“-Bu asansör engellilere ait dışarı çıkın”. Biz şaşırdık, bu garip istek karşısında, “ne yani engelliler binerken yaşlılar öbür vatandaşlar binmeyecek mi” falan dedik. Adam gayet kendinden emin bir şekilde, “bakın kapının üstünde engellilere ait, diye yazıyor; çıkın asansörden ben engelliyim ben bineceğim” diye dayatıyordu. İçeridekiler ile engelliler arasında tartışmaya varan konuşmalar oluyor, asansörün içinde bayanlar söylenerek asansörden dışarı çıktılar. Biz içeride benden yaşlı kravatlı görülen bir adamla birlikte kaldık, engelliye “gel sen de gel hepimiz de sığarız yer var” diye söylememize rağmen adam binmiyor, biz iki kişiye “dışarı çıkın bu engellilere ait” diye söyleniyordu.
Yanımdaki adam, “terbiyesizlik yapma bu şahsına ait yaşlılar da engelliler de her herkes biner” diyor ben de destekliyordum. Engellinin arkasında biraz genç görünümlü bıyıklı adam da lafa karıştı, “sizsiziniz terbiyesiz, çıkın bu engellilere ait” diye o engelliye destek veriyordu. Biz inmiyoruz, dedik, engelli “öyle mi” haydi gidin bakalım” engelli arabasını asansörü kapatmayacak şekilde ortaya sürerek kapının kapanmasını engelledi.
Adam kapı üstündeki “engellilere ait” yazısını görünce sadece engelliler biner, başkaları binmez anlamış olmalı. Oysa günlük yaşantımızda engellilerle birlikte yaşlılar da gençler de biniyor hiçbir sorun çıkmıyordu. Binersin binmezsin tartışmaları devam ediyor, engelli adam asansörün kapısını arabası ile tutmuş, asansörün gitmesini engelliyordu. Bu görgüsüz adamı boş yer olduğu halde “içeri gel sana da yer var” dememize rağmen engelli adam kapının arasından ne içeri giriyor ne dışarı çıkıyordu. Artık sinirler gerilmeye karşılıklı kırıcı sözler söyleniyor, terbiyesiz, şerefsiz lafları havaya uçuyordu. Yanımdaki benden yaşlı adam daha sinirlenmeye, elleri titremeye, kaba laflar söylemeye başladı.
Bu sırada, biraz irice siyah elbiseli kravatlı, orta yaşlı sonradan görevli olduğunu öğrendiğimiz biri geldi, bizim dayatmacı engellinin arkasına geçerek, engelliye şöyle dedi: “Neden kamunun bu aracını engelliyorsun, engelli de yaşlı da herkes biner, yanlış yapıyorsun”. İstasyonda görevli olan kişi bu engelliyi birkaç uğramasına rağmen, bizim dayatmacı engelli “yok ben engelli olarak yalnız bineceğim” lafları ediyordu. Dayatmacı küstah tavırlı engelli, “siz ne karışıyorsunuz, bura engellilere ait, güvenlik yok mu” diye seslice arkaya başını çevirip söylendi.
Bu böyle devam ederken, istasyonda görevli olana kişi, “ben güvenliğim, hakkında tutanak tutacağım” diyerek arabayı hızla dışarı çekti. Asansör yukarı doğru iki kişi olarak yanımdaki yaşlı adamla çıkmaya başladık. Yanımdaki kravatlı yaşlı adam asansörün içinde meydanı boş bulduğundan engelli için küfürler savurmaya, “anladık engellisin, başka yaşlı kimseler binemez mi, bu pezevenk bir şey görmemiş mi” laflar ediyordu. Üst katta asansörden çıktık, yanımdaki yaşlı adamla vedalaşırken, “aman abi kafana takma, onun cahilliğine say, üzülme” diyerek teselli verdi. Vedalaştık ayrıldık. Gerçekten böylesine tuhaf garip bir olaya hiç tanık olmamıştım, çok şaşırdım, toplumda ne insanlarımız var, diyerek söylenerek Kızılay’ın insan kalabalığının seline kapılıp yoluma devam ettim.
Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com
Yorum Gönder