Ayinesi İştir İktidarın Söze Bakılmaz

Hani güzel bir söz vardır ya. Ayinesi iştir kişinin söze bakılmaz, şeklinde. Biz bu sözü; iş başındaki, dediğim dedik diyen, tüm devlet gücünün t

Ayinesi İştir İktidarın Söze Bakılmaz
Hani güzel bir söz vardır ya. 


Ayinesi iştir kişinin söze bakılmaz,  şeklinde. 


Biz bu sözü;  iş başındaki, dediğim dedik diyen,  tüm devlet gücünün tek adamda toplandığı Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin geçerli olduğu,  demokrasi ve insan hakları, bağımsız yargı sözlerini ağzından hiç düşürmeyen ve her vesileyle bu kavramları en iyi şekilde hayata geçirdiklerini övgüyle dile getiren, gerçekte bu kavramlarla hiç barışık olmayan  iş başındaki tek adam iktidarının;  hukuk, hak ve adalet ve anayasa dışı icraatlarına bakarak, ayinesi iştir iktidarın söze bakılmaz şeklinde,  bugüne uyarlıyoruz. 


Biz demokratız, hukuk devletiyiz, yargımız bağımsız ve tarafsızdır demekle, sözle demokrat olunmuyor maalesef. 


Ülke cadı kazanına döndü adeta. 


İstanbul Çağlayan adliyesi;  iktidarın harp karargahı ve ateş idare merkezine döndü adeta. 


Her sabah,  çeşitli toplum kesimlerine mensup kişilerin gözaltına alındığı, sorgulandığı,  tutuklamaya sevk edildiği, tutuklandığı,  olmadı adli kontrol altına alındığı haberleriyle uyanıyor halkımız. 


Ülkenin çözüm bekleyen devasa sorunlarını bıraktık,  iktidarın hukuk dışı uygulamalarını,  yargıyı silah olarak kullanmak suretiyle halkın üzerinde kurduğu antidemokratik baskıları konuşur olduk,  gece ve gündüz. 


İktidar; benim doğrularım dışında her şey yanlıştır, herkes benin gibi düşünecek, çatlak ses duymak istemiyorum,  aksi halde başına gelecekleri düşünsün diyerek,  yargı silahıyla halkını yola getirmeye çalışıyor. 


Devletin paraları; kalkınma  yerine, demirden yapılmış polis barikatlarında ve yeni cezaevleri yapımlarında çarçur ediliyor. 


İktidar büyük korku içinde, muhalefet partilerinin, muhalif halkın ve sivil toplum kuruluşlarının en samimi demokratik eleştirilerini, teğmenlerin laik Cumhuriyeti ve demokrasiyi koruyacaklarına dair içtikleri andı ve dile getirdikleri Atatürk'ün askerleriyiz sloganını dahi darbe girişimi olarak algılayan, demokratik yollardan iktidardan uzaklaşmayı göze alamayan bir iktidarın anayasa ve hukuk dışı çırpınışlarının ve icraatlarının topluma yaydığı dalgalarına göğüs germeye çalışan zavallı ve çaresiz bir toplum haline getirildik maalesef. 


Yaşımız gereği, AKP iktidarı tarafından haksız bir şekilde eski Türkiye diye horlanan, AKP öncesi o eski Türkiye’nin 1960 sonrasını iyi hatırlayan bir kişi olarak,  o eski Türkiye'yi ve o dönemin yöneticilerini ve halkın,  her şeye rağmen sahip olduğu o toplumsal mutluluğu arıyorum doğrusu. O eski Türkiye’de bizi yönetenler sarayların kalın ve kapalı duvar ve kapılarının ardında şaşalı bir şekilde  yaşamıyorlardı, yaya olarak halkın arasına girebiliyorlardı, araçları yüzlerce koruma ordusu tarafından izlenip korunmuyordu, onlar da halktan biri gibi yaşayabiliyorlardı, devletin paralarını israf etmiyorlardı, örtülü ödeneği amacına uygun ve ölçülü kullanıyorlardı, kendilerine tahsisli özel onlarca uçakları yoktu, anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü, protesto haklarını kullanan insanların üzerlerine polis ordusunu sürerek engellemeye kalkmıyorlar, insanlara orantısız polis gücü uygulamıyorlardı, rahmetli DEMİREL; yollar yürümekle aşınmaz diyebilecek kadar demokratik  hoşgörü ve olgunluk gösterebiliyordu. O kadar çok askeri darbeye muhatap olmasına karşın, demokratik anayasal eleştiri ve protesto haklarını kullanan halkı, potansiyel darbeciler olarak yaftalamıyor,  hiçbir korkuya kapılmıyordu. 


Biz buna rağmen rahmetli DEMİREL'i dahi beğenmiyorduk,  onu dahi demokrat bulmuyorduk,  kendimizi özgür hissetmiyorduk. Şimdi,  onu dahi rahmetle anıyoruz ve özlüyoruz. 


Hani siyasete girerken kefeninizi giyerek yola çıkmıştınız, nedir bu yüce Türk halkından korkunuz? Anlamak mümkün değil. 


Sizler,  bu asil ve demokratik sabır taşıyan milletin, halk iradesine ve demokrasiye olan saygısına inanmıyorsunuz sanırım. Bu millet,  çektirdiğiniz bunca sıkıntıya rağmen sesini çıkarmadan sandığı bekliyor. Sanırım sizler, ülkemiz dışında en ufak bir sıkıntı karşısında sokaklara çıkarak şiddet gösterisi yapan iktidara adeta meydan okuyan insanların eylemlerini televizyonlarda izlememişsiniz. İzleseniz bu asil milletin değerini daha iyi anlayacaksınız. 


AKP iktidarı, halkından korkuyor, halkını tanıyamamış, demokrasiye saygılı halkına haksızlık yapıyor. Demokratik anayasal haklarını kullanarak barışçıl protesto ve eleştiri haklarını kullanmak amacıyla başını kaldıran insanların başını anında ezmeye çalışıyor. 


AKP iktidarı; Anayasal ve barışçıl eleştiri ve protesto haklarının kullanılmasının yol olmasından adeta çekiniyor, oysa ki,  ülkeyi iyi yöneten anayasa ve yasaların dışına çıkmayan,  kendisine güvenen iktidarların korkmaları için hiçbir neden olamaz. 


Korkunun ecele faydası yoktur. Bir insan,  sürekli korkuyla asla yaşayamaz, sağlıklı düşünemez,  daima hata yapar ve battıkça batar. 


Halkın darbe yapacağından korkan ve bu korkuyla yaşayan ve ülkeyi hukuk dışına çıkarak yöneten  iktidarların,  ara sıra  aynaya da bakmaları gerekir. 


20/02/2025

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget