Emekliler ellerinde çeşitli slogan ve protestoların yazılı olduğu dövizler çeşitli sloganlar eşliğinde basına şu açıklamaları yaptılar:
2024 yılının ilk 6 aylık enflasyonu TUİK tarafından açıklandı TUİK in enflasyon hesabının güvenilir olduğuna dair kamuoyunda hiçbir emare görünmüyor.
“TUİK şaşırma sabrımızı taşırma” sloganları atılıyordu.
Buna rağmen siyasi iktidar, şaibeli enflasyon hesabını baz alarak maaşları dizayn etmek istiyor.
Bu hesaplar yıllardır gerçekliliğini yitirmiş, emeklileri ölüm sınırında yaşamaya mahkûm etmiş, rasyonaliten uzak hesaplardır.
Bakanların açıklamalarına bakılırsa temmuz ayında yapılacak maaşlardaki kayıpların telafisi düzenlemesi kök maaşlar üzerinden yapılacaktır.
Bu durumda işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin çok büyük bir kısmının ele geçen maaşlarında değişiklik olmayacaktır.
Geri kalan emeklilerin bir bölümünde ise yüzde sıfır ile yüzde 25 aralığında değişik oranlarda bir kısım kayıpların telafisi olacaktır.
“Hırsız TUİK elini cebimizden çek” sloganları atılıyordu.
Memur emeklilerinin maaşlarında ise, açıklamalara bakılırsa yüzde 20 dolayındaki artış kayıpların telafisini karşılamaktan çok uzaktır.
Özetle, halı hazırda iktidarın maaş artışı dediği şey, zam veya maaş artışı değil, eriyen maaşların 2024 Ocak’taki yani 6 ay önceki alım gücüne erişmesi düzenlemesidir.
Bu düzmece artış ile o bile mümkün gözükmüyor. Emeklilerin kayıpları ilk 6 aylık TUİK enflasyon hesabı ile karşılanamayacağı gibi, gelecek 6 ay kayıplarımız daha da fazla olacaktır.
Şimdiden iktidar birçok kaleme zam yapmaya başladı. Enerjiye en çok ihtiyaç duyulan bu mevsimde, elektriğe yüzde 38 zam yapıldı bile.
“Emekliyiz haklıyız kazanacağız” sloganları atılıyordu.
1 Temmuz’dan geçerli denerek ilk 6 ay için düşük enflasyon hesabı oyununu göz göre göre kurnazca sergilemekten çekinmediler.
“AKP’den hesabı emekliler soracak” sloganları atılıyor.
Aklımızla oyun oynuyorlar.
Emeklileri, asgari ücretle çalışanları, yani emeğiyle alın teriyle çalışanları aç bırakarak tasarruf yapılamaz.
Bizler bırakın tasarruf yapmayı, açlıktan ölmemek için direniyoruz. Tasarruf yapılacaksa bu ülkenin kaynaklarına çökenlerin muslukları kesilsin.
“Sendika hakkımız söke söke alırız” sloganları atılıyor.
Bedel ödenecekse bu ülkeyi bu duruma getirenler bedel ödesin.
Emeklilerin, emekçilerin yaşam boyu ödedikleri bedel yetti de arttı da. Neresinden bakılırsa bakılsın, emeklilere asgari ücretle çalışanlara yaşam hakkı tanımayan bu anlayışı bu köle düzenini bu sadaka sistemini asla kabul etmiyoruz.
“Gün gelecek devran dönecek hırsızlar halka hesap verecek” sloganları atılıyordu.
Yıllardır emeklilere ulusal büyümeden pay verilmiyor. Bu bile emeklilerin maaşlarında toplamda çok büyük oranda düşüşe neden olmuştur. Memurlara verilen seyyanen artışı, memurlar fazlasıyla hak etmiştir.
“Çetelerden hesabı emekliler soracak”. Sloganları atılıyordu.
Bu artışın yasa gereği memur emeklilerine de verilmesi gerekirken, yasa arkadan dolanılarak bu artış memur emeklilerine verilmemiştir.
Aynı hak emekliler için de hayatidir. Seyyanen artışın emeklilere de yapılması zorunludur.
“Zam zulüm sefalet işte AKP” diye çınlıyordu.
Acil olarak bütün emeklilerin maaşlarına 15 000 liralık seyyanen artış yapılmalıdır.
Tekrar ediyoruz, kısa vadede emeklilerin maaşlarına temmuzda kayıplarımızın telafisi ve gelecek 6 aylık hissedilen enflasyon oranı ve refah payına ilaveten 15000 liralık seyyanen artış yapılmalıdır.
Uzun vadede ise 2008 de uygulamaya sokulan yasa kaldırılmalı, maaş güncelleme katsayısı ve maaş bağlama oranı yeniden düzenlenmelidir.
“Saraya değil emekliye bütçe” sloganı atılıyordu.
Bu düzenlemede en düşük emekli maaşı en düşük memur maaşına eşitlenerek yapılandırılmalıdır.
Acil olarak sağlığa erişim kolaylaştırılmalı ve sağlıkta ücret ödemeleri kaldırılmalıdır. Bugün kimi ameliyatların yapılması için yüz binlerce lira ödeme istendiği bir ortam korkutucuudur.
Sendikalaşmamız engellenmektedir. Kurduğumuz sendikalar iktidarın siyasi kararıyla kapatılmaktadır. Artık keyfiyete son verilmelidir.
Demokratik bir hak olan sendika kurma özgürlüğümüz tanınmalıdır. Bu konuda TBMM’ni göreve çağırıyoruz.
Uluslararası sözleşmelere uyun iç hukukta gerekli düzenleme yapılmalıdır.
İktidar, temmuzda asgari ücreti artırmayacağını söylüyor. Umuyoruz bu çılgınlıktan vaz geçilir.
Yoksulluk sınırının beşte biri kadar bir ücretle insan çalıştırılmaz. İktidarın Mehmet Şimşek eliyle hayata geçirmeye çalıştığı vahşi kapitalizm yeni bir köleci düzendir.
Çalışanların da bunu kabul etmemesi gerekir. Zira bu düşük maaşlar, emekli olunduğunda halihazırda 10 bin lira maaş alan emeklilerin kaderine ortak olmaktır.
İktidarı uyarıyoruz! 22 yıllık sömürdüğünüz, yandaş derneklere cemaatlere, tarikatlara, yandaş şirket ve müteahhitlere aktardığınız ülke kaynaklarının bedelini biz emeklilere, asgari ücretlilere, emekçilere yüklemenize bütün gücümüzle itiraz edeceğiz.
Krizi yaratanlar bedelini ödesin. İnsanca yaşam için demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz.
Demokrasilerin seçimden seçime rüşvet aracı olmadığını, demokrasilerin bir yaşam biçimi olduğunun dersini vereceğiz.
Yaşasın insanca mücadelemiz
Yaşasın Tüm Emeklilerin Sendikası”
Cevat Kulaksız kulcvat599@gmail.com
Yorum Gönder