Benim gibi 68 kuşağından olan Deniz GEZMİŞ ve iki arkadaşının idam edilmelerinin üzerinden elli iki sene geçmiş.
İdama mahkum olmayı ve bu cezalarının kesinleşerek, yaşamlarının baharında genç bir fidan olarak asılıp ölmeyi hak ettiler mi?
Tabii, kocaman bir HAYIR. Asla hak etmediler.
Her şeyden önce, idam bir ceza değil, ne kadar suçlu olursa olsun, bir insanın hayatına son vermek ceza olamaz.
İdam cezası; devletin, yani kamunun, karşı taraftan bir öç almasıdır. Kişiye yasak olduğu halde, Devletin, kan gütme saikiyle işlediği bir cinayettir.
Amacımız; tam bağımsız, kimsenin kimseyi sömürmediği adil ve demokratik bir Türkiye özlemi de olsa, bu amaca ve hedefe, beğensek de beğenmesek de, ülkede yürürlükte olan pozitif hukuk kurallarına riayet ederek ulaşmak, herkesin görevidir. Hukuk dışı taktiklerle amaca ulaşmaya çalışmak, haklı davada haksız hale getiriyor insanları maalesef. Kurulu düzeni savunan muktedirler; ülke yararına olan amaca ulaşmak, kötü düzeni değiştirmek için uygulanan bu hukuk dışı eylemleri bahane ederek, orantısız bir güç kullanarak kurulu düzeni savunmaya çalışıyorlar. İşte bu oyuna gelmemek gerekiyor.
Ülkelerini sevdiklerinden, amaçlarının kimsenin kimseyi sömürmediği, demokratik ve tam bağımsız bir düzen tesis etmek olduğundan en küçük bir şüphemizin bulunmadığı Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarına; amaçladıkları tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşmak için kurdukları illegal örgüt ve onun adına işledikleri silahlı şiddet eylemleri nedeniyle verilen idam cezası; gerçekten, eylemlerinin hukuki karşılığı olmayan ağırlıkta ve vasıfta, hukuken hiç hak etmedikleri, orantısız bir güç gösterisi ve bir ceza olup, hayatları ellerinden alınmıştır.
Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarının; ülkelerini seven, ülkelerinin tam bağımsızlığı ve halkının özgürlük ve refahı için, ellerini taşın altına sokarak mücadele verdiklerinden en ufak bir şüphem asla yoktur.
Ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi, amaç ne kadar ulvi ve yüce olursa olsun; her insan gibi, onların da yürürlükteki pozitif hukuk kurallarına göre suç teşkil eden şiddete dayalı bir yöntemi seçerek mücadele verecek yerde, legal ve suç teşkil etmeyen silah ve şiddet içermeyen bir yöntemi kullanarak mücadele etmeleri gerekirdi diye düşünenlerdenim.
Kurtuluş Savaşında ATATÜRK ve silah arkadaşlarının; emperyalist istilacı devletlere ve düşmanla işbirliği yapan Osmanlı Saray yönetimine karşı halkımızı da arkasına ve yanına alarak gerçekleştirdikleri örgütlü ve silaha dayalı mücadele ve kurtuluş savaşıyla, Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarının; iktidara yönelik, şiddet içeren yöntemlerle giriştiği mücadeleyi, asla aynı kefeye koyamayız. Bu ülkenin, meşru tam bağımsızlık mücadelesi veren ve kazanan tek devrimcisi, Mustafa Kemal ATATÜRK ve yakın arkadaşlarıdır.
Amerikan emperyalizminin dümen suyuna giren kurulu düzenin parti ve iktidarlarına karşı tam bağımsız ve özgür bir düzen kurulması için mücadele veren Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarına sevgi ve saygı duyuyorum, ölüm yıldönümlerinde onları sevgiyle ve rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.
Ancak, karşılığı kesinlikle idam olmayan, hukuk eğilip bükülerek, ihlal edilerek idam cezasına çarptırılmalarının çok büyük haksızlık ve hukuksuzluk olduğu gerçeği kadar, daha hafif cezaları hak eden suçlar işlediklerini de herkes kabul etmelidir.
Tüm gerçekler, gazete arşivlerinde, yerli yerinde durmaktadır.
06/05/2024
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder