ABD'nin; Rusya'nın geliştirdiği S-400 füzelerini satın almamamız konusundaki ısrarına empatiyle bakıyoruz ve bu ısrarını biz iç işlerimize müdahale olarak asla görmüyoruz. ABD'nin, Suriye’deki PKK unsurlarına arka çıkmasını, onlara silah yardımında bulunmasını,S-400 sorunundan ayrı bir sorun olarak görüyor ve bizim siyasilerin de bu konudaki beceriksizliklerinin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekiyoruz.
İçinde bulunduğumuz çağda, her alanda devlet olarak, kendine yetecek teknolojiyi, savunma silahlarını bizzat kendin üretemiyorsan, halkın tüketeceği gıda maddelerini kendin üretip yetiştiremiyorsan, yeterli akaryakıt ve doğal gaz kaynakların yoksa, ülke olarak zaten tam özgür ve bağımsız değilsin.
Bir de Avrupa Birliği, Nato gibi Uluslar arası kuruluşları ve ortaklıkları düşündüğünde, aslında hiçbir ülke tam bağımsız değildir.
Bu koşullarda; ülke olarak, her an bir dış müdahale ve tavsiyeye hazır ve açık olmak zorundasınız.
Devletler arası dostluklar karşılıklı çıkar ilişkisine dayanır, hiçbir zaman çıkar beklemeyen ve süreklilik arz eden dostluklar olamaz.
Karşılıklı çıkarları gözeterek, karşılıklı çıkarlara dayalı dostlukları bozmadan karar alıp uygulamak zorundasınız. Ben tam bağımsız bir devlet'im diyemezsiniz.
Çünkü, bizim gibi gelişmekte olan, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığı olmayan, cari açığı çok fazla olan devletler, siyaseten de, asla tam bağımsız değildir ve olamaz da.
Bu nedenle, benim stratejik ortağım dediğiniz ve Nato üyesi olarak kalmaya devam ettiğiniz sürece, ABD'nin; kendi adına haklı olduğu, karşı askeri cenahtaki Rusya'dan S-400 almayın uyarısını, içişlerinize müdahale olarak göremezsiniz ve ben bağımsız bir devletim, Rusya'dan S-400 alırım, ABD den de F-35 savaş uçağı alırım para benim değil mi diyemezsiniz. Derseniz, ABD'de, öyleyse size F-35 satmıyorum derse, sesinizi çıkarmaya hakkınız olamaz.
Devletler hukuk vardır ama, devletler hukukunun yaptırımı yoktur. Güçlü olan devlet, her zaman haklıdır, şimdi bizim iç hukukta olduğu gibi.
Bizim avukatlık mesleğinden bir örnek verecek olursak. Bir davanın iki tarafı vardır, davacı ve davalı. Avukat olarak, ya davacı tarafın vekaletini üstleneceksiniz, ya da davalı tarafın, her iki tarafla aynı anda flört edemezsiniz beyler.
Hatta, ceza davalarında sanık tarafında birkaç tane suçlu varsa ve onlar arasında bir çıkar çatışması söz konusuysa, aralarında çıkar çatışması olan sanıkların tümünün avukatlığını üstlenemezsiniz.
Siyasal iktidarın Rusya’dan satın alıp parasını ödediği, gelmelerinin an meselesi olduğu S-400 füzeleri de işte öyle bir şey, bizi yönetemeyenler.
Olacağı şu, Rusya'nın ve lideri Putin'in hatırı, onun desteğine muhtaç olunması ve ona sempatik görünebilmek için satın aldığımız S-400 Füzeleri ülkemize gelecek ama, kullanıma hazır vaziyete getirilmeden çürümeye bırakılacak, ülkemizin sırtında bir kambur ve angarya olarak kalacaktır.
Güner Yiğitbaşı
07/07/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder