Demokrasi Ve Basın Özgürlüğü Paneli (2)

Sosyal Demokrasi Derneği’nin (SDD) düzenlediği Demokrasi ve Basın Özgürlüğü paneli Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney salonunda 13.9.204 günü düzenlendi.

Demokrasi Ve Basın Özgürlüğü Paneli (2)
Seçkin sivil toplum örgütlerinden Sosyal Demokrasi Derneği’nin (SDD) düzenlediği Demokrasi ve Basın Özgürlüğü paneli Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney salonunda 13.9.204 günü düzenlendi. Panele konuşmacı olarak kolaylaştırıcı Gazeteci Orhan Uğuroğlu’nun gözetiminde Fikret İlkiz, CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Mustafa Balbay konuşmacı olarak katıldılar.

Salonun yarısının bile doldurulamadığı bu etkinlikte ikinci konuşmacı olarak Okan Konuralp yaptığı konuşmada (özetle) şunları söyledi:

“Demokrasi ve basın özgürlüğü konusu için buradayız. AK Parti Türkiye’yi ne hale getirdi basın babında derseniz, bu konuda basın mücadelesinde Balbay örnektir. Hiç tartışmasız gazetecilik faaliyetinde yaşantısının bir bölümünü ceza evinde geçirmiştir.  Yayın yasağına itiraz eden etmesi olan gazetecileri mumla arıyoruz. İktidar basını da medyayı da belli bir noktaya getirdi, fakat bütün bu vahametin içerisinde biz de sağlıklı bir şekilde mücadele verdik. Erdoğan’ın bu ülkeye yaptığı büyük kötülük herkesi vasatta birleştirmek, herkesi de kendine benzetme aynı zamanda. Bizim de gazetecilerimi, şimdi buradan bir korunmayla çıkmamız gerekiyor. Bir kanser gibi düşünün bu iktidarı yendiğimiz bu iktidarı uzaklaştırdığımız zaman, o hastalık bir süre daha devam edecek, bu hastalığı iktidarsız da yenmemiz lazım.

Bunları da göz ardı etmeksizin meseleye soğukkanlı bakmamız gerekiyor. Daha kararlı daha özgür bir yaşayış meslek örgütleriyle, bunun çabasında olan meslek örgütlerini desteklemeye ihtiyacımız var. Yeri geldiğinde birbirimizin yüzlerine karşı yanlışları ifade ettik mi düzlüğe çıkarız. Kamuoyu ile birlikte, kamuoyunu yanlış yönlendiren gazete ya da gazeteciler de bizim mahallemizde yaşayanlarla bunlara karşı da yanlış yöne yönlendirmemeliyiz. Kırmızı Pazartesi gibi kendi pazartesilerimizi yaşamamamız lazım. Kim hata yaptıysa kimin yanlışı varsa, bu mesleğin evrensel ilkelerine, kriterlerine aykırı olarak kim davranıyorsa onlara da “sen de yanlış yapıyorsun” demeliyiz. Türkiye öyle bir ortamdan geçiyor ki bazen bunlara sıra gelmeyebilir. Ama şimdiki Ak Parti çevresindeki sorunlar o kadar ağırken bir de onunla mı ilgileneceğiz denilebilir. Elbette gazeteciler olarak basın özgürlüğünün evrensel kriterlerine uygun olarak aynı zamanda basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünüm evrensel kriterlerine uymak gerekir. Baskılara karşı mücadele etmeliyiz elbette, mu haklı mücadelede geri durmamalıyız, halk bizim aracılığımızla haber alma hakkını kullanır. Yoksa bu hakkın kullanılmış olduğu üzerine gelmiş gölgeye karşı kararlılıkla mücadele etmeliyiz. Türkiye basını böyle kakofoni tavırda olmaması lazım, soğukkanlı olarak aynı baskılara karşı durmamız lazım.

Demokrasi Ve Basın Özgürlüğü Paneli (2)

Basın üzerinde siyasi baskılar ve ağır sansür var, sol medya üzerinde yasaklar ya da dezenformasyon diye kurulan bir kurumla bizzat deformasyonun merkezi olması, ya da iletişim sosyal medya üzerindeki baskılar, deformasyon merkezi diye kurulan iletişin başkanlığı, Radyo Televizyon Üst kurulunun bugünkü hali. RTÜ çok iyi niyetle 1990 larda kurulan bir kanun, RTÜ kurulu üyesiyken de katıldığım toplantılarda ifade ettiğim gibi, siyasi partilere tanınan kontenjan ne demek, radyo televizyon kurulunu üyelerini denetleyecek kurulun üyelerini siyasi partilerin üzerinde medya yoluyla baskı yaratması gereken bizleri denetleyecek kişileri bizlerin siyasi partilere tanınan bir kontenjan RTÜK üyeleri. Niye, ne gereği var, en kötü durumda meslek öğretsin, iletişim fakülteleri istesin hukuk fakülteleri denetlesin, radyo televizyon sahiplerini seçsin, radyo televizyon sahipleri derneği seçsin, reklamlar birliği seçsin, neden, neden siyasi partiler. 90 lı yıllarda böyle öngörülmemiş, son derece iyi niyetle yapılmış bir kurum, ama bugün geldiğimiz durum RTÜ kurulunun üye yapısını mevut siyasi partiler niye yapsın.

Her şeye rağmen milyarlarca yatırım yapmış bir medya organı var ve kamuoyu oluşturamıyor. Ülkenin gündemine evrensel değerlere uymayan kamuoyu oluşturan bir medya gücü var. Şimdi geldikleri nokta biz beceremiyoruz onlar da beceremesin. AK Parti iktidarı medya babında gelmiş olduğu nokta, çok kötü ve hızla içe doğru çöküyorlar, biz o çöktüğü zaman biz şimdiden daha iyi bir medyayı oluşturmak için tartışmamız lazım, o güne hazırlanmamız lazım; sendikalarımızla, cemiyetlerimizle meslek örgütlerimizle, gazetecilerimizle medya kuruluşları arasındaki dayanışmayı kökleştirecek birtakım oluşumlarla birlikte o güne hazırlanmamız lazım. Ben o günün çok yakın olduğunu görüyorum, ilk seçimlerde birlikte tıpkı Ferdinand Basel’den bu yana iki sıfır dünya siyasi tarihine sosyal demokrasinin yeşerdiği ülkelere nasıl geldiyse, sosyal demokrasi tek başına ikinci dünya savaşına bile bir Avrupa’yı ve bu Avrupa’yı inşa ederken bütün dünyayı nasıl etkilediyse, bu gün bir sosyal devlet, sosyal devletle beraber basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü bile dünya sosyal demokrasi tarihinin ve dünya sosyal demokrasi bir ülkü olarak hayatımızdaysa seçimlerle beraber olacak bir iktidar değişikliği ile sosyal demokrat yaşantının geleceğini ve bu gelme halinin hep beraber hazırlıklı olmamız gerektiğine inanıyorum.”

Soru ve katkılarla panelin bu bölümü sona erdi.

Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget