Amerika ve Türkiye'yi yönetenler, Nato ortaklığından olsa gerek, birbirlerinden sürekli olarak stratejik ortağımız diye bahsediyorlar.
Gerçekten öyle midir, yoksa karşılıklı siyasi bir riya ve yalan içinde midirler?
Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle strateji nedir, stratejik ortaklık ne anlama gelmektedir sorularını cevaplandırmak ve ABD ile Türkiye'nin bugün görünen ilişkilerine bakarak, bu ilişkilerin stratejik ortaklıkla bağdaşıp bağdaşmadığını değerlendirmek gerekir.
Strateji, sözlüklerde; önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol, olarak tarif edilir.
Bu strateji tarifini, bir Devletin uyguladığı strateji ‘ye uyarladığımızda, bir devletin politik, ekonomik, psikolojik ve askeri açıdan kendisi için önemli olan bazı amaçlara ulaşmak için tuttuğu yol, o devletin stratejisi olarak tanımlanabilir.
Bu nedenle iki veya ikiden ziyade devletlerin aralarında gerçek anlamda stratejik bir ortaklık kurabilmeleri ve kendilerine gerçekten stratejik ortak gözüyle bakabilmeleri için, bu devletlerin aralarında politik, ekonomik ve/veya askeri açıdan ulaşmak istedikleri ortak amaçlarının bulunması ve bu ortak amaçlara ulaşabilmek için aynı yolu benimsemeleri, bu amaçlara yönelik bazı kararları birlikte alma konusunda anlaşmaları gerekir.
Bu nedenledir ki; stratejik ortaklık, politik, ekonomik veya askeri konularda bir ortak amacı ve bu ortak amacı gerçekleştirmeye yönelik birlikte karar alabilmeyi zorunlu kılar.
Buraya kadar yaptığımız açıklama ve tanımlamalara ve ABD Trump yönetiminin, sözüm ona stratejik ortağı olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geleceğini ve bekasını ilgilendiren; en başta Kuzey Irak ve Kuzey Suriye de, İsrail'in güvenliğini ve bölgedeki petrol yataklarını düşünerek, bağımsız bir Kürt Devleti oluşumuna zemin hazırlayan, ülkemizin altını oyacak nitelikte, tek taraflı aldığı kararlara ve uyguladığı politik ve askeri stratejisine baktığımızda, ABD ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklığın, sözde ve lafta kaldığı açıkça görülmektedir.
ABD yönetiminin almış olduğu üç PKK liderine yönelik ödüllü karar da, stratejik ortaklığın gereği alınmış bir karar asla değildir. Amaç; şu anda Fırat'n doğusunda işbirliği yaptığı, adeta stratejik ortak gibi, aynı amaçları taşıyarak bu amaçları gerçekleştirmek için birlikte ortak kararlar alıp uyguladığı, aynı yolda birlikte ilerlediği PYD ve YPG'nin önünü açmak, ülkemizin terör örgütü olarak kabul ettiği bu örgüt'ü, PKK' dan ayrı tuttuğunu ilan edip, PKK'ın vesayetinden ve gölgesinden kurtararak, yasal hale getirmektir.
Saray sözcüsünün açıklamalarına baktığımızda; bizi yönetenlerin de, ABD'nin bu iki yüzlü ve hain tutumunun farkında olduklarını anlıyoruz ve biraz rahat bir nefes alabiliyoruz.
08/11/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder