Artık yeter diye haykırmak, isyan etmek istiyoruz!
2021 Tüm Emekliler Sendikası, Ankara Ulus Meydanında basın açıklaması yaparak, “açız, yoksuluz, geçinemiyoruz” haykırarak seslerini iktidara duyurmaya çalıştılar. Basın açıklamasına bazı politikacılar, sendikacılar, vatandaşlar katıldılar. Basın açıklamasında şunları söylediler:
“Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ve biz emeklilerin insanca yaşam haklarını elde edilebilmenin gerçeğe dönüşeceği umudunu taşıdığımız çok önemli bir ülke seçim sürecini geride bırakmış bulunuyoruz.
Ancak ne yazık ki gerçekleşen bu seçim sürecinin açıklanan sonuçları itibarıyla şimdiye kadar tam 21 yılı aşkın zamandan bu yana tek başına iktidarını sürdüren ve bu seçim süreçlerinde iktidar olmanın yarattığı güçler her kademede ve her türlü devlet olanaklarını partisi ve kendileri için kullanmaktan çekinmeyen, geçmiş iktidarları süresince aldıkları karar ve uygulamalarıyla şu an sayıları 15 milyonu aşkın sosyal güvenlik alanın da yer alan “emekli , dul ve yetim” haklarına sahip bizleri yok sayan böyle bir iktidarın devamıyla sonuçlandığı görülen bu süreç sonunda bizleri ve bu ülke baş başa bırakmıştır.
Değerli basın, değerli yurttaşlarımız:
Bizler mevcut iktidarı eli ve desteğiyle bu soygun düzenin de üçer, beşer maaş ve huuzur hakkı alalım” diye değil, insanca ve onurumuzla yaşamımızı sürdüreceğimiz bir maaş ve bu haklarımızı koruyup, sürdürebilmek adına oluşturduğumuz Emekli Sandıklarımızın örgütlülüğünün önünde yıllardan bu yana haksız ve hukuksuz şekilde faaliyetlerimizin engellenmesine son verilmesi ile çocuklarımız ve torunlarımızın hayallerinden endişe duymayacakları, umutlarını yitirmedikleri mutlu ve güvenceli bir gelecek sağlayan ülke yaratabilmekti tüm mücadelemizdeki muradımız…
Ancak gerçekleşen bu seçim sonuçları bizlerin bu beklentilerini boşa çıkartan bir sonucu gösteriyorsa da, geçilen bu bir buçuk aya içinde ve özellikle son günlerde yaşamımızı tümüyle yok sayan adaletsiz ve haksız, “ben yaptım oldu” amaçlı jet hızıyla uygulamaya sokulan, adeta akıl almaz nitelikte şuursuzca ve hiçbir hukuksal gerçeğe dayanmayan vergiler ve harçların olağan üstü artırılması ve yaşamımızın içinde yer alan diğer zorunlu her türlü ürünlere peş peşe yapılan zamlar, daha seçimlerin yazılı mürekkepleri kurumadan hepimizin yaşamını derinden etkiler gerçeğiyle yüz yüze kalmış sak, sanıyoruz ki bizlerin seçimler öncesi bu iktidar hakkında yaptığımız tespitin ne denli haklı bir tutum ve tavrı ortaya koyduğumuzu bir kez daha net anlaşılır kılmıştır.
Sonuç olarak bu durumun çok kısa özeti şudur:
Devlet hazinesi boşalmış, bütçe normal gelirlerle telafisi mümkün olmayan şekilde açık vermiştir.
Son olarak yürürlüğe sokulan “yeni asgari ücretin yürürlüğe sokulması ile aynı zamanda gerçekçi olmayan oranlarla düşük gösterilen enflasyon sonuçlarıyla da olsa memur ve işçi emekli maaşlarının bu aydan itibaren uygulamaya girmesi sonucu, bu iktidar iki seçenekle karşı karşıya kaldığını hissetmiş ve “ya dışarıdan zorlanarak ta olsa yüksek faizli kredi bulabilme, ya da şu an olduğu gibi, emeğiyle veya emeklilikle yaşamını kıt kanaat sürdürmeye çalışan vatandaşlarımızı, yani en geniş halk kesimlerini hedefleyen “Deli Dumrul hikayesini hatırlatır şekilde vergilendirme ve harçlar adı altında olağan üstü hukuk dışı ödenti planlarını yine bizlerin sırtına yüklemeyi seçmiş ve uygulamaya sokmuştur.
Değerli basın, değerli yurttaşlarımız;
Buraya kadar kısmen özetlemeye çalıştığımız ve yaşamsal olarak tam bir felaketi andıran bu ülke gerçeğimizle karşı karşıya kaldığımız şu anda, bizlerin zaten açlık sınırı altında sürmekte olan yaşam koşullarımızın bu sözde maaş artış oranları ile tam bir yoksulluk ve sefaletin içerisine itildiğimiz bir gösterge olmuştur.
Üstelik bu artış oranı uygulanır hale dönüştüğünde, şu ana kadar 7.500 TL en düşük emekli maaşı almakta olan ve sayıları 9 milyonu aşan bu kişilerin içinde yine yaklaşık 6 milyonu bulabilecek kök maaşı 6.000 TL ve daha altında olan emeklilerimiz bu artıştan yararlanamayacak olup, yine 7.500 TL olarak emekli maaşı almayı sürdürür olacaklaradır.
Değerli basın ve değerli yurttaşlarımız;
Her ay çeşitli kurumlarca tespit edilip açıklanmakta olan yaşamsal geçim endekslerine göre , 4 kişilik bir ailenin mutfak gideri, yani sadece beslenmeyi ifade eden açlık sınırı harcaması 12 bin, yoksulluk sınırı ise 34 bin liraya ulaşmış olup, sadece mütevazi sayılacak bir ev veya dairenin aylık kirası en düşük emekli maaşına eş değerdedir.
Elbette bu yaşamımızla ilgili daha onlarca gerçek örnekleri çoğaltmamız mümkün, ancak artık yeter diye haykırmak, isyan etmek istiyoruz!.
Açız-yoksuluz-geçinemiyoruz insanca yaşayamıyoruz! Bayramlarda dahi çocuk ve torunlarımıza en ufak bir harçlık veremiyoruz, bankalardan veya yakınlarımızdan zorlukla alabildiğimiz borç paralarla yaşam mücadelesi veriyoruz.
Ben bu ülkeyi anonim şirket gibi yöneteceğim” diyen emekçi emekli düşmanı, patron sevici yani sadece zengin dostu böyle bir siyasal iktidarın, emekli maaşlarına layık gördüğü %25 lik sefalet zammını kabul etmiyor, zammını al başına çal, diyoruz.
Bu ülkenin geçmiş ve bugünün kalkınmasında görev ve sorumluluk almış ve üretmesinde bir fiil ömür tüketip, katma değer yaratmış, ayrıca yine bu devlete kuruşuna kadar vergisini verip, emekliliğine kadar sosyal güvenlik kurumuna eksiksiz primlerini ödeyen ve ülkemize dair her türlü vatandaşlık görevlerini yerine getirmiş bulunan biz emeklilerimizi böylesi bir yaşam koşullarına mahkûm edemezsiniz.
Sizlerden ayrıcalıklı bir lütuf beklemiyor ve istemiyoruz! Ancak en doğal hakkımız olan insanca yaşam şartlarımızın yerine getirilmesini istiyoruz.
En düşük emekli maaşımızın çalışan memurlara dair yürürlüğe sokulan en düşük maaş oranına endekslenmesini.
Maaşlarımıza süratle ve vakit geçirmeden seyyanen ek zam ve ülke kalkınmasında ortaya çıkan parasal oranın derhâl maaşlarımıza eklenmesi ile geçmişte seçim vaadi olarak siyaseten verilen 3600 göstergenin kamuda çalışan tüm personele ve emeklilere ödenmesini.
Emekli maaşlarındaki adaletsiz ve ayrışan maaş farklılıklarını giderici ve geniş kapsamlı intibak düzenlenmesinin yapılmasını, ayrıca yılda 4 kez olmak üzere birer maaş tutarında ikramiye ödenmesinin yürürlüğe sokulmasını.
Sağlığımızla ilgili her türlü tedavilerimizin sonuncunda maaşlarımızdan kesilen ödemelere son verilmesi ve en doğal insan ve anayasal hakkımız olan sendikal örgütlenme gerçeğiyle yaşam şartlarımızın korunup, geliştirilmesinin önünde engel olunmaması ve sendika statümüzün tanınması amacıyla uluslararası antlaşmalar ve anayasamızın 90 ncı maddesine uygun haline getirilmesini bekliyor ve istiyoruz.
Yaşasın emeklilerin birleşik mücadelesi, yaşasın demokrasi ve insanca yaşam mücadelemiz”.
Çankaya Şube yürütme kurulu.
Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com
Yorum Gönder