“Türkler canlı cansız bütün yaratıklarla barış içinde yaşıyor ister ağaçlar ister köpekler Tanrının yarattığı her şeye saygı gösteriyorlar. Hayvanseverlikleri bizde terk ettiren ya da bu zavallı türleri de kucaklıyor.
Köpeklerden korkan casuslarımız geceleri mahallelerde bekçilik yapan sokak köpekleri gerektiği gibi bilgi toplayamamakta bu soruna çözüm bulunamazsa yeterli istihbaratın toplanması mümkün görünmemektedir. İşte bu raporun üzerinden kısa bir süre geçmesinin ardından Fransız Doktor Reminger Talat Paşa’nın huzuruna çıkarak, “Batılılaşmak için bu sokak köpeklerinden kurtulmaları gerektiğini söyler. Hatta ekonomisi zor durumda olan Osmanlının bu köpekleri satarak binlerce Frank kazanmasına da aracılık” etmeyi teklif eder.
Nitekim turist adı altında İstanbul’a gelen bir İngiliz casusunun da sokak köpeğinden kaçarken yüksekten düşerek ölmesi üzerine İngiltere’nin ültimatom vermesini de fırsat bilerek köpekleri toplatma kararı alınır. Halk bu karar öfkelenir Hayırsız Ada’ya sürülmek üzere rıhtımda kafeslerle toplanılan köpekler gece yarısı sert delikanlıların yaptığı baskınla kurtarılsa da tekrar toplatılıp adaya sürgün edilirler. Köpeklerin adada açlıktan ölmeye başlamasının ardından Fransız Doktor Reminger ve onları satın alacak şirket bir anda ortadan kaybolur.
Tüm İstanbul geceleri adadan gelen köpek feryatları ile inlerken halk ayaklanarak sağ köpekleri tekrar İstanbul’a getirtir. Fatih Sultan Mehmet’le birlikte İstanbul’a giren sokak köpekleri Tanzimat dönemine kadar huzur içinde Osmanlı sokaklarında yaşamıştır.
İslam dinine göre evde köpek beslemek mekruh olduğundan halk da onlara sahip çıkardı. Tanzimat döneminde ortaya çıkan Batılılaşma hareketinde ikinci dalga Abdülmecit döneminde zuhur etmiş ve köpekler tekrar toplatılarak adaya sürülmüştür. Köpeklerin toplatılmasının ardından İstanbul’da sokaklar alevlere teslim olmuş, neredeyse yarısı yanmıştır. Halk bu yangının sokakları bekleyen ve yabancıları sokağa sokmayan köpeklerin toplatılması ile ortaya çıkan sabotaj ve köpeklerin ahı olarak değerlendirilmiş. Nitekim saray da sabotajcıların sokaklara elini kolunu sallayarak girdiğinden emin olmuş ve köpekleri geri getirmiştir. Bu kısa dönemde İngilizlerin ve Fransızların projelerinde hedef haline gelen sokak köpeklerinden 80 bine yakını telef olmuştur.
Abdülhamid’in tahta geçmesinden sonra sokak hayvanları daha bir nefes almıştır. Yüzyıllardır sokaklarımızda köpekler var olmuş ve her yer tatsız olaylar yaşanabilse de neticede bizimle uyum içerisinde yaşamışlardır.
Fakat son beş yıldır borç batağına saplanan belediyeler kısırlaştırma ve barınak faaliyetlerine yeteri kadar bütçe ayıramadıklarından sokak köpeklerin nüfusunda belirli bir artış ortaya çıkmıştır. Bu da beraberinde bası sorunları getirmiş olsa da ufak bir bütçe ayrılarak on binlerce veteriner hekimimizin eşliğinde kısa sürede üstesinden gelinmesi mümkündür. Bazı kurumlara kiralanan Auidilerin parasını bu hayvanları kısırlaştırmaya harcasaydınız emin olun daha büyük sevaba girerdiniz. Tepede oturanların bazıları bir sene yerli ve milli arabaya binseler sokakta kontrolsüz köpek nüfusu diye bir sorun kalmaz zaten. Son bir yılda halkı kutuplaştırma cabası içerisinde yürütülen sokak köpeği düşmanlığına alet olan Fransız Doktor Reminger’den ya da korkak İngiliz casuslarından farkı yoktur. Ne Tük kültüründe ne Osmanlı ne de Selçuklu kültüründe hayvanlara karşı böyle bir zulmün eseri yoktur. Sizin çıkmaya korkuyoruz dediğiniz sokaklarda elimizi kolumuzu sallayarak gezdiğimiz için yaptığınız şeyin bir propagandadan ibaret olduğunu da adımız gibi biliyoruz.
Sokak hayvanları için yapılması gereken belli, belediyeler ve hükümet ihmal ettiği görevi yerine getirecek ve bu hayvanların kısırlaştırılması ve barınaklara alınması konusunda bütçeyi ayıracaklar. Bunun başka yolu yok. Birileri belediyelerde akrabalarına üçer dörder maaş verecek, birileri de yarım kiloluk sakalıyla milyonluk Auidilere binecek diye bu hayvanlara ayrılacak bütçe ihmal edilemez, bu işin partisi falan da yok. Her parti bu işten sorumludur. Çocuklarımıza ve sokak hayvanlarımıza sahip çıkmak için iktidar ve belediyeler görevlerini getirmek zorundadır. Osmanlıdan bu yana kültürümüzde yer edilmiş bir hayvanın yok edilesini savunacak kadar yoldan çıkmayıp tek merkezden yönetilen kutuplaştırma politikalarına alet olmayı. İtlaf edilmesi gereken asıl varlık, görevini yerine getirmek yerine halkın bütçesini akrabalarına peşkeş çeken belediyecilik zihniyetidir. Son beş yıla kadar kontrol altında olan sokak hayvanın nüfusu Anadolu’nun şehirlerinde birdenbire neden artışa çıktı diye içten sorduğunuz gün gerçekten sizi dinleyebiliriz, çünkü bu hayvanlara ayrılan ödeneği parti teşkilatlarında çatır çatır yediler sen de fedai gibi propagandaya alet oluyorsun”.
Videodan alıntıdır.
Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com
(1)Alphonse Marie Louis de Prat de Lamartine (Fransızca: [alfɔ̃s maʁi lwi dəpʁa də lamaʁtin] ; 21 Ekim 1790 - 28 Şubat 1869) [ 2 ] İkinci Cumhuriyet'in kurulmasında ve üç renkli bayrağın Fransa bayrağı olarak devam etmesinde etkili olan bir Fransız yazar, şair ve devlet adamıydı. Fransa’nın uzun yıllar İstanbul’da elçiliğini yaptığı için iki cilt Osmanlı Tarihi yazmış.
Sokak hayvanları için yapılması gereken belli, belediyeler ve hükümet ihmal ettiği görevi yerine getirecek ve bu hayvanların kısırlaştırılması ve barınaklara alınması konusunda bütçeyi ayıracaklar. Bunun başka yolu yok. Birileri belediyelerde akrabalarına üçer dörder maaş verecek, birileri de yarım kiloluk sakalıyla milyonluk Auidilere binecek diye bu hayvanlara ayrılacak bütçe ihmal edilemez, bu işin partisi falan da yok. Her parti bu işten sorumludur. Çocuklarımıza ve sokak hayvanlarımıza sahip çıkmak için iktidar ve belediyeler görevlerini getirmek zorundadır. Osmanlıdan bu yana kültürümüzde yer edilmiş bir hayvanın yok edilesini savunacak kadar yoldan çıkmayıp tek merkezden yönetilen kutuplaştırma politikalarına alet olmayı. İtlaf edilmesi gereken asıl varlık, görevini yerine getirmek yerine halkın bütçesini akrabalarına peşkeş çeken belediyecilik zihniyetidir. Son beş yıla kadar kontrol altında olan sokak hayvanın nüfusu Anadolu’nun şehirlerinde birdenbire neden artışa çıktı diye içten sorduğunuz gün gerçekten sizi dinleyebiliriz, çünkü bu hayvanlara ayrılan ödeneği parti teşkilatlarında çatır çatır yediler sen de fedai gibi propagandaya alet oluyorsun”.
Videodan alıntıdır.
Yorum Gönder