Bunu; ben değil, demokratik bir ortamda yapılan bir batılı ülkenin anayasası da söylemiyor.
Darbeci Kenan EVREN'in kendi bedenine göre özel olarak dikilen darbe anayasasının 34. maddesi söylüyor.
Neymiş efendim?
Haydi hep birlikte bir daha tekrarlayalım.
“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. ”
Korkmayın, bu hak; Saray yönetimi tarafından fiilen yasaklansa, bu hakkı kullananlar darbeci ve terörist olmakla suçlansalar da, hukuken halen yürürlükte.
Darbeci Kenan EVREN'in; kendisine göre dikte ettirdiği anayasanın 34. maddesinde yer alan, darbe anayasasının dahi hak olarak tanıdığı, silahsız ve saldırısız, barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullananlar, niçin darbeci olacaklarmış?
Türk Ceza Kanununun darbe ve benzeri suçları düzenleyen ilgili maddeleri de, darbe ve ve benzeri suçların; silahlı, cebir ve şiddet kullanarak işlenmesini unsur olarak kabul etmiştir.
Silahsız ve saldırısız olarak, barışçıl amaçlarla yürümek ve bir meydanda toplanarak iktidarın yanışlarını söyleyerek eleştirmek ve iktidarı protesto etmek darbe girişimi olsaydı, darbe anayasasında yer bulamazdı bu hak.
Sokağa çıkarak yürümenin ve meydanlarda toplanmanın darbe girişimi olduğunu kabul edenler ve halkına gözdağı verenler, hiç kusura bakmasınlar ama, darbeci Kenan EVREN'den daha çok darbeci olduklarını kabul edenlerdir.
Bu itibarla, silahsız ve saldırısız barışçıl olarak, asil bir şekilde yürüyerek ve meydanlarda toplanarak anayasal protesto hakkını kullanmaktan asla korkmayınız, korktuğunuz an, Kenan EVREN'i kendinize güldürürsünüz. Yattığı yerden; biz bu millete az bile yapmışız, siz her kötülüğe, diktaya ve vesayete müstahaksınız diye bağırır ve dalgasını geçer haklı olarak.
Bu millet; anayasal hakkını kullanmak için sokakta yürümeyecek ve meydanlarda toplanmayacak da, uzayda mı yürüyecek ve toplanacak?
Sokaktan, ne halkımız, ne de bizi idare edenler, korkmamalıdır.
Halkımız, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını, anayasanın tanıdığı sınırlar içinde silahsız ve saldırısız, kırmadan dökmeden kullanacak ve iktidar da, bu hakkın kullanımı için gerekli güvenlik önlemlerini alacak ve sızmaları, provokasyonları önlemekle mükelleftir.
Darbeler; silahsız, saldırısız barışçıl yürüyüşlerle yapılamaz.
15. Temmuzda darbe girişiminde bulunan iktidarın eski ortağı FETÖCÜ çetenin yaptığı gibi; darbeler, silahla, tankla halkın üzerine ateş açarak ve savaş uçaklarıyla gazi meclisi bombalayarak yapılır.
Saray'ın; hukuk dışı, suç teşkil eden tehditlerine pabuç bırakmayın ve korkmayın.
Saray yönetimi; demokrasiyi tamamen yok etme ve halka rağmen iktidarını sürdürebilme amacına ulaşabilmek için, halkımıza bir olta atmış ve tepkisini ölçüp bekliyor, arkadan gelecek diğer adımlarını atmadan önce, milletimizi test ediyor.
Bu ülkeyi parti devleti haline getirdiler ve işgal ettiler.
Devletin kurumlarını babalarının şahsi malları ve kurumları gibi görüyorlar.
Bu ülkenin iktidar adayı ana muhalefet partisinin genel başkanının ziyaretlerine kapatmak ve yasaklamak için, Türkiye İstatistik Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığının kapılarına kilit vurdular, korkmadan ve çekinmeden.
Boğaziçi Üniversitesine kilit vurdular.
Kilit vurmaya alıştılar.
Korkarsanız, susarsanız kilit vurma sırası seçme ve seçilme hakkınıza, sandığa gelecek.
Bu nedenle; insanlık bizde kalsın, seçimlere kadar sesimizi çıkarmayalım, susalım, sabredelim ve korktu gözükerek rol yapalım, lanet olsun derseniz, karşınızda seçim sandığını da bulamayabilirsiniz.
Kanserden korkmayın, geç kalkmaktan korkun diye çok güzel bir laf vardır, hepiniz bilirsiniz.
Barışçıl, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkınızı kullanmaktan KORKMAYINIZ, sandığa kilit vurdurmamak için geç kalmaktan KORKUNUZ.
Güner Yiğitbaşı
08/01/2022
Hukukçu
Yorum Gönder