III. Murat (1546 -1595)
Bu yazımızda tarihe bir ayna tutup, Osmanlı zamanında Padişah III. Murat ve devrine ait bazı ilginç olaylara yer vereceğiz. Amacımız Osmanlı’nın neden çağın gerisinde kaldığına ilişkin okuyucuya bir anımsama yapmaktır. Bu anlatılanlar tarihi kaynaklardan alınmıştır.
Babası: 2. Selim
Annesi: Afife Nurbanu Sultan
Doğumu: 4 Temmuz 1546
Vefatı: 16 Ocak 1595 (48 Yaşında)
Saltanatı: 1574 - 1595 (19 yıl), 12. Osmanlı Padişahı. İslâm halifelerinin 77.
Osmanlı padişahlarının 12.’sidir. II. Selim‘in büyük oğludur. Annesi Nur-Banu Valide Sultan’dır. Babasının sancakbeyi bulunduğu Manisa’da doğdu. 1558’de Akşehir, 1562’de Manisa sancakbeyi oldu, babasının ölümü üzerine III. Murat 1574’te tahta çıktı. 20 yıl saltanattan sonra 49 yaşında öldü, yerine büyük oğlu III. Mehmet geçti. III. Murad’ın Padişahların içinde en çok kadın düşkünü bir padişah olduğu da yazılır.
Bu padişah için bazı tarihçiler 130 çocuğunun olduğunu ve sarayda 60 çocuk beşiğinin sallandığını yazarlar. Ölürken de yedi cariyesinin hamile olduğu da anlatılır. (1)
III. Murat kadın düşkünü bir padişahtı. Kadına karşı isteklerini taşkınlığı ve şehvet iptilası daha tahta çıkmadan Bursa ve Trabzon pazarlarındaki köle kızların fiyatlarının artmasına neden oldu.(2) (Yani imparatorluğun birçok merkezine kurulan köle pazarlarından güzel kızlar, kadınlar seçilip padişaha gönderiliyordu).
Tarihçi Ali’ya göre, erkek çocuk annesi olan haseki sultanların sayısı kırkı buluyordu. Saraydaki cariyelerin sayısı 500 ü aşmıştı. Birkaç yıllık sefahat hayatının sonunda kız ve oğlan yüzlerce çocuğu olmuştu.(3)
III. Murat tahta çıktığı zaman, Fatih Kanunnamesi’ne göre, tahta çıkan padişahın erkek kardeşlerinin “nizamı alem” için katledilmesi gerekiyordu. Şeyhülislam’ın fetvası üzerine, vezirlerin gözetiminde padişahın beşkardeşi katledilip III. Murat’ın önüne ölülerini attılar.
Katledilen şehzadelerin defnedilmesinden sonra üçüncü gün askerlere ve devletin ileri gelen memurlarına bir milyon beş yüz bin duka altın tutarında imparatorluk armağanı dağıtıldı. Sadece yeniçerilere bir milyon duka altın ulufe dağıtıldı.(4)
Veliaht Şehzade Murat 16 yaşını geçmiş olduğu halde henüz sünnet olmamıştı. Bu tarihi sünnet düğünü, İstanbul’un fethinin 129. yıldönümü olan 29 Mayıs 1582 de başladı ve 56 gün sürerek 24 Temmuzda bitti. Şehzade 4.Vezir Cerrah Mehmet Paşa (bu sünnetten sonra “cerrah” lakabını aldı) tarafından sünnet edildi. Bu sünnetinden dolayı lll. Murat’tan 10.000 duka altın, 30 top kumaş, som altından leğen ve ibrik, değerli ve şahane ihsanlar aldı. (Kendisi cerrah-dr olmadığı halde, bu sünneti yaptığı için kendisine Cerrah Mehmet Paşa dendi, İstanbul’daki Cerrahpaşa semti de bu olaydan gelmektedir)
Düğüne İstanbul’da bulunan bütün büyükelçiler, öteki siyasi temsilciler, Türkistan Hakanı ve elçileri, bütün devlet adamları, memurlar, asker, halk kısaca İstanbul’da kim varsa davetli idi.
Sünnet için o zaman “Atmeydanı” denen şimdiki Sultanahmet Meydanı tahsis edildi. O sıralarda Sultanahmet Camisi olmadığı için, bu günkü meydan daha genişti. Rumeli Beylerbeyi İbrahim Paşa (müstakbel sadrazam) “düğüncübaşı” unvanıyla tören ve eğlencelerin düzenlenmesine memur oldu. Sokullu’nun damadı olan Anadolu Beylerbeyi Cafer Paşa, “şerbetçi başı” yapıldı. Yapılacak inşaata Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa, asayişe de yeniçeri ağası (müstakbel sadrazam) Ferhat Paşa nezaret etti. Veliaht Şehzade Murat, altın iplikle işlenmiş ipekli bir elbise giymiş, kavundaki sorguçta iki siyah tüy, sağ kulağında son derece değerli bir yakut küpe, sağ elinde çok iri bir zümrüt vardı. Kılıcının kabzasına en değerli taşlar kakılmıştı. Bizzat 111. Murat’ın düğün törenlerini açmasıyla başlayan düğün 56 gün sürdü. Düğünde, mehter başta, ince saz, köçekçe takımı, bin bir çeşit gösteri, fasıl heyetleri günlerce gecelerce İstanbul Halkını eğlendirdi.
Şekerden gerçek büyüklüğünde 9 fil, 17 aslan, 19 pars, 22 ayı, 21 deve, 4 zürafa, 9 denizkızı, 8 ördek, 11 leylek, 25 şahin, 8 turna yapılmıştı. 15 donatılmış at halka şekerleme taşıyordu.
Düğün devam ettiği süre içinde her gece 1000 ekmek, 1000 tepsi pilav, 20 sığır ve bu miktarda diğer yiyecek halka ikram edildi. (56x1000=56000 ekmek, 56 bin tepsi pilav yenirken, 1120 sığır kesilmiş. Düğünde hediye olarak Sadrazam Sinan Paşa 40.000 duka değerinde atlar ve şahane takımları, 2.Vezir Siyavuş Paşa 20.000 duka değerinde at ve kumaş, 3.Vezir Mesih Paşa 30.000 duka değerinde at ve 150 takım elbise, 4.Vezir Cerrah Mehmet Paşa 15.000 duka değerinde atlar, köleler, cariyeler, kumaşlar ve gümüş eşya, Kâhya Bey (içişleri bakanı) Osman Ağa 10.000 duka değerinde gümüş yemek takımları, Çerkez ve Gürcü köleler sundular. Yalnız bu hediyelerin tutarı 115.000 duka tutmaktadır. Ayrıca İstanbul’da bulunan elçilerin hediyeleri çok zengin ve çeşitli idi. Altın işlemeli giysiler, seccadeler, bin bir çeşit kumaşlar, mücevherlerle süslenmiş at takımları, top top kumaşlar sayılamayacak, hesaplanamayacak eşya ve mücevher sünnet düğününe hediye olarak getirilmişti.
Sokullu’dan dul kalan padişahın kız kardeşi İsmihan Sultan’ın 900 kölesi, çeşitli danslar yapıyor ve mitolojik konuları işleyen oyunlar oynuyorlardı. Düğün süresince 56 gün halk sabahlara, akşamlara kadar yiyip içip eğlendi; geceleri havai fişek gösterileri ile gökyüzü aydınlatıldı. Yeniçeri Ocağı yasasının esaslı maddelerinden biri, bu düğün sırasında bozuldu. Düğünde hüner gösteren bir gruba Sultan Murat, “ne şekilde mükâfatlandırılmalarını istediklerini” sorunca, “Yeniçeri ocağına yazılmak” dilediler. Her hangi bir kanun, gelenek ve örfün değiştirilmemesi için en büyük ihtimamları gösteren Kanuni’nin torunu, bu dileği kabul etti. Yeniçeri ağası Ferhat Ağa, bu iradenin kanuna aykırı olduğunu söylemeye cesaret etti. Bunun üzerine 111.Murat’ın müstakbel sadrazamı Ferhat Ağa, (Osmanlının en erdemli memuru örneğini oluşturup) ağalıktan istifa etti.(5)
1582 yılında çocuklarının sünnet düğününü 55-56 gün ve gece kutlayarak dünya tarihine geçen en uzun şenliklerden birinin sahibi olmuştur.
III. Murat'ın şehzadesi Mehmet için 1582 yılında yapılan oldukça gösterişli sünnet düğünü, protokol konukları, eğlence hayatındaki yenilikleri, süresi ve icra edilen müzikleriyle devrin şair ve yazarlarının da dikkatini çeker. Bu düğün, Gelibolulu Ali'nin Cami'u'l- Buhur Der-Mecâlis-i Sûr adlı 2725 beyitli eserinde bütün ihtişamıyla anlatılır. Başka şairler ve hatta Avrupalı gezgin ve diplomatlar tarafından da bu düğün, günü gününe yakından izlenmiş ve kayıt altına alınmıştır. (6)
“Güzel Huylu Ol.
“Herkesin sözlerine kanma
kalbini deniz gibi geniş tut
herkesin işinin ne olduğuna bak
makamına ve maiyetindeki adamlara güvenme
çünkü onlar geçicidir, ahiret hayatını iste
dünyanın işlerine bakma
dünya oturma yeri değildir
sadece köhne, geçici bir konaktır.
bu dünyaya her kim geldi ise kendi yurduna göçtü
maddi ve manevi ilimleri öğren
sana büyük rütbe olarak bu yeter
cehennem ateşine girmemek için çok çalış”. III. Murad (Murad veya Muradi mahlasıyla şiirler yazarmış)
(Şimdi buraya, izninizle bir not düşelim. Osmanlı böylesine debdebeli, dünyanın en pahalı sünnet düğününü yapıp, 55 gün yiyip içip eğlenirken, Avrupa nasıldı? Matbaa 1450 yılında bulunmuş, aradan tam 132 yıl geçmiş, Osmanlı yiyip, içip, eğlence peşinde. Osmanlı sarayında, padişahın (hem de İslam halifesinin) etek keyfi için, dünyanın hiçbir genelevinde olmayacak 500 civarında şehvet kölesi cariyeler bulunuyor. Sünnet düğününe hediye olarak köleler, cariyeler getiriliyormuş!
Avrupa’da matbaa b ulunduktan sonra, şehir şehir, belde belde matbaa makineleri kuruluyor, binlerce kitap basılıyor. Amerika keşfedilmiş, Ümit Burnu aşılmış, kâşifler dünyanın bilinmeyen yerlerini keşfediyorlar. Rönesans’ın itici ivmesi ile bilim ve icatlarda müthiş bir ilerleme varken, Osmanlı’nın haline bir bakın. Bilim, sanat, keşiflerde görülmemiş bir atılım varken, Osmanlı’nın “kefere” diye küçümsediği Avrupa ne yapıyor? 50 yıldan fazla sünnet eğlencelerinde, İslam’ın halifesi padişah, yüzlerce cariyelerle halvette. Ülke hurafe, cehalet içinde çağın gerisinde kalıyor. Matbaayı halen yadsıyor; şimdi de, matbaa kadar değerli olan interneti yadsıyor. (İnterneti Yadsımak Matbaayı Yadsımaya Benzer! Başlıklı yazımıza bakınız,) İşte Osmanlı’nın neden geri kaldığını buralarda aramak gerek…) Osmanlı köyünde 7 yüz yıllık sünnet düğünü:
UNESCO'nun 'dünya mirası' listesine giren 700 yıllık Cumalıkızık'ta sünnet düğünleri de Osmanlı geleneğiyle yapılıyor.
UNESCO'nun 'dünya mirası' listesine giren 700 yıllık Tarihi evleri ve eşsiz sokaklarıyla Bursa’nın en nadide yerlerinden olan Cumalıkızık Cumalıkızık'ta sünnet düğünleri de Osmanlı geleneğiyle yapılıyor. UNESCO'nun 'dünya mirası' listesine eklemesiyle dünyanın her yerinden ziyaretçilerin uğrak yeri olan köy, sadece evleri ve sokakları değil, köylülerin yaşantısıyla da Osmanlı'nın geleneklerini sürdürüyor. Köylülerin yaptığı sünnet düğünleri de hala geleneksel izler taşıyor. (7)
Cevat Kulaksız
Cevat Kulaksız SONNOTLAR
(1)https://www.nkfu.com/3-murat-kimdir-3-murat-donemi/
(2) Osmanlı Tarihi Alphonse de Lamartine Kapı Yayınları 2011 sf 525
(3) Osmanlı Tarihi Alphonse de Lamartine Kapı Yayınları 2011 sf 525-526
(4) (Osmanlı Tarihi Alphonse de Lamartine Kapı Yayınları sf 528)
(5)Türkiye Osmanlı Tarihi Alphonse de Lamartine Kapı Yayınları 2011 sf 525-526
Osmanlı Tarihi Yılmaz Öztuna Cilt:8 Sf: 40–41–422- Tarihimizden Garip Vakalar. Reşat Ekrem Koçu Sf: 76-77
(6)https://www.edebiyol.com/3-murat-muradi.html
(7)https://www.haberler.com/ozel-haber-osmanli-koyunde-7-yuz-yillik-sunnet-7587895-haberi/
Yorum Gönder