31 Mart Seçim Sonuçlarının Yorumu

CHP'nin tapusunda kalıcı oylar değildir, büyük kısmı emanet oylardır, bu oyların kalıcı hale getirilmesi de Özgür ÖZEL ve yönetimine düşen bir görev v

31 Mart Seçim Sonuçlarının Yorumu
Elde edilen önemli büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlıklarının sayısına ve sahil kesimlerine sıkışıp kalan seçmen tabanının ülkenin geneline yayılmasına,  Türkiye haritasının tümüne yakının kızarmasına, kırmızıya dönüşmesine baktığımızda, bu seçimin tek galibinin ve birincisinin, Cumhuriyet Halk Partisi olduğu,  inkar edilemez bir gerçektir.  


CHP'nin seçimden birinci parti olarak çıktığı gerçeği, alınan sonucun rakamsal miktarıyla herkes tarafından açıkça anlaşılabilmektedir.  


Burada önemli olan,  CHP'nin ülke çapında birçok belediye başkanlıklarını kazanarak, yüzde yirmi beşlik cam tavanı delip oylarını artırarak seçimden birinci parti olarak çıkmasının gerçek nedenleri nedir?


İşte bu soruya verilecek olan doğru cevaplarda ittifak sağlamak mümkün değildir.  


Bu soruya,  her kesim,  kendi işine geldiği gibi,  kendi penceresinden bazı cevaplar yaratacaklardır mutlaka.  


Öncelikle şunu belirtmek istiyoruz, CHP'nin bu seçim başarısını tek bir nedene indirgeyemeyiz.  Bu başarının çok yönlü,  birçok nedeni vardır.  


CHP'nin sosyal demokrat olumlu politikalarından,  ürettiği halk ve ülke yararına  projelerden,  hukuka, anayasaya, yasalara, kuvvetler ayrımına, en başta laiklik olmak üzere cumhuriyetin değerlerine, özgürlüklere, yargı bağımsızlığına saygısından ve bağlılığından kaynaklı nedenler,  bu seçim başarısın olmazsa olmaz ilk nedenidir.  


Ülkemiz insanının;   çarpık İslam anlayışı,  kültür yapısı, sosyo ekonomik koşulları, iktidardan sosyal yardım alarak hayatını sürdürmek zorunda kalan bu nedenle iktidara körü körüne biat eden büyük bir seçmen kitlesinin varoluşu nedeniyle, CHP'nin yukarıda kısaca saymaya çalıştığımız olumlu politikalarına rağmen;   CHP,   yüzde yirmi beş cam tavanını, maalesef bugüne kadar delememiştir.   


Peki, CHP'nin;  14/28 Mayıs 2023 seçimlerinden çok kısa bir süre sonra yapılan 31 Mart 2024 seçimlerinde oyunu artırarak  yüzde yirmi beşlik oy can tavanını delerek, yerel seçimleri kazanmasının ve birinci parti olmasının diğer nedenleri nedir?


Yine bir gerçeği saptayalım.  Kimse;  genel seçimlerden sonra yapılan  kurultayda değişime gidilmesi ve KILIÇDAROĞLU'nun evine gönderilmesi, partinin başına Özgür ÖZEL'i getirilmesi, parti üst yönetim kadrolarının yenilenmesi,  bu tahmin edilemeyen sürpriz başarının nedenidir demeye kalkışmasın.  Bu cevap külliyen gerçek dışı olup, KILIÇDAROĞLU'na yapılabilecek en büyük ayıp ve kötülüktür.  


Bu kısa sürede ne değişmiştir Allah’ınız aşkına?


Yeni genel başkan Özgür ÖZEL;  kurtarıcı olarak uzaydan gelmemiştir,  senelerdir milletvekilidir, parti yönetimindedir ve KILIÇDAROĞLU'nun sağ koludur.  Yeni bir yüz değildir.  Yüz değiştirmek de,  aslında değişim değildir.  


İMAMOĞLU ve Mansur YAVAŞ;   KILIÇDAROĞLU'nun 2019 yerel seçimlerinde her riski üzerine alarak İstanbul ve Ankara'ya büyük şehir belediye başkanı adayı yaparak seçilmelerinde en büyük katkısı olan önceki genel başkandır.  


Partinin ideolojisinde, strateji ve taktiğinde, yönetim tarzında, söylemlerinde, siyaseti alışılagelmiş geleneksel dar kalıplarından, söylemden çıkararak eyleme dönüştürerek topluma yayma, sokağa taşıma, vatandaşı siyasetin göbeğine çekerek,  vatandaşı doğrudan siyasete eylemli bir şekilde otak etme gibi değişimler maalesef sağlanmamış, zaten olsa da bu değişimleri uygulamaya koymak için gerekli makul süre de geçmeden 31 Mart seçim başarısı elde edilmiştir.  İşte bu gerçekler sorgulanmadan, göz ardı edilerek,  seçim başarısını yeni genel başkana ve parti üst yönetimine mal etmek büyük bir yanılgıdır.  


Evet,  önceki genel başkan muhalefet partilerini bir araya getirip ittifak kurmakla, kötü Bir şey yapmamıştır.  Ancak,  en başta İYİ Parti olmak üzere,  altılı masadaki ittifak ortakları partileri gözünde çok büyütmek ve seçmen tabanlarını araştırmadan onlara güvenmekle ve güçlerinin üzerinde milletvekili hediye etmekle  büyük bir hata yapmış ve bu partilerle uzayan görüşmeler yaparak vakit ve enerji kaybetmiş, seçimi mutlak surette kazanacağı yanılgısına düşmüştür.  


Altılı masayı deviren AKŞENER'e ve tabanları olmayan diğer altılı masa ortaklarına rağmen,  KILIÇDAROĞLU;   Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, yapılan tüm haksızlıklara ve eşitsizliklere karşın,  ERDOĞAN ile başa baş mücadele etmeyi başarmış ancak az farkla seçimi kaybetmiştir.  


Tüm hatalarına rağmen, KILIÇDAROĞLU'nun;  31 Mart yerel seçim başarısının temellerinde emeği ve olumlu katkıları vardır, bunu inkar eden kişi  ve kişiler nankördür.  


KILIÇDAROĞLU'nun;  2019 yerel seçimlerindeki, aday belirleme, seçimi yönetme, birçok büyük ilin belediye başkanlıklarının kazanılmasında ve sonrasında,  seçimi kazanan belediye başkanlarının uyumlu ve sosyal demokrat ilkeler doğrultusunda çalışmalarına sunduğu katkı ve gösterdiği liderlik, asla unutulmamalıdır.  


KILIÇDAROĞLU'nun başarısı olan 2019 yerel seçimleriyle kazanılan birçok büyük şehir belediye başkanlarının başarılı çalışmaları, iki kazı teslim etsen idare edemez, sahip çıkamaz ve kaybeder diye suçlanan CHP'nin;   iktidar olduğunda neleri yapabileceği, Türk kamuoyuna kanıtlanmıştır.   


Futboldan bir örnek vermek istiyoruz.  Bazen maç kazanılmaz, siz de kötü oynayarak galibiyeti hak etmediğiniz halde, sizden daha kötü oynayan rakip tarafından,  maç size verilir, adeta hediye edilir.  


31 Mart yerel seçim zaferinde, çok kötü olan , ülkeyi yönetemeyen yoksulu ve emekliyi iktisaden ezen, özgürlükleri yok eden, yargıyı boyunduruğu altına alan, Anayasa Mahkemesi kararlarını dahi uygulamama cüretini göstererek demokrasiye başkaldıran, eğitimi dinselleştiren, laikliği yok sayan, ATATÜRK'ü taşeron kullanarak yok sayan ve hakaretler yağdıran, hazineyi boşaltan iktidarın,  bu olumsuzluklarıyla,  seçimi CHP'ye kendi elleriyle verdiği gerçeği de asla unutulmamalıdır.  


Bugüne kadar tüm mağduriyetlerine rağmen geleneklerinden ve alışkanlıklarından uzaklaşamadığı için iktidar partisini desteklemekten vazgeçmeyen 14 milyon emeklinin, bıçağın kemiklerine dayanması nedeniyle,  iktidar partisine oy vermeyerek, tek alternatif olarak gördükleri CHP'ye yönelmiş olmaları gerçeği de unutulmamalıdır.  


Yine,  KILIÇDAROĞLU'nun;   ülkenin sosyolojik ve dinsel seçmen tabanı koşullarına göre,  seçim kazanmak için olumlu bir katkısı olan ve CHP'nin sürekli eleştiri aldığı,  altıok ilkelerinden,  özüne dokunmaksızın bazı tavizler vererek, CHP'yi katı bir ideoloji partisi olmaktan çıkaran, adeta merkeze çeken ve anti laikler dışında,  demokrat mütedeyyin seçmenlerin dahi oy verebilecekleri bir yörüngeye oturtan politikaları da, 31 Mart seçimlerindeki öngörülemeyen başarıya katkı sunmuştur.  


Boş tencere de, en başta emeklilerimiz ve asgari ücretle çalışmak zorunda kalan çalışanlarımız olmak üzere, biraz gecikme ile de olsa,  31 Mart seçimlerinde etkisini göstermiş ve iktidara seçim yenilgisini, CHP'ye ise seçim zaferini getirmiştir.  


Duyarlı ve belirli bir tabanı olan DEM Partisi seçmeni de Türkiye ittifakına katılarak kendi adaylarından ziyade, muhalefete liderlik eden CHP'ye oy vererek, CHP'nin seçim başarısına dışarıdan  katkı sunmuştur.  


Yazımızı bir benzetme ile özetlersek;  


Tek adama dayalı saray yönetimi;   kötü yönetimiyle,  ülkede bir Nuh Tufanı yaratmış ve bu ufandan kaçıp kurtulmak isteyen seçmen çoğunluğu da,  31 Mart seçiminde  Nuh'un Gemisine,  yani CHP'ye oy vermeyi tercih etmiştir.  Başka bir anlatımla Nuh’un gemisine benzettikleri CHP'ye sığınmıştır.  Bu oyların tümü,  CHP'nin tapusunda kalıcı oylar değildir, büyük kısmı emanet oylardır, bu oyların kalıcı hale getirilmesi de Özgür ÖZEL ve yönetimine düşen bir görev ve sorumluluktur.


02/04/2024

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget