Emekli Öğretmen Muzaffer Memiş’in yazıp Emekli öğretmen Fazıl Çakıroğlu’nun okuduğu ve videolaştırıldığı şiir okunurken, öğretmenlikte geçen görüntüler anılarla videolaştırılan bu duygu yüklü şiirde o yılları anımsatan görüntüler bulunuyordu. İlk görüntüde bir köy yolunda öğretmen ve öğrenciler ellerinde “NE MUTLU TÜRKÜM” yazılı bir dövizle bayram günü olsa gerek yürüyorlardı. Hemen arkasından bir ata binmiş kışı kar tipide yolda gidiyordu, muhtemelen öğretmendi. Tek başına köy yolunda sırtında bir torba gibi çıkınla bir adam yolda yürüyor, muhtemelen öğretmen olmalı. Bir boş oda odada masanın üstünde yanan bir gaz lambası görünüyordu. Yine okulun önünde üç bayan beş öğretmenlerin fotoğrafları, aynı kareden sonra sınıf içinde bir bayan öğretmen sınıfın ortasında teneke sobanın kapağını açmış sobayı yakmaya çalışıyor görüntüsü mısralar arasında görülüyordu Dolaylı İlkokulu yazıl okul levhasının önünde eli fırçalı üstü başı boyalı görülen bir erkek muhtemelen okulunu boyamaya çalışan öğretmen olan bir görüntü vardı. Daha sonra sınıfın içinde öğrenciler ve öğretmen görüntüsü vardı. Daha sonra bir dağın veya tepenin dibinde bir köy görüntüsü vardı. Muzaffer Memiş öğrencileri ile gencecik yaşında öğrencileri ile bir görüntü vermiş. Başka bir görüntüde bir köy okulu ve önünde halkalar daireler oluşturmuş öğrenciler oyun oynuyorlardı. Başka bir görüntüde bayan öğretmenler ve öğrenciler ellerinde fırçalarla okulun önünü temizliyorlardı. İşte bu görüntü ve yaşantılardan çok daha hazin, sıkıntılı, meşakkatli yılları yaşamış bir öğretmen olarak bunlardan duygulandım, beni o 50 yıl önceki anılarıma götürdü. Bu duygu yüklü meslektaşımızın şiirin size sunmak istedim. Bu ülkenin kalkınmasında unutulmaz emekleri olan yaşayan meslektaşlarıma selam olsun, rahmete kavuşanlar ışıklar içinde yatsınlar.
Emekli Öğretmen Muzaffer Memiş’in yazdığı bu şiiri sizlere sunmak istedim. Bir bağlama eşliğinde ve eski yılları öğretmenlikle ilgili sınıf ve öğrencileri de kapsayan öteki görüntüler eşliğinde “şu yüce dağları duman kaplamış, yine mi gurbetten kara haber var” uzun havasının avazında (bu türküyü her dinlediğimde bana engin bir hüzün verir) okunan bu şiir aynen şöyle:
“Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette,
Selam size emekli tüm öğretmenler
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette,
Nur içinde yatsın göçüp gidenler
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Yollar çetin araç yok hasretlik
Saatlerce yürüdük tabana kuvvet
Kutsal görevimizdi en büyük servet
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Elektrik yok su yok lojman nerede
Su bulursan şanslısın o da derede,
Hasta olmasak derdik Allah verede
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Bazen müdür olduk bazen müstahdem,
Doktorduk hemşireydik öğretmendik hem
Eğitime öğretime çok verdik önem
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Kışın şehre inmek aylar sürerdi,
Rüyalarımıza hep hasret girerdi,
Bazılarının köyü en ücra yerdeydi
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Defalarca okurduk bir mektup gelse,
Lüksümüz pilli radyo o da çekerse,
Boş günümüz yoktu yapmadık ense
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Televizyon telefon hiç kullanmadık,
Bilgisayar tablette yardım almadık,
Yine de eğitimde geri kalmadık,
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Zor şartlarda bile umut kesmedik,
Kadere isyan edip yağıp esmedik,
Sevdik vatanımız asla küsmedik,
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Yaşayanlar söylesin var mı bir yalan,
Yetersiz rapor alıp terfisiz kalan,
Yazmakla bitmezdi üç çeşit plan,
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Genç öğretmenler sakız siz alınmayın,
Şimdi şartlar değişti hiç kırılmayın,
Teknoloji var artık siz yorulmayın,
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Sakın Memiş’e bunlar masal demeyin,
Eskilerin hakkını sakın yemeyin
İster hak verin bize ister vermeyin
Öğretmenliği biz yaptık bu memlekette.
Emekli Öğretmen Muzaffer Memiş
Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com
Yorum Gönder