar umanların, umdukları ve bekledikleri bu yarardan yoksun kaldıklarını anlayarak, teşbihte hata olmaz, elinden oyuncağı alınmış bir çocuğun hırçınlığına benzer bir şekilde hırçınlaşarak kin kustuklarına tanık olmaktayız.
AKP ve yandaşları bilmelidirler ki; bir suyla iki kez duş alınmaz, önceden gördüğümüz film aynı zevki ve sonucu vermez.
Aklınızı başınıza toplayınız ve bizlere, yüzlerce vatandaşımızın ölümlerine neden olan aynı terör filmini yeniden seyrettirmeye sakın kalkışmayınız.
Güner Yiğitbaşı
27/09/2022
Hukukçu
Yorum Gönder